Dindar Üniversiteli Gençlere
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 20 Şubat 2019
Salı
Yüksek tahsil yapıyorsunuz, okuyorsunuz, gençsiniz, henüz hayata atılmamışsınız. Önemli bir yol ayrımındasınız. Önünüzde iki yol var. Biri Mevlâ’ya gider, ötekisi belâya. Seçim size aittir.
Kuru dindarlıkla, şeklî Müslümanlıkla kendinizi kurtaramazsınız. Âhir zamanda yaşıyorsunuz; şuurlu, vasıflı, güçlü Müslümanlar olmanız gerekiyor. Bu devirde iyi Müslüman olmak kolay değil. Sıkıntılarla karşılaşacaksınız, çetin imtihanlar vereceksiniz, önünüzde tuzaklar var. Bir takım hususları madde madde yazıyorum.
(1) Resûlullah Muhammed Mustafa sallallahu aleyhi ve sellemi din ve dünya işlerinde en büyük rehber, önder, kılavuz ve başkan olarak kabul ediniz. Muhammedî hedyden başkası geçerli ve makbul değildir. Bunu iyi biliniz. Peygamber’in Allah katından getirdiği Kur’an’ı düstur olarak kabul ediniz, Sünnet’e uyunuz, on dört asırdan beri gelip geçmiş Peygamber vekillerinin yâni hakikî âlimlerin, kâmil mürşidlerin, evliyaullahın gösterdikleri yoldan ayrılmayınız. İslah ediyoruz diye ifsat eden birtakım zındıkların, reformcuların yıkıcı fikir, görüş ve reçetelerine iltifat ve itibar etmeyiniz.
(2) Dinî konularda sakın tartışmayınız. Sakın, dinî meselelerde kendi hevanızla, re’yinizle, şahsî görüşünüzle hüküm vermeyiniz. Ehl-i Sünet büyüklerinin akaid, fıkıh, ilmihal, ahlâk, tasavvuf kitaplarına sımsıkı bağlı olunuz. Kur’an’dan ve hadîsten kendiniz doğrudan doğruya hüküm çıkartmaya kalkışmayınız. İslâm dini, mukallidler tarafından Kur’an mealleri, tercümeleri veya tefsirleri, yine hadîs kitapları okuyarak öğrenilemez.
(3) Sadece bilmekle iyi Müslüman olunmaz. Bildiğini hayatına uygulamak gerekir. Farz ibadetleri, başta beş vakit namaz olmak üzere (Sünnetler ile birlikte) eda ediniz. Yirmi rekat teravih namazını Hz. Ömer çıkarttı gibi sapık fikir ve görüşleri kabul etmeyiniz. Büyük icazetli din alimlerinin, meselâ Dersiâm Erzurumlu Ömer Nasuhi Bilmen Hoca’nın “Büyük İslâm İlmihali” adlı kitabında yazılanları kabul ediniz. Zındıkların fikir ve görüşlerini kabul ederseniz Mevlâ’yı değil, belâyı bulursunuz.
(4) İslâm’ın kendine mahsus bir ahlâk sistemi vardır. İyi insan olmak için İslâm ahlâkını hayatınıza uygulamanız gerekir. Öncelikle lisan âfetleri hususuna dikkat ediniz. Büyük din âlimi İmamı Birgivî Hazretleri, Tarikat-ı Muhammediye adlı eserinin büyük bir kısmını lisan afetlerine ayırmıştır, mütalaa ediniz. Ahlâksız bir Müslüman kesinlikle iyi bir Müslüman değildir. Müslüman yalan söylemez, Müslüman emanete hıyanet etmez, Müslüman vaadinden dönmez. Müslüman gıybet etmez. Müslüman, nefs-i emmâresini en büyük düşman bilir. Müslüman iyi insan, iyi vatandaş demektir. Müslüman yamukluk yapmaz… İnsanı kurtaran ve helak eden huyları muteber ahlâk ve tasavvuf kitapları anlatmaktadır. Bunları İhyâu Ulûmi’d-din gibi kitaplardan okuyunuz.
(5) Dünya tuzağına düşmeyiniz. Dünyayı kendiniz ve yakınlarınız için yalancı bir cennet yapmak sapıklığından uzak durunuz. Dünya fânidir. Dünya bir oyalanma yeridir. Gençlik, güzellik, servet, çoluk çocuk, mal mülk, müzeyyen (süslü) meskenler… Bütün bunlara bel bağlamayın, aldanmayın.
(6) Bazı gençlerin cahil ve gafil yakınları “Aman çocuğumuz çok zengin olsun, çok para kazansın, lüks bir hayat yaşasın” gibi şeytanî emeller beslemektedir. Bu tuzağa da düşmeyin. Bu dünyaya gelmekten maksat iyi Müslüman ve iyi insan olmaktır. Para ve servet insanı azdırır. Zenginliğin büyük sorumluluğu vardır. Şükrünü eda edebileceğiniz yeterli bir gelir ve mal ile yetinmenizi tavsiye ederim.
(7) Fazilet ilimle, irfanla, kültürle, ahlâk ve faziletle, hikmet ve firasetle, kerem ve mürüvvetle, hayr u hasenatla elde edilir. Kereste ve moloz kişi en pahalı giysiler içinde de olsa, en lüks otomobillerle de gezse, en israflı hayatda yaşasa yine moloz ve kerestedir. Çok parası olmak bir fazilet değildir. İlmi, ahlâkı, takvası, güzelliği, hayrı olmak fazilettir.
(8) Din sömürüsünün, mukaddesat istismar ve istihdamının her türlüsünden, âşikâre olanından ve gizlisinden uzak durunuz. Din sömürücüleri dünyanın en it ve en uğursuz kişileridir. Onlar karı satanlardan daha rezil, daha şerir, daha alçaktır. Din kutsaldır, ona ancak hizmet edilir. Fetvası ve ruhsatı verilmiş imamlık, müezzinlik, müftülük gibi hizmetler dışında din hizmetlerinden dolayı yaratıklardan ücret beklemeyiniz, almayınız.
(9) Hangi branşta ihtisas yaparsanız yapın yazılı ve edebî anadilinizi çok iyi seviyede öğreniniz. Üç yüz kelimelik günlük konuşma Türkçesiyle aydın olamazsınız. İster yol mühendisi ol, ister veteriner, Fuzulî divanını anlayarak ve zevk alarak okuyacak derecede Türkçe bilmeniz gerekir. Osmanlıca yazı ile okuma yazmayı öğrenin, iki yüz bin kelimelik zengin Türkçeyi öğrenmeye çalışın.
(10) Sanat, estetik, güzellik kültürü edinin. Bu konuda cahil kalmayın. İstidat ve kabiliyetiniz varsa geleneksel İslâm sanatlarından birini öğrenin. Bu sanatlar sadece hat, tezhib ve ebrudan ibaret değildir. Ülkemizde yüz kadar geleneksel el sanatı vardır. Bunlardan birini seçin, hocasını bulun, kursuna gidin. Böyle bir sanatla hem mutlu ve huzurlu olacaksınız, hem eser vereceksiniz, hem de (önemi yok ama) bir miktar para kazanacaksınız. En önemlisi de “sanat boyutuna” sahip olacaksınız.
(11) Tarikata girmek bir nasip meselesidir. Böyle bir arayışın içinde olunuz. Ancak, Şeriatsiz tarikat olmaz. Şeriatsiz tarikat sapıklıktır, bunu hatırınızdan hiç çıkartmayınız. İcazetli hakikî bir şeyh bulursanız, istihare yaparak mürid olabilirsiniz. Bağlılarını yetiştiremeyen, muhib ve dervişlerini kemal yolunda ilerletemeyen tarikatlara girmeyiniz. Tarikat öncelikle edeb demektir.
(12) Allah ile ezelde “Elest bezminde” yapmış olduğunuz ahd ü misakı ve Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimize biatınızı hatırınızdan hiç çıkartmayınız.
(13) Müslüman olunuz, İslâmcı olmayınız. İslâmcılıkda bir ideoloji kokusu vardır. İslâm ilahî bir din ve nizamdır, beşerî bir ideoloji değildir.
(14) Sakın çirkin, itici, kırıcı, yamuk Müslüman olmayınız. Güzel, çekici, gönül yapıcı, dosdoğru Müslüman olunuz. Bir Müslüman size kötülük ederse siz ona iyilik ediniz. Kur’an böyle diyor.
(15) Gösterişten, lüksten, konfordan, aşırı tüketimden, şatafattan, kibirden, gururdan uzak durunuz. Mütevazı, kanaatli, alçakgönüllü olunuz. 12 Aralık 2001