Din Kitapları
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 05 Şubat 2019
Salı
Yakın tarihimizde dinî konuda kitap yayınlamanın yasak olduğu yıllar vardır. 1943’te “Âsar-ı İlmiyye Kütüphanesi” sahibi üstad Eşref Edib Fergan, Ömer Rıza Doğrul tarafından yazılan Peygamberimizle ilgili bir kitabı fasikül fasikül yayınlamaya başlamış; o zamanın Basın Yayın Genel Müdürü Vedat Nedim Tör imzalı resmî bir yazı ile yayının en kısa zamanda durdurulması istenmişti.
1940’lı, 50’li yıllarda piyasadaki dinî kitapların çeşidi 100’ü geçmezdi. Bunların çoğu da namaz hocası, Mevlid gibi kitaplardı. Memlekete hürriyet geldi. Aradan yarım asır geçtikten sonra, sanırım şu anda piyasada onbinlerce çeşit din kitabı bulunmaktadır. Bunların içinde 10, 20, 30 ciltlik tefsir, hadîs, fıkıh külliyatları bulunmaktadır. Eskiden yokluk dolayısıyla sıkıntı çekiliyordu, şimdi ise çokluk dolayısıyla…
Hangi din kitapları alıp okunmalıdır? Bazı ölçüler vermeye çalışacağım. Bu yazıyı, tabiatıyla kitap reklamı yapmak için kaleme almıyorum.
1. FAYDALI olmalıdır: İçindeki bilgiler okuyanın dinî kültürünü bilgisini artırmalı, ona bir yarar sağlamalıdır. Bazı kitapların konusu çok meraklıdır, insanların ilgisini çeker, yüzbinlerce adet satılır ama hiçbir faydaları yoktur. Geçen Ramazan’da esrarengiz şifrelerden bahseden bir kitap normal yollarla 100 bin, korsan baskı yoluyla 200 bin, yekûn olarak 300 bin adet basılıp satıldı, hakkında televizyonlarda açık oturumlar yapıldı, tartışmalar oldu. Netice itibarıyla ne oldu? Hiç bir faydası olmadı. Dinî bir kitap inanç, bilgi, kültür, ahlâk, estetik bakımından okuyana yarar sağlamalı, ona katkıda bulunmalıdır.
2. DEĞERLİ olmalıdır: Kitabın ismi, konusu çok önemli olabilir ama iyi hazırlanmamıştır, içindeki bilgiler sağlam değildir, okuyanın kafası karışmaktadır. Sırf para kazanmak için hazırlanıp çıkartılmıştır. Kapağının renkli ve çekici olmasına, isminin ve konusunun önemine aldanıp alanlar kıraatinden bir şey kazanamazlar.
3. GÜZEL olmalıdır: Kitaplar kağıt, baskı, kapak, cilt, tasarım bakımından birer sanat eseridir. En iyi kağıda basılmış, üzerine lüks bir cilt geçirilmiş, pahalı kitaplar olduğu gibi gazete kağıdına basılmış, ciltlenirken sırtı kesilip tutkal ile yapıştırılmış ucuz kitaplar da vardır. Bunların hepsinin güzel olması gerekir. Madem ki, masraf ediliyor, niçin güzel olmasın? İslâmî kesimdeki kitapların çoğu maalesef baskı, tasarım, kapak bakımından güzel değildir. Bu konudaki gerilik Müslümanların şifahî kültür ve zihniyetinden ileri gelmektedir.
– Her Müslüman öncelikle İLMİHAL kitabına sahip olmalıdır. Bir hocanın ilmihal kitabı yazabilmesi için tabakat-ı fukahanın en son derecesi olan müftü seviyesinde bulunması gerekir. Müftü derken, bugünkü Diyanet teşkilatında vazife gören resmî devlet memurlarını kasd etmiyorum, gerçek müftüleri kasd ediyorum. Bugünkü ilahiyat fakültelerinden müftü çıkması çok zordur. Müftü olabilmek için icazetli din alimi, fakih olmak gerekir. Ülkemizin en son büyük müftüsü merhum Ömer Nasuhi Bilmen hazretleridir. Bulgaristanlı merhum Ahmed Davudoğlu hoca da müftü seviyesinde bir din alimi idi. Reformcudan, yenilikçiden, Fazlurrahmancıdan, mezhepsizden, telfik-i mezahib taraftarından müftü olmaz, muhtî olur. Akıllı, insaflı, firasetli, dengeli, mantıklı her Müslümanın eli altında, başı ucunda Ömer Nasuhi Bilmen’in “Büyük İslâm İlmihali” adlı kitabı bulunmalıdır. Reformcuların yazdığı ilmihal ve fıkıh kitapları kesinlikle alınmamalıdır, okunmamalıdır.
– Ahlâk, vaaz, irşad, nasihat kitapları. Bunlar geçmiş asırlarda yaşamış İslâm büyükleri tarafından kaleme alınmıştır. İçlerindeki bilgiler Kur’ân’dan, Sünnet’ten, Selef-i Sâlihîn’in örnek hareketlerinden çıkartılmıştır. İmam-ı Gazalî’nin İhya’sı, İmam-ı Birgivî’nin Tarikat-ı Muhammediyesi gibi.
– Son otuz yıl içinde Müslümanlar arasında son derece verimsiz ve kafa karıştırıcı bir metod yayılmıştır. “Herkes eline bir Kur’ân meali veya tercümesi, bir de hadîs külliyatı alsın ve dinini doğrudan doğruya bu iki ana kaynaktan öğrensin…” metodu. Bu yolla düzgün, disiplinli, sahih bir din kültürü elde etmek mümkün değildir. Din akaid, fıkıh, ilmihal, ahlâk, irşad kitaplarından öğrenilir. Kütüphanelerimizde, evlerimizde Türkçe mealler, tercümeler, tefsirler, hadîs kitapları bulunsun, bunlardan yararlanılsın ama herkesin bu gibi kitaplardan din hükmü çıkartmaya hakkı yoktur. Böyle bir şey din hayatında anarşiye yol açar, Müslümanlar paramparça olur, kafaları karışır.
– Mezhepsizlerin kitapları okunmamalıdır. Mezhepsizler dört mezhebi tenkit ediyor ama onların istediği olsa İslâm dünyasında binlerce, onbinlerce uyduruk mezhep türeyecektir. Nitekim türemiştir bile.
– Mezhepleri ve fıkhı kabul eden, lâkin telfik-i mezahib taraftarı olanların kitapları da okunmamalıdır, fikir ve görüşlerine itibar edilmemelidir.
– Şu husus da hatırdan hiç çıkartılmamalıdır ki, İslâm dini sadece tek başına kitap okuyarak iyice öğrenilmez. Din ancak ehliyetli bir hoca, bir rehber, bir kılavuz tarafından güzel ve doğru bir şekilde öğretilir. Bu devir Müslümanları hocasız kaldıkları için mecburen ağırlığı dini kitaplara vermişlerdir. Binaenaleyh çok dikkat etmeleri, sadece faydalı ve yarayışlı din kitaplarını alıp okumaları, zararlı, kafa karıştırıcı kitaplardan uzak durmaları gerekir. Bir de şu husus var: Kitap satılıyor ama satılan bütün kitaplar okunuyor mu? Maalesef alınan kitapların çoğu okunmamaktadır.
– Bazı konularda kitap yazılmaması, yayınlanmaması.
– Yayınlanan kitapların satılmaması, ilgi görmemesi.
– Satılan kitapların okunmaması.
– Okunan kitapların anlaşılmaması.
– Anlaşılan bilgilerin hayata uygulanmaması.
Faydalı, değerli kitaplar ilaç gibidir. İlaç kullanılmazsa bir işe yaramaz. Hasta oldunuz, doktor size ilaçlar yazdı, bunları eczahaneden satın aldınız, başucunuza koydunuz, fakat şişelerini açıp da içmiyorsunuz. Bugünkü durum genellikle böyledir.
İmam-ı Gazalî hazretlerinin “Ey oğul” isimli küçük bir risalesi vardır. Gençliğimde bu küçük kitabı okuduğum zaman çok heyecanlanmış, çok yararlanmıştım. Bazılarına basit gibi görünür ama bu risale Birleşmiş Milletler UNESCO teşkilâtı tarafından Fransızcaya, İngilizceye, İspanyolcaya tercüme ettirtilmiş ve yayınlanmıştır. Kütüphanemdeki Fransızca tercümenin yanında Arapça metin de yer alıyor. Almanca tercümelerini de hayli eski bir tarihte ünlü tarihçi ve müsteşrik Hammer yayınlamıştır. Faydalı ve değerli kitapların ille de bol sayfalı, ciltli ve hacimli olması gerekmez. 19 Kasım 2003