“Din-Âyet” Direktoryası Prezidentliğine
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 03 Ocak 2019
Perşembe
Din kitaplarımızda beyan edilen kurallardan biri de şudur:
(ululanması, saygı gösterilmesi)
(aşağılamak)
Prezidentlik tarafından Müslümanların toplanma yerlerinde okunan dinî hitabe metinlerine, İslâm dinine ve yukarıda arz etmiş olduğum prensibe aykırı cümleler sokulmaktadır.
Sayın Prezidentliğin bu konuda büyük vebali ve sorumluluğu vardır. Bundan dolayı Prezidentlik hocaları Yüce Allah’a nasıl hesap vereceklerdir?
Meşhur mütefennin ve mucit (bilim ve teknik adamı, buluşçu)
maytabı icat etmiş… Bu yüzden Cennete girecekmiş.
Kedison, bırakınız Yüce İslâm dinine göre, hattâ Museviliğe ve Hıristiyanlığa göre Cennete giremez. Çünkü o, bâtıl veya hak hiçbir dine inanmamaktadır. Bazı çokbilmişler bir dine bağlı değildir ama haniftir diyebilirler.Bu iddia da hezeyandan ibarettir. Muhammed aleyhisselâtü vesselâmın risâlet, tebligat ve dâveti ulaştıktan sonra haniflik olmaz. Ya mü’minlik olur, ya kâfirlik.
İbadet yerlerindeki dinî konuşmalara, vaazlara, hutbelere kesinlikle siyaset ve ideoloji karıştırılmamalıdır.
gibi diktatörlerin övüleceği yerler camiler değil, politik partiya merkezleri ve şubeleridir. Sayın Prezidentlik yüksek tabaka sorumluları sakın şu kuruntuya kapılmasınlar:
Bunlar şeytanî vesvese ve kuruntulardan başka bir şey değildir.
Sırası gelmişken bir fıkra anlatmak istiyorum: Bundan otuz beş kırk yıl önce Almanya’da bir işçi heim’ında kısa donla dolaşan arkadaşlarına, oradaki bir hâfız efendi (o da işçilik yapıyormuş) söylenmiş, “Arkadaşlar, dinimiz, bu gibi kıyafetlerle dolaşmayı haram kılmıştır” demiş. Tenkid edilen arkadaşları da ona “Hoca zaman zaman aynı şeyi sen de yapıyorsun…” diye itiraz edecek olmuşlar. Bizim hazret hemen cevabı yapıştırmış: “Arkadaşlar, ben hâfızım, hocayım, Ramazanlarda teravih kıldırıyorum. Bu yüzden kendimi kurtarabilirim. Lakin siz ne halt edeceksiniz?..”
Camilerdeki siyasî ve ideolojik konuşmalar kutsal mahallerin vakarına ve ciddiyetine yakışmaz.
Saygılarımla arz ederim.
Zaman gazetesinin internet sitesinde (16 Mart 2007
) okudum.
Bu cinsellik seminerleri resmî izinle yapılıyormuş. Kız erkek karışık bulunuyormuş. Cinsellik, cinsel ilişkiler resimli ve projeksiyonlu gösteriliyormuş. Öğrencilere, bu derslerden ailelerinize bahs etmeyin deniliyormuş. Velilerin çoğunluğu bunlardan çok rahatsız ve tedirgin vaziyetteymiş.
Gazetenin muhabiriyle konuşan bir öğrenci, cinsel konularda bilgilendirilmenin faydalı olabileceğini ama kız erkek karışık olarak ve resim ve şemalarla bu konunun anlatılmasının kendilerini utandırdığını, hayâ duygularını zedelediğini bildirmiş.
Herkesin bildiği gibi zamanımız Avrupa’sında cinsellik konusunda başıboşluk ve aşırı serbestlik vardır. Orada erkeklerle erkeklerin, kadınlarla kadınların resmen evlenmesi ve yuva kurması kanunen serbesttir. Hatta böyle çiftler evlâtlık alarak çocuk sahibi de olabilmektedir. Geçtiğimiz yıllarda bazı kiliselerde bu gibi nikâhlar da kıyılmıştır.
Batısever çağdaşlar ülkemize de bu standartları getirmek istiyorlar. Zeytinburnu, Gaziosmanpaşa, Bayrampaşa liselerinde verilen cinsellik dersleri Millî Eğitim Müdürlüğü’nden alınan resmî izin ile yapılmakta ve kimse bunu önleyememektedir.
AKP bünyesinde hayli dindar, musalli, geleneksel millî ahlâka bağlı milletvekili bulunmaktadır. Onların bu gibi faaliyetleri bilmeleri, yakından takip etmeleri ve gerekeni yapmaları icap etmez mi? 1950’den önce Millî Şef İsmet Paşa devrinde
O okullarda da cinsellik konusunda serbestlik fikri aşılanıyordu. Hattâ o zamanın gazetelerinde, dergilerinde, kitaplarında bu enstitülerde okuyan bazı küçük (henüz reşid/ergin olmayan) kızların hâmile kaldıkları hakkında bilgiler bulunmaktadır.
Sovyet sisteminde, İslâm ahlâkının temel ilkelerinden ve değerlerinden olan hayâ/utanma duygusuna yer yoktu. Peygamberimiz
buyurmuşlardır.
Zaman gazetesini, bu haberi yayınladığı ve halkı uyandırdığı için tebrik ediyorum. Bu haberi öğrenen her vatandaş en az 10 kişiye duyursun. AKPiktidarı uyarılsın.
Şikâyetler ve başvuruları telefonla sözlü olarak değil, mutlaka yazılı olarak yapılsın. Birkaç hukukçu bir araya gelsin ve okullarda çocuklara cinsellik, eşcinsellik, lezbiyenlik konusunda böyle eğitim verilmesini ve kapılarda bedava prezervatif dağıtılması konusunda yetkili mahkemelerde dâvâ açsınlar. AKP, Müslüman halkın isteklerine kulak tıkarsa oy kaybı ile korkutulsun.
Bunca gazetemiz, dergimiz, derneğimiz, vakfımız, özel diyanetimiz, sivil kuruluşumuz var. Onlar harekete geçsinler. Bazı okullarda onbeş yaşındaki çocuklarımıza bedava prezervatif dağıtıldığına göre
Bu ne demektir? Tekrar ediyorum, hayâ imandandır, hayâ giderse din de gider, iman da… 23 Mart 2007