Devlet ve Cumhuriyet Hepimizindir
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 13 Şubat 2019
Cuma
Türkiye devleti, Türkiye Cumhuriyeti bizim devletimiz, bizim Cumhuriyetimizdir.
Biz kimiz? Biz, Türkiye halkıyız. Bütün çeşitlilikleriyle, bütün altkimlikleriyle halkın hepsinin, tamamınınn, tümünün devleti ve Cumhuriyetidir bu devlet ve Cumhuriyet.
Birtakım gizli, esrarlı klikler, şebekeler, çeteler, egemenler “Cumhuriyet bizim Cumhuriyetimizdir, bu devlet bizimdir. Bizden olmayanlar, bizim gibi olmayanlar, bizim görüş ve ideolojilerimizi paylaşmayanlar devlet ve Cumhuriyet için bir tehdit ve tehlike oluşturmaktadır. Devleti ve Cumhuriyeti onlara karşı koruyacağız. Devleti ve Cumhuriyeti yıktırtmayız…” şeklinde saplantılar içindedir. Devletimiz ve Cumhuriyetimiz için en büyük tehlike ve tehdit bu zihniyettir.
Devletimiz ve Cumhuriyetimiz bütün gizli locaların, teşekküllerin, tarikatlerin üzerindedir. Bu devlet ve Cumhuriyet sadece Sünnîlerin olmadığı gibi sadece Alevîlerin de değildir; hepsinindir.
Farmasonlar, sahte bir Atatürkçülük ve Kemalizm maskesi ile “Devleti ve Cumhuriyeti koruyacağız, onları gericilere yıktırtmayız” edebiyatı yapamazlar. Bu devlet, bu Cumhuriyet Farmason devleti, Farmason Cumhuriyeti değildir. Onlar nasıl samimî Atatürkçü olabilirler ki, Atatürk 1935’te Mason localarını kapattırmıştır. Localarını, tarikatlerini kapattıran bir zatın ismini kendi nüfuzları, hakimiyetleri, saltanatları için kullanıyorlar.
Birtakım adamlar “İlle de Birinci Cumhuriyet… Kesinlikle İkinci Cumhuriyet istemeyiz!” diye gürültü kopartıyorlar. Cumhuriyet rejimi kurulduğu 1923’ten bu yana nice safhalar geçirmiştir. Esas olan fazilet üzerine, adalet üzerine, hukukun üstünlüğü prensibi üzerine, Türkiye’nin kimliğine saygı üzerine, temel insan hak ve hürriyetlerine bağlılık üzerine işleyen Cumhuriyettir. Birincisinin, İkincisinin, Üçüncüsünün önemi yoktur. Gerçek Cumhuriyet olsun da, kaçıncısı olursa olsun.
Birtakım çetelerin, soyguncuların, kokuşmuşların devlet ve Cumhuriyet edebiyatı yapmalarına gülünür. Devleti ve Cumhuriyeti korumak onların tekeline mi verildi? Devlet ve Cumhuriyet için en büyük tehdit ve tehlike, korkunç boyutlara ulaşmış olan kokuşmadır. Devletimizin ve Cumhuriyetimizin kuyusunu kazanlar banka soyguncularıdır. Soydular soğana çevirdiler, kırk milyar dolarlık fatura devlete, millete, ülkeye çıktı.
Cumhuriyetin ve devletin en büyük düşmanları, iki yüz milyar kara para sahibi olan eşkıyadır.
Cumhuriyet ve devletin en azılı tahripçileri temel insan haklarını ihlâl eden, adaletsizlik yapan despotlardır.
Devleti ve Cumhuriyeti koruyacaklarmış… Gölge etmesinler, başka ihsan istemez!
Devlete ve Cumhuriyete en fazla zarar verenlerin bazısını teşhir ediyorum.
1. Onlar kısa bir müddet içinde bu ülkeyi 215 milyar dolar yüksek faizli, kısa vadeli iç ve dış borca sokmuşlardır.
2. Onlar bu halkı Sünnî Alevî, Türk Kürt, sağcı solcu, ilerici gerici, lâik dinci, şucu bucu diye birbirine düşman kamplara ayırmışlar; böylece toplumsal barışın, millî mutabakatın temellerini dinamitlemek istemişlerdir.
3. Onlar bu ülke halkının çoğunluğuna sömürge yerlisi, zenci, ikinci sınıf vatandaş olarak bakmaktadır.
4. Onlar çeşitli komplo, sabotaj, tertiplerle millî gelirin son derece adaletsiz dağılmasına yol açmışlar; halkın yüzde doksan yedisi sürünür perişan olurken, yüzde üçünün anormal şekilde zenginleşmesine, saçıp savurmasına yol açmışlardır.
5. Onlar bu memlekette terörü, uyuşturucu kaçakçılığını, silâh kaçakçılığını, bin türlü gayr-i meşru işi, rüşveti, kokuşmayı teşvik etmişler, bu yolla milyarlarca dolar vurmuşlardır.
6. Onlar bu ülkenin, bu milletin, bu devletin edebî-yazılı lisanını dejenere edip kuşa çevirmişler, eğitimini ve üniversitelerini çürütmüşler, sağlıklı toplum yapısının temel taşı olan aileyi sarsmışlar, sahte bir çağdaşlık perdesi altında ahlâksızlığın ve çürümenin her türlüsüne yeşil ışık yakmışlardır.
7. Onlar bu ülkenin ziraatini, sanayiini, hayvancılığını çökertmişlerdir.
8. Onlar Türkiye’nin, Güney Kore gibi yüzde yüz millî ve yerli mükemmel otomobiller üreterek bütün dünyaya satmasına mâni olmuşlar; böyle bir sanayi yerine başka ülkelerin modası geçmiş, geri teknolojili, ihracata müsait olmayan modellerinin montajıyla uğraşan bir sanayi kurarak iç piyasayı tokatlamışlardır.
9. Onlar kadın ve kızlara seks ve şehvet gözüyle bakmışlardır.
10. Onlar bu ülkeyi, bu devleti babalarının çiftliği, mandırası gibi görmüşler, halka da hizmetkâr muamelesi yapmışlardır.
Türkiye devleti, Türkiye Cumhuriyeti halkın şefkatli babası ve hizmetkârıdır. Devletimizi ve Cumhuriyetimizi bu ülkede yapılan, sergilenen bütün kötülüklerden tenzih ediyorum. Bunları devlet ve Cumhuriyet yapmıyor; devleti ve Cumhuriyeti kullanmak isteyen birtakım tekelciler, şebekeler, klikler yapıyor. Onlarla devletimizi ve Cumhuriyetimiz kesinlikle özdeşleştirmemek gerekir.
Devlet adalet demektir, Cumhuriyet fazilet demektir.
Devlet ve Cumhuriyet bu ülkeye, bu halka, Türkiye kimliğine hizmet için vardır. Devlet ve Cumhuriyet ne sağcılığın, ne solculuğun, ne herhangi bir ideolojinin, ne bir tarikatin, ne de bir zümrenin tekelinde ve hizmetinde olabilir. Askerlik hizmeti yapan, vergi ödeyen, bu ülkeyi seven, cebinde TC hüviyet kartı taşıyan herkes bu ülkenin, bu devletin, bu Cumhuriyetin sahibidir.
Bu ülkenin halkı ve sosyal yapısı ABD’de, Kanada’da, Batı Avrupa ülkelerinde, Japonya’da olduğu gibi geniş bir hürriyet verilmesine, evrensel insan hak ve haysiyetlerinin oralarda olduğu gibi uygulanmasına müsait değilmiş… Bu gibi iddialar hezeyandan ibarettir. İnanç, din, düşünce, inançlarına uygun bir şekilde yaşama, korkusuz ve güvenli bir hayat sürebilme, kendi millî kimliğini koruyabilme gibi hürriyetler hiçbir bahane ile çiğnenemez.
Benim için “O bir gericidir, o bir dincidir, devleti ve Cumhuriyeti bu gibi adamlara yıktırtmayacağız…” mealinde lâflar eden adamlar hadlerini bilsinler. Bu ülke, bu devlet, bu Cumhuriyet onların babalarının malı değildir. Bu ülke onların çiftliği değildir. Önce kara servetlerinin, haram gelirlerinin, yolsuz işlerinin hesabını versinler, ondan sonra konuşsunlar.19 Ekim 2002