Doğru Tarih Düzmece Tarih
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 17 Mart 2019
Son otuz kırk yıl içinde (şu anda tam tarihini bilmiyorum) İngiltere devleti, o zamana kadar gizli tutulan, Türkiye ile ilgili birtakım belgeleri, zaman aşımı dolayısıyla açığa çıkaracaktı ki, Ankara hükümeti, o ülkeye müracaat ederek, bu belgelerin bir müddet daha gizli tutulmasını istemişti.
(Gerçek tarihçilerimizin bu konuya eğilmeleri ve kamuoyunu aydınlatmalarını, bilgilendirmelerini bekliyorum.)
Bu da gösteriyor ki, Türkiyenin eski Kemalist rejimleri gerçek tarihin, doğru belgelerin, sahih bilgilerin açıklanmasını istememiştir.
Bizdeki egemen azınlıklar, vesayet rejimi taraftarları gerçek tarihin bilinmesinden, açıklanmasından yana değildir.
Onların düzmece, yapay, kurgu hayalî bir tarihleri vardır; onun okutulmasını, ona inanılmasını isterler.
Bu tarih tek parti rejiminin karanlık günlerinde, devlet terörünün bütün dehşetiyle hakim olduğu eyyamda fabrike edilmiştir.
(1950-60) bir devre Samsun mebusu (milletvekili) olan
Samsunda yayınlanan
gazetesinde,
egemen azınlık mensupları tarafından yüz kızartıcı hakaretlere maruz kalmış,
Resmî düzmece tarihin tartışılmasına imkân vermeliydi. Bunu ve diğer nice yapılması gereken şeyi yapmadığı için
(asılmadan önce prostat muayenesi yapılmıştı) maruz kaldıktan sonra,
Allah taksiratını afveylesin, rahmetiyle muamele buyursun.
Uzun yıllardan beri Müslüman kesime
konusunda çok ciddî, ilmî bir kurum kurmalarını, yakın tarihimizin doğrularını yanlışlarını ortaya çıkartmalarını teklif ettim ama maalesef bu yapılamadı.
Bundan sonra yapılabilir mi? Şifahî kültürle yapılamaz. Bugünkü Türkçe ile yapılamaz. Bugünkü Ümmetsizlik, bölünmüşlük, parçalanmışlık ile yapılamaz.
içinde
barındıran
eserini; hazırlamaya, yayınlamaya yeterli para var, imkân var, hürriyet var ama bu yapılamıyor.
Böyle bir tarih elbette İslâmî kriterlerin ve tarih yazma ilminin ışığında yapılacaktır.
ilmin, irfanın, hikmetin, millî kimlik ve kültürün ışığında incelenmeli, irdelenmelidir.
İngiltere, Fransa gibi büyük devletlerin arşivleri didik didik edilmelidir.
Ulaşılabilir mi bilmiyorum,
Bulunabilir mi acaba,
bulunmalıdır.
Dönmelerin, İslâm ve gerçek düşmanlarının düzmece, yapay, kurgubilim tarihi yıkılmalı, yerine gerçek tarih getirilmelidir. Bunca sivil toplum kuruluşumuz, bunca tarihçimiz var,
Yıllardan beri tekrarladığım ikinci teklif,
nün kurulmasıdır. Zenginlik, imkân, para içinde yüzen Müslüman kesim bunu da yapamadı.
Üçüncü teklifim
kurulmasıydı. Onunla da ilgilenilmedi.
Bu işler gazete kültürü ile yapılamaz. Maalesef
Birkaç değerli adamımız var, onlar da tek başına bir şey yapamıyor. İSAM belki bu konularda hizmet edebilir ama… (Ama’dan sonrasını siz söyleyiniz.)
(1) Teorik olarak mutlaka yapılması gereken hizmetler… (2) Eldeki imkânlarla yapılabilecek olan hizmetler… (3) Yapılan hizmetler.
Müslüman kesim ikinci maddeye girecek, yapılması mümkün olan hizmetleri hayata geçirmelidir. Hizmet erbabı ve sorumluları bunları yapmazlarsa büyük vebál altında kalırlar.
büyük seviye farkı varsa, doğru dürüst hizmet edilmiyor demektir.
Türkiyede, bugünkü imkânlarla, hürriyetle neler yapılabilir.
Günde bir milyon bayi satışlı (şişirme abone tirajı değil)
İngilteredeki
koleji ayarında, belki ondan üstün
açılabilir.
Tarikatlar açılabilir ve tasavvufî hizmet ve faaliyetler zabt u rabt altına alınabilir.
ve ticaret, sanayi, finans, iş, çalışma hayatı İslâm ahlâkının kontrolü altına alınıp ıslah edilebilir.
Ümmet birliği kurulur, bütün cemaatler tarikatlar
ittihad-ı İslâm, iman kardeşliği tesis edilebilir.
Planlı ve programlı topyekûn bir ıslah faaliyeti başlatılabilir.
Daha neler yapılmaz ki… Lakin Müslüman kesim bunları yapmıyor. En ufak birleşme, tek Ümmet olma teşebbüsü yok.
Râşid, faziletli, müdebbir bir dinî baş seçip ona biat ve itaat etme niyeti ve faaliyeti yok.
Müslüman halk yığınlarının vebáli elbette
aittir. Resulullahın Sünnetinde, hadîslerinde bu konuda çok uyarıcı bilgiler bulunmaktadır ama hiçbir derlenme toparlanma görmüyorum.
(İngiliz arşivleri ile ilgili bilgiyi,
şu anda ismini hatırlayamadığım bir hanımefendi vermişti.
Müslüman kesimin büyük tarihçiler, büyük edebiyatçılar, büyük mimarlar, büyük düşünürler yetiştirmesi gerekiyor. Üniversitelerimizin bugünkü haliyle bunlar yetiştirilemez.
gibi büyük sivil toplum kuruluşlarının planlı ve programlı şekilde böyle elemanlar yetiştirmesi şarttır.
Yüksek seviyede genel kültüre sahip olacak.
Osmanlı edebiyatının derinliklerine inebilecek. Büyük tarihçiler, kıymetli kitaplar yazmalı, bunların telif ücretleri ile geçinebilmedir.) 01.02.2019