Dil Felaketi
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 09 Ocak 2019
Gerçekten
bir kitap… Ben nefis sıfatını her güzel şey için kullanmam. Hattâ bu kitaba
demek gerekir. Şimdi zengin Türkçeyi bilen hemen hemen kalmadı,
Kitap Fransızca, ismi
Fransa’da
çıkartmış, 408 sayfa. İçinde irili ufaklı binden fazla resim bulunuyor. Mübalağa etmeden söylüyorum, bu
Böyle bir eser ortaya koydukları için Fransızları takdir etmek gerekir. Kalabalık bir heyet tarafından yazılmış, hazırlanmış, tertib edilmiş. Bir turist rehberi gibi görünüyor ama
Dostlarımdan bir doçent kitabı görünce
dedi.
Eserin 46’ncı, 47’nci, 48’inci sayfalarında
O kısımdan kısa bir paragrafın tercümesini okuyucularıma sunuyorum:
“Dildeki zorbaca kopukluğa,
ortaya bir felaket çıktı. Lisan ve edebiyat eğitiminin Arap yazısı ile olması, Latincede ve eski Yunancada olduğu gibi, büyük bir kültürün temellerini teşkil edecekti. Cumhuriyet çocukları, mimarlık ve tarih bakımından çok zengin bir ortam içinde olmalarına rağmen
dedelerinin mezar taşlarını okuyabilmekten acizler!”
Kitapta bizim alışık olduğumuz için farkına varmadığımız çok önemli bir realiteye de dikkat çekiliyor.
deniliyor. Bu konuda, ressam çizgisi ile
, inşaallah bunların temiz fotokopilerini çektirip bir yazımda okuyucularımın dikkat ve ibret bakışlarına sunacağım.
Bakın,
hükmünü verebiliyorlar.
Birtakım güçlükler ferdlere ve toplumlara güç, vasıf ve üstünlük kazandırırlar. Lisanın, yazının zorluğu bu cümledendir. Japonya’da üç çeşit yazı var, üçü de çok çetrefil, öğrenilmesi hayli zor. Japonlar öğrenmeye küçük yaştan başladıkları zor yazılarıyla güçlü, vasıflı ve üstün olmuşlardır.
birincisi
, sokak, çarşı-pazar lisanıdır, bunu öğrenmek için ilkokula bile gitmeye lüzum yoktur.
Bunun yanında bir de,
Bunda
Bir toplum yazılı, edebî, zengin lisanını yitirince bedevîleşir ve geri kalır.
Birtakım profesörler, okumuşlar, aydınlar bunu tartışıyorlardı.
Şimdi eski nesiller dünyayı terk ettiler ve
Hem hapı yutmuşuz, hem de haberimiz yok.
Çünkü onlar tarihî devamlılığa, geleneklere, millî kimliğe, millî kültüre, millî kişiliğe bağlıdırlar. Yazık ki, ne dindar kesimde, ne de milliyetçi zümrede lisan meselesi üzerinde gereği kadar durulmuyor.
Fransızlar ne diyorlar?
diyorlar. Dünyada hangi milletin başına böyle bir kültür felaketi gelmiştir?
Bende, yukarıda tanıttığım Fransızca kitabın İtalyancaya yapılmış tercümesi de var. Orada dil devrimimiz için,
denilmiş. Bilenler ne mânâya geldiğini anlarlar.
Bazı çokbilmişler,
eklinde tehditkâr sorular sorabilirler. Onlara şu cevabı veriyorum:
Adam üniversitede profesör olmuş, ama
okuyamıyor. Zengin Türkçede böylelerine
derler.
Müslüman kesimin
beni gerçekten üzüyor. Son yirmi beş yılda bu sahada gayret gösterilmiş olsaydı, şu anda
Yazık ki, birtakım Müslümanlar lisan, tarih, edebiyat, sanat, kültür meselelerine; cami helâları, cami şadırvanları, cami meşrutaları, cami kaloriferleri, cami klimaları, cami vantilatörleri, cami hoparlörleri kadar önem vermiyorlar. Baht utansın!
Bazı cemaatler var, işleri güçleri büyümek, daha fazla büyümek, en büyük olmak. Bunun yanında para toplamak, daha fazla para toplamak, en fazla para toplamak. Üçüncü olarak da, taraftar kazanmak.
Gayretsizler, hamiyetsizler, şuursuzlar.
Osmanlıca öğretmek ve öğrenmek ülkemizde kesinlikle yasak değildir.
Bütün bunlar yasal sınırlar içinde yapılıyor.
Hiçbir tembel ve şuursuz Müslüman, yalanlarla kendini mazur göstermeye çalışmasın.
Osmanlıca öğrenmek için
Bir ateist de Osmanlıca öğrenirse
Maalesef bunlar Türkiye’ye gelmiyor, satılmıyor. Bendeniz bunlardan, İran’da çıkan
dergisine aboneyim.
Eskiden Batı Trakya’da
hem Latin harfleriyle, hem Arap harfleriyle
adında Türkçe bir gazete çıkardı.
Lisanımız şimdiye kadar on beşe yakın yazı sistemi-alfabe ile yazılmıştır.
Orta Anadolu’da yaşayan
, Rumca bilmezlerdi, ana dilleri Türkçeydi. Onlar Türkçeyi Grek harfleriyle yazmışlardır.
Osmanlı İmparatorluğu zamanında Ermeniler, Türkçe gazeteler, dergiler, kitaplar çıkartmışlardır. Onlar da, lisanımızı Ermeni yazısıyla yazmışlardır.
Muhterem okuyucum, sen büyük dedelerinin mezar taşlarını okuyabilen bir Türkiyeli misin?
Arap harfleriyle yazılan Türkçeyi öğrenmek çok mu zor? Hayır, yanılıyorsun.
İnsan azminin elinden hiçbir şey kurtulamaz…
09 Haziran 2005