Dine ve Dindarlara Saldırmak En Büyük Medeniyetsizliktir
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 13 Ocak 2019
Pazar
Türkiye’de din hürriyetinden çok daha fazla dinsizlik hürriyeti vardır. Binaenaleyh bazı vatandaşlar dinsiz olabilirler. Ancak dikkat edilmesi gereken bir husus vardır:
Hiçbir dinsiz, hiçbir ateist; böyle oldukları için dine saldıramazlar, dindarlara hakaretler yağdıramazlar. Hiçbir dinsizin böyle bir hakkı ve hürriyeti yoktur.
Dinler ve inançlar tenkit edilemez mi? Edilebilir. Ancak sadece ilmî, kültürel, yüksek seviyede tenkit edilebilir. Adam uzmandır, geniş bir kültüre sahiptir, ilmî kariyeri vardır; fikir ve görüşleri yanlış da olsa bunları açıklayabilir. Tenkide uğrayan din ve inancın bağlısı olan âlimler ve seçkinler de onlara cevap verir, tenkitlerini çürütür, savunma yaparlar.
Lakin her hâl ü kârda dine agresif bir şekilde, bayağı bir üslupla, seviyesizce saldırılamaz, hakaret edilemez. Maalesef bizdeki birtakım Pembeler, Ateistler, İnkârcılar, İslâm düşmanları Yüce İslâm dinine ve dindar Müslümanlara çok seviyesizce saldırmakta, hakaret etmektedirler. Bütün bu saldırı ve hakaretler, onların medeniyetsiz, terörist, temel insan haklarına karşı saygısız olduklarını gösterir.
Türkiye’de millî barış, toplumsal uzlaşma, huzur, dirlik ve düzen olmasını isteyen medenî bir vatandaş hiçbir zaman ve hiçbir şekilde İslâm’a hakaret etmez, Müslümanları horlamaz.
Çünkü:
-İslâm bu memleketin dominant dinidir,
-Türkiye’nin millî kimlik ve kültürünün en birinci unsuru İslâm’dır.
-İslâm, Türkiye’nin, Türkiyeliliğin, varoluşumuzun ana sebebidir.
Aydın bir vatandaş, vicdanlı bir gazeteci olan Gülay Göktürk hanımefendiyi tebrik ediyorum. Kendisi, ateist olduğu halde, bilhassa başörtüsü konusunda Müslümanların haklarını savunmaktadır. Medenî vatandaş, medenî insan böyle olur. Medenî Türkiyeli, “Ben sizin inançlarınızı paylaşmıyorum ama sizin haklarınızı, hürriyetlerinizi, haysiyetinizi sonuna kadar savunacağım” diyebilen kimsedir.
Şu birtakım Pembelere bakınız:
-Dıştan Müslüman görünürler ama iç asıl kimlikleri Yahudiliğin bir şubesidir.
-Öldüklerinde cenazeleri camiye getirilir.
-Nüfus kimlik kartlarının din hanesinde İslâm dinine mensup oldukları yazılıdır.
Fakat bu adamların işi gücü gece gündüz İslâm’a ve Müslümanlara saldırmaktır. İşi o kadar azıtmışlardır ki, bu devletin vatandaşı olan, bu devlete vergi ödeyen, bu devletin ordusunda askerlik hizmeti yapan Müslümanları gerici, iç-tehlike, iç-tehdit olarak görmekte ve göstermektedirler.
Kendi vatandaşını iç-tehlike ve tehdit olarak görmek ne kadar büyük bir ayıp ve ahlâksızlıktır. Bu adamlar sık sık Şeriat’a saldırırlar. Şeriat nedir? Açın sözlükleri ve ansiklopedileri okuyun; Şeriat “İslâm’ın hükümlerinin tamamına” verilen isimdir. Kur’ân’dan, Sünnetten çıkartılan, icma-i ümmet ile sâbit olan din hükümleri…
Bu memlekette ilk defa “Kahr olsun Şeriat!” diye yazan herif, kitaplarında Tekin Alp takma adını kullanan bir Yahudidir ve gerçek adı Moiz Kohen’dir. Bu Yahudi’nin Türkçü ve milliyetçi gibi görünerek benim dinime, benim şeriatıma hakaret etmeye, kahr olsun demeye hakkı var mıdır? Böyle bir şey medeniyete, ahlâka, vicdana, fazilete sığar mı?
Her dinin şeriatı vardır. Musevîliğin vardır, Hıristiyanlığın vardır, hattâ Masonluğun bile vardır. İnanırsın inanmazsın, kabul edersin etmezsin, lâkin kesinlikle hakaret edemezsin, sövüp sayamazsın. Birtakım agresif Pembeler ve dinsizler, Müslümanları gerici olarak görüyor ve gösteriyor. Bu da büyük terbiyesizlik, kendini bilmezlik, teröristliktir. Türkiye nüfusunun ezici çoğunluğunu teşkil eden Müslümanları gerici olarak görmek ne büyük bir densizliktir.
Tutturmuşlar bir lâiklik edebiyatı. Lâiklik elden gidiyormuş, lâiklik tehlikedeymiş aman lâiklik, canım lâiklik… Be adamlar! Türkiye’de lâiklik var mı? Bugünkü sisteme lâik diyebilmek için deli olmak gerekir.
Türkiye’deki sistem kesinlikle lâik maik değildir, apaçık bir “Devlet dini” sistemidir. Bir yandan İslâm’a ve Müslümanlara saldırıyorlar, öte yandan “Biz yirminci yüzyılda iki devlet kurduk…” diye böbürleniyorlar. Hangi devletlermiş bunlar?
Din hürriyetinin örneği ve ölçüsü nedir?
ABD’deki, İngiltere’deki, Batı Avrupa ülkelerindeki din hürriyetidir.
Demokrasinin, insan haklarının, hukuka saygı ve bağlılık ilkesinin beşiği olan bu ülkede ilkokuldan üniversiteye kadar Müslüman kızlar başları örtülü olarak okuyabilirler. Medeniyet budur, demokrasi budur, insan hakları budur, adalet budur, insaf budur. 07 Şubat 2005