Cuma

 

Ülkemizde ve İslâm dünyasında çok zararlı, çok vahim, çok sakıncalı, çok tehlikeli cereyanların başında dinde reformculuk hareketleri gelir. Reformcular:

– İlâhî ve mükemmel İslâm dininde değişiklik, yenilik yapmak istiyorlar.

– Onlar, İslâm’ın Ehl-i Sünnet ve Cemaat müctehidleri, müfessirleri, imamları, fakihleri ve büyükleri tarafından bin dört yüz yıllık yorumunu, açıklamasını, izahını beğenmiyorlar. Başka bir İslâm türetmek ve geliştirmek istiyorlar.

– Reformcuların ve yenilikçilerin arkasında Siyonistler, Sabataycılar, Papalık, Evangelist kiliseler, Dr. Moon, Masonluk güçleri ve tesirleri olduğuna dair karineler bulunmaktadır.

– Reformcular ve yenilikçiler, Şeriat ve fıkıh hükümlerine dayalı ilahî İslâm dinini ortadan kaldırmak; onun yerine yumuşatılmış, ılımlı hale getirilmiş, beşerî bir ideoloji ve hümanizma menzilesine (alt derecesine) düşürülmüş bir din getirmek istiyorlar.

– Reformcuların ve yenilikçilerin istekleri Kur’ân’a, Sünnete, Sevad-ı Azam yoluna zıttır, ters düşmektedir.

Türkiye’deki ünlü reformculardan ve yenilikçilerden bir İlahiyatçı özetle şöyle demektedir:

“Peygamber bir postacı idi. Dini tebliğ etmiş, ölmüş ve ondan sonra işi bitmiştir. İslâm’ın bir tek kaynağı vardır, o da Kur’ân’dır. Ben size gerçek İslâm olan Kur’ân İslâmlığını açıklıyorum ve sizi ona davet ediyorum…”

Bu adamın bu tezi İslâm’a tamamen zıttır. Çünkü:

– İslâm’ın temeli olan Kelime-i Tevhid’de “Allah’tan başka ilah yoktur ve Muhammed O’nun Resûlüdür” buyurulmaktadır.

– Nice Kur’ân ayetlerinde biz mü’minlere “Allah’ın Resûlüne ve sizden olan emir sahiplerine itaat ediniz”, “Peygamberde siz mü’minler için çok güzel bir örnek ve model vardır” buyurulmaktadır. Müslümanlara Peygambere iman ve itaat etmek, onu sevmek, ona salavat getirmek hususunda kesin şekilde emr edilmiştir.

Çok ileriye giden bir reformcu ve yenilikçi, bir yandan “Peygamber öldü, işi bitti” propagandasını yaparken öbür yandan da kendisini yeni ve sahte bir peygamber olarak görüp göstermektedir. Hattâ bu adam, Kur’ân’da sadece Peygamberimiz (Salat ve selam olsun ona) için kullanılan, başkaları için kullanılmayan bir sıfatı kendisi için kullanmaktadır.

Bir takım reformcu ve yenilikçilerin, merkezi ABD’de bulunan Dr. Moon dini ile sıkı işbirliği içinde bulunduğu bilinmektedir. Yine bazı reformcular, kendisini peygamber ilan eden mürted Reşad Halife’den rahmet ve saygı ile bahsetmekte, onu üstad ve imam olarak kabul etmektedir.

Türkiye Ehl-i Sünnet camiası, maalesef bu dinde reform ve yenilik cereyanına karşı yeterli şekilde mücadele etmemiş; gereken red, cerh, iptal, çürütme ve tenkit vazifesini hakkıyla yapmamıştır. Her yıl Sünnî Müslümanlardan milyarlarca dolar hizmet ve yardım parası toplayan birtakım cemaat ulularının bu sahadaki ihmali son derece üzücüdür. Madem ki, İslâm büyüğü ve reisi olarak ortaya çıkıyorsunuz, elbette reformculuğa ve yenilikçiliğe karşı tedbir almakla mükellefsiniz.

Reformcu ve yenilikçilere karşı birkaç reddiye kitabı çıkartmak ve bunları üç beş bin adet basıp satmak veya dağıtmakla iş bitmez. Bu konuda çok güçlü, çok uyarıcı, çok tesirli, broşürler, kitapçıklar, kitaplar çıkartılmalı, bunlar yüzbinlerce, milyonlarca adet basılmalı, dağıtılmalı, okutulmalı, içindeki bilgilerin anlaşılması sağlanmalıdır.

Dinde reform ve yenilik cereyanı birkaç hafif akıllı ilahiyatçının işi değildir. Son derece planlı, programlı bir tahrip hareketi karşısındayız. Reform ve yenilik hareketi, İslâm dışı ve İslâm karşıtı güçler tarafından desteklenmektedir. Onlar Şeriatsız, fıkıhsız, muamelatsız ılımlı, sulandırılmış yeni bir İslâm istiyorlar.

Reform ve yenilik hareketleri İslâm’ı tahrif etmek istiyor.

Dinlerarası diyalog hareketi de, reformculuğun ve yenilikçiliğin ayrı bir tezâhürüdür.

İslâm tevhid dinidir. İslâm nazarında en büyük günah ve suç şirktir, Allah’a ortak koşmaktır. Tanrılaştırmamak şartıyla Hazret-i Muhammed Mustafa aleyhisselatü vesselam; gelmiş geçmiş, yaşayan ve bundan sonra gelecek insanların en büyüğüdür. O da bir insandır ama Âdem Oğullarının seyyididir: Allah tarafından günahtan korunmuş, Peygamber olarak seçilmiş ve iman edenlere en güzel örnek ve model olarak gösterilmiş en büyük insandır. Bazı reformcular, Hazret-i Muhammed aleyhissalatü vesselamı sıradan, bizim gibi bir insan olarak göstermeye yelteniyor. Böylece kasıtlı olarak veya farkında olmayarak o büyük zatın kadr ü kıymetini inkâr etmiş oluyorlar.

Hak din olan İslâm’ın tarifi şöyledir: “Hazret-i Muhammed’in, insanlığa Allah katından getirip tebliğ ettiği din.”

Reformcular, yenilikçiler Peygamberi, onun Sünnetini küçümsüyorlar. “Allah’ın Kitabından sonra kitapların en doğrusu olan” Buharî hakkında bile saygısızlık ve terbiyesizlik eden reformcular ve yenilikçiler bulunmaktadır.

Reformculuk, yenilikçilik, dinde değişiklik yapma cereyanları İslâm’a, Ümmet’e karşı en büyük ve sinsi suikasttır. Bazı reformcular ve yenilikçiler zeki ve kurnaz olabilirler ama asla akıllı ve firasetli olamazlar. Akıllı Müslüman din konusunda, dinin yorumu konusunda ana caddeden, Sevad-ı Azam’dan ayrılmaz.

Akıllı, vicdanlı, firasetli, mantıklı Müslümanlar din konusunda en ufak bir sapma, reform ve yenilikten ateşten kaçar gibi kaçmalıdır.

Dikkat edilmesi gereken hususlar şunlardır:

1. İtikad (inanca ait bilgi ve hükümlerde) Ehl-i Sünnet ve Cemaat dairesi içinde bulunulacak. Ömer Nasuhi Bilmen’in Büyük İslâm İlmihali kitabının inanç bilgileri bölümü okunup ezberlenecek, bu sahada başta İmamı Eş’arî ve İmamı Mâtüridî olmak üzere din imamlarının peşinden gidilecek.

2. Temel din bilgileri, taharete, ibadetlere, muamelata ait hükümler yine muteber ve güvenilir bir âlimin tertip ve tasnif etmiş olduğu bir ilmihal kitabından öğrenilecek.

3. Ahlâk ve tasavvuf bilgileri İhyau Ulum’id-din gibi muteber kitaplardan öğrenilecek.

4. Reformcuların, yenilikçilerin, zındıkların yazıp yayınladıkları Kur’ân tercümeleri, mealleri, tefsirleri kesinlikle alınıp okunmayacak. Ehliyetli din alimlerinin yazdıkları alınacak.

5. Hiçbir Müslüman, ayetlerden ve hadîslerden kendi kafasına göre hüküm çıkartmayacak, onları kendi heva ve re’yiyle yorumlamayacak. “Kur’ân’ı kendi re’yiyle tefsir eden kâfirdir” tehdidi bir an bile hatırdan çıkartılmayacak.

6. Müteşabihatta ve muhtelefün fih konularda tartışılmayacak.

7. Hazret-i Muhammed’in hak Peygamber olduğunu, Kur’ân’ın Allah’ın kelamı ve kitabı olduğunu, İslâm’ın Allah tarafından gönderilmiş, hak din olduğunu kabul etmeyenlerle; Hazret-i Peygamberi, Kur’ân’ı, İslâm’ı inkâr edenlerle diyalog yapılmayacak. Biz hazret-i Musa’ya ve Hazret-i İsa’ya iman ediyoruz ve onları seviyoruz. Onlar ise Hazret-i Muhammed’i inkâr ediyor ve ona -hâşâ- “Yalancı peygamber” diyor. Onlarla nasıl olur da diyalog yapabiliriz?

Son söz: İslâm’ı yıkmak ve yıktırmak isteyenler reform ve yenilik yapsınlar ve yapanları desteklesinler.

İslâm dini mükemmeldir, onda hiçbir eksiklik yoktur. İslâm’ın reforma ve yeniliğe ihtiyacı yoktur. İslâm’ı çağa uydurmaya kalkışmak sapıklıktır. Biz İslâm’ı kendimize değil, kendimizi İslâm’a uydurmakla mükellefiz. 02 Ağustos 2003