Diyanet’in Büyük İhmali
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 24 Kasım 2018
Cemaat konusunda çok büyük, çok korkunç, dehşet verici, afvedilemez, hoşgörülemez; bir istihbarat zafiyeti olduğunu kimse inkâr etmeye, örtmeye yeltenmesin.
İstihbarat derken sadece MİT’in ve diğer istihbarat kurumlarının yapmaları gereken araştırma ve incelemeleri kasd etmiyorum.
Bu konuda
Ordunun büyük bir kısmını kontrol altına alıyor ve
Olacak iş midir bu
Diyanet elbette MİT raporu gibi bir rapor hazırlamaz. Bu onun vazifesi değildir.
Diyanetin raporunda bu cemaat hakkında şu soruların cevapları araştırılmalıydı:
1. Cemaat, “Ümmetim yetmiş üç fırkaya ayrılacaktır, biri dışında bunlar Cehennemliktir…” hadîsinin ışığında incelenmeli, araştırılmalı ve Fırka-i Nâciyenin bir şubesi mi, yoksa dalalet fırkalarından bir sekt mi olduğu âdil ve makul şekilde ortaya konulmalıydı.
2. Cemaatin ortaya attığı dinler arası diyalog ve hoşgörü tezi, dinî bakımdan incelenmeliydi.
3. Zamanımızda üç hak ibrahimî din vardır, bunların hepsinin bağlıları ehl-i necat ve Cennetliktir inancı masaya yatırılmalı ve Ehl-i Sünnet kriterlerine göre incelenmeydi.
4. Cemaat yekûn olarak yüz milyarlarca dolarlık bir bütçeye sahipti. Bu çok yüksek miktardaki para islamîkriterlere göre mi toplanıyordu
5. Cemaat kaç konuda Ehl-i Sünnet ve Cemaat dairesinden dışarıya çıkmıştı.
6. Cemaat okullarında Kur’ana, Sünnete, Şeriata uygun sağlam ve sahih din eğitimi veriliyor muydu
7. Cemaat, Şiâdan daha fazla ve aşırı taqiyye ve kitman yapıyordu. Bu câiz miydi
8.
ne demekti Ehl-i Sünnet İslamlığında böyle bir şey var mıydı?
9. Mâsum imam inancı İslama uygun muydu?
10.
**
Maalesef, Diyanet, yapması mutlaka gereken, yerine getirilmesi zarurî bir vazifesi olan bu araştırmayı, kelam ilminin ve Ehl-i Sünnet kriterlerinin ışığında yapmamıştır. İdare edenleri ve halkı uyarmamış, aydınlatmamıştır.
Aksine, nice hatalı inanç ve görüşe göz yummuştur.
Diyanet’in bu ihmalinin ve hoşgörüsünün Türkiye’ye pek pahalıya mal olduğunu görmüş bulunuyoruz.
GÖZDE İmam-Hatip okullarımızın birinden yeni mezun olmuş bir genç ziyaretime geldi.
Sohbet esnasında Fuzulî’ninŞikayetname’sindenbahs ettim.
Hiç duymamış!..
Türkiye’de bir lise, üstelik de bir İmam-Hatip lisesi ve orada öğrencilere yeterli miktarda Fuzulî kültürü verilmiyor…
Fuzulî klasik Türk edebiyatının en büyük şairi ve edibidir. Lise mezunu her genç onun Divan’ını, Leylâ ve Mecnun’unu, Şikayetname’sini, manasını anlamak suretiyle okuyabilmelidir.
Şikayetname, nesrimizin en güzel, en kıvrak metinlerinden biridir.
Lise mezunu okur-yazar bir Türkiyeli olacak ve “Selam verdim, rüşvet değildir diye almadılar…” cümlesini hiç duymamış olacak, bilmeyecek. Olacak şey değildir bu.
Maarifimiz (Millî Eğitimimiz) ve mekteplerimiz ne hallere düşmüş… Vâesefâvâhasretâ!… 15.08.2016