Diyanet’te Neler Oluyor?
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 20 Aralık 2018
Salı
Kurum olarak, tüzelkişilik olarak Diyanet’i tenzih ederim. Bundan elli yıl önce orada iki yıl memuriyet yaptım. Çok muhterem hocaefendiler vardı. Baskılara rağmen İslâm’dan, Şeriattan taviz vermezlerdi.
O zamanların Diyanet’indeki
üyelerinin çoğu eski Osmanlı medreselerinden icazet almış
. Dinde reform, dinde yenilik, dinde değişim, dinde ılımlılık, BOP’çuluk gibi cereyanları, küfre kadar varabilen bid’at ve sapıklıklar olarak görürlerdi.
Müslümanların çoğu bu baskıların mahiyetini, içyüzünü bilmez. Diyanet’e,
Mardin’de Kasımiye medresesinin avlusunda yapılan
hafızamızdan hiç çıkartmamalıyız.
Çeşitli kiliselere mensup papazlar, onların içinde
Diyalog nutukları atıldı, sonra medrese havuzunun üzerine kurulmuş tahta köprüden papazlarla sarıklı müftü hep birlikte geçtiler. Bu esnada çanlar çılgınca çalıyor, bir müezzinde hoparlörle yüksek sesle ezan okuyordu… Güya o köprü Sırat köprüsüymüş, Diyalog var ya, hepsi birlikte cümbür cemaat sembolik olarak köprüyü geçip Cennet’e giriyorlarmış.
Böyle bir diyalog rezaletinin bir benzeri 14 yüzyıllık İslâm tarihinde görülmemiştir.
Kendisini müctehidlerin müctehidi gibi gösteren ve gösterten reformcu bir ilahiyatçı
yapıyor. (Yaşar Nuri denilen kefere cibilliyetsizi −REB)
Bundan birkaç yıl önce bir heyete
hazırlatıldı. Piyasaya çıkartıldı. Sonra toplatıldı.
Niçin?.. Çünkü, zaruriyat-i diniyeye aykırı yanlışlar vardı. Bu tefsir için astronomik ücretler ödendi.
Camilerde
bayramlarına tesadüf eden haftalarda
siyasî ve
okunuyor. Bu da Diyanet’te yuvalanan 28 Şubatçıların işidir. Diyanet’teki en vahim faaliyetler, Pakistanlı Fazlurrahman’ın
mezhebi mensuplarının
Büyük bir cemaat de,
birkaç yıldanberi yoğun çalışmalar yapmaktadır. Ben bir Müslüman olarak Resulullah Efendimizi, Kur’anı, İslam’ı, Şeriatı inkâr ve tekzib eden gayr-i Müslimlerin de Cennete gireceğine inanan ve bu yolda propaganda yapan
. Bu yüzden büyük tedirginlik içindeyim.
Diyanet İşleri Riyaset’i, Cumhuriyetin ilk yıllarında
Alevî vatandaşlarımız ve kardeşlerimiz için başka çareler ve çözümler araştırılmalı, bulunmalıdır.
Diyanet’i kimler ele geçirmek istiyor, açıkça veya sinsice çalışıyor:
1.
. Bunlar kesinlikle Ehl-i Sünnetin dışındadır.
2.
. Mezhepsizlik İslâm şeriatını tehdit eden en büyük tehlikedir. Mezhepsizlik dinsizliğe köprüdür.
3.
yani mezheplerin hükümlerini ve bilhassa kolaylıklarını karmakarışık şekilde uygulamak ki, böyle bir şey dini oyuncak etmek olur.
4.
veya cereyanı.
5.
veya ideolojisi mensupları.
Müslüman halkın haberi yok ama bir müddetten beri Diyanet içinde büyük kavgalar olmaktadır. Diyanet’in eski başmüfettişi Abdülkadir Sezgin’in
başlıklı beyanını okumanızı tavsiye ederim.
Büyük bir Avrupa ülkesinde yüksek tahsil yapan bir gençten duydum.
Ehl-i Sünnet düşmanları belki on koldan Sünnîliğe saldırmaktadır. Bir kısım halkın itikadı bozulmuştur. Aşırı ve fanatik bir fırka Tasavvuf ve Tarikat Müslümanlarına müşrik ve kafir demektedir.
Yekûn olarak milyonlarca dolar para telif ücreti olarak dağıtılmaktadır. Fetva vermeye icazetleri, ehliyetleri, kudretleri olmayan birtakım cür’etkâr reformcular Kur’âna, Sünnete, icmâ-i ümmete aykırı saçma sapan içtihadlar yapmaktadır.
Ehl-i Sünnet mezhebinden olan müftüleri, imamları, din görevlilerini (eskiden hademe-i hayrat denilirdi) tenzih ederek yazıyorum: Camiye namaz kılmak için gittim… Ya imam Fazlurrahmancı ise?… Yahut Diyalogçuysa?.. Veya Tasavvuf evliyası müşriktir diyen biriyse?.. Mezhepsizse, telfik-i mezahib taraftarı ise?..
Diyanet konusunda işler çok ama çok sarpa sarmıştır.
Bundan iki sene kadar önce
benim aleyhimde (Şu hadislerin ayıklanması meselesi dolayısıyla) büyük bir tv’de açık oturum programına çıkmış. Meşhur
ile pek muhabbetli konuşmalar yapmışlar. Diyanet hocası bir ara “Şevket Eygi bey halim selim bir kimsedir ama bize niçin böyle şiddetle çattı” mealinde bir laf etmiş. Yaşar Nuri “Onun hilmine aldanmayınız. Ebu Süfyanın oğlu Muaviye de halim bir kimseydi” cevabını vermiş. Diyanet hocası tebessüm etmiş… Ne günlere kaldık!.. 11 Ağustos 2010