Doğu ve Güneydoğu’da Medreseler ve Tekkeler Açılmalıdır
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 02 Ocak 2019
Perşembe
Başörtüsü serbest olursa Türkiye’ye Şeriat gelmiş olmaz, demokrasi gelmiş olur… Halkımıza din ve inanç hürriyeti verilirse, bu, Şeriat geldi olarak yorumlanamaz. Demokrasi gelmiş olur.
Gerçekte olmayan bir laiklik için, çoğunluğun temel insan haklarını niçin kısıtlamak istiyorlar? Seçimlerin neticesini bir türlü hazmedemediler. İlk fırsatta iktidarı devirmek için gece gündüz çalışıyorlar.
Kuzey Irak’a girilirse ellerine bu fırsat geçmiş olacaktır. Onlara bu fırsat verilmemelidir. Büyük Beyaz medyanın yalanlarına kanmayalım. Son patlamalar, öldürmeler hep PKK’nın işi değildir.
Türkiye’yi karıştırmak isteyenler, halkı heyecanlandırmak isteyenler vardır. Kimlerdir bunlar?
Türkiye Müslümanları iki ateş arasında kalmıştır: Bir tarafta amansız dinsizler. Öbür tarafta din sömürücüsü sahte İslâmcılar.
Örsle çekiç arasındayız… Yukarıya tükürsen bıyık, aşağıya tükürsen sakal…
PKK terörü yüz milyarlarca dolarlık bir sektördür. İslâmcılık da yüz milyarlarca liralık başka bir sektör.
Bu fetvanın doğruluğuna inanan kâfir olur.
Bu şeytanî fetva Kitabullaha, Sünnete, İcma-i ümmete taban tabana zıttır. İslâm ahlâkına zıttır. İslâm’ın temel emirlerinden biri istikamettir, yani doğruluktur. Müslüman emanete hıyanet edemez. Emanete hıyanet caizdir diyen kâfirdir. PKK bitse bile onun yerine başka bir teşkilat getirecekler ve sektör devam edecektir.
Bu konuda daha fazla yazmam mümkün değil. Sağımda bir, solumda bir, önde ve artta birer goril tutacak imkâna sahip değilim.
Türkiye kesinlikle Kuzey Irak’a
girmemelidir. Girerse bataklığa saplanır ve bir daha çıkamaz. Bundan önce olduğu gibi arada bir gayr-i resmî olarak girsin ve vursun.
100 bin kişilik konvansiyonel bir ordu, iyi yetiştirilmiş, işinin ehli bin terorist ile başa çıkamaz.
PKK’yı son neferine kadar yok etseniz,
devam ettiği müddetçe doğu ve güneydoğu meselesi halledilemeyecektir. Ben İstanbullu bir vatandaş olarak yurdumun Hakkari vilayetine tek başıma gidip gezebiliyor muyum, tatil yapabiliyor muyum? Gidemiyorum… Çünkü orada benim için güvenlik yok, huzur yok. İşte bu güvenlik ve huzur sağlanmadıkça kriz bitmez, savaş bitmez. Benim sevgili vatandaşlarım, şu hususa dikkat ediniz: Son yirmi beş yıl içinde o bölgeye merkezden milyarlarca dolar örtülü ödenek gönderilmiştir. Bunlar kimlere verilmiştir?
Bu örtülü ödenek balları ve yağları kesilmedikçe oralara barış, huzur, güven gelmez.
Minibüs içinde haince öldürülen sivil vatandaşları PKK katl etmemiştir. Peki kimler katletmiştir?
Bizde de doğu ve güneydoğu bölgesinde yüzde yüz din hürriyeti olmalıdır.
Yakın zamanlara kadar faaliyet gösteren binlerce medrese tekrar açılmalıdır. Bu medreselerden mezun olanların Diyanet kadrosunda hizmet görmelerine imkân tanınmalıdır. Doğu ve güneydoğu bölgesinde tasavvuf tarikatları serbest olmalıdır. Türkiye’nin bütünlüğü ancak ve ancak İslâm bağlarıyla, İslâm kardeşliği ile mümkün olur. Aksi takdirde parçalanma, bölünme ve yıkım kaçınılmazdır. Türklerle
(ve Türkleşmişlerle)
Kürtler İslâm kardeşliği bağlarıyla bir ve beraber olabilir.
İçimizdeki hainler ve ajanlar, Kürt vatandaşlarımızın aidiyet bağlarını kopartmak için her kötülüğü, her hıyaneti, her habaseti yapıyor. Kendi ülkemizdeki çeteleri temizleyemiyoruz, kalkmışız Kuzey Irak’a girmek istiyoruz.
Bizi bu bataklığa dost görünen düşmanlarımız çekmeye çalışıyor. Doğu ve güneydoğu bölgemizde iki tarikat güçlüdür.
Bu iki tarikata ve diğerlerine hürriyet verilmeli, teşvik edilmelidir.
Şu hususa da dikkat edilmelidir: Gerçek İslâm tarikatlarında ve tasavvufunda para yoktur. Tarikatların İslâm, iman, Kur’ân hizmetleri için para toplamaları doğru değildir. Para saymaktan, tesbih çekmeye vakit bulamayanlar mutasavvıf değil, şeytandır. Yakın tarihte ve daha önceki asırlarda yaşamış amil alimler ve kamil şeyhler paradan, maddeden uzak durmuşlardır. Çünkü para kirlidir ve kirletir. Bediüzzaman hazretleri bunca fütuhatı parasız yapmıştır.
Bir yere para girdi mi, ihlas çıkar gider. İhlas gidince hizmet olmaz, hezimet olur. Bundan otuz kırk yıl önce doğuda ve güneydoğuda din alimlerinin, tasavvuf şeyhlerinin çok büyük gücü vardı. Bu güç darbelendi ve bugünkü anarşi ve terör yangını meydana çıktı.
Dini imanı para olan birtakım yiyici sahte İslâmcılar hizmet edemez. Hizmet etmek için ihlaslı, doğru, temiz, dürüst, takvalı Müslüman kadrolar gerekir. Birtakım Avdetiler, vaktiyle Bizanslı Notaras’ın dediği gibi
diyorlar. Onların bu görüşü bir intihar siyasetidir.
Artık bu kavga bitirilmeli, iki güç arasında barış imzalanmalıdır. Dünyanın hiçbir medenî, oturmuş, hukuklu ülkesinde din ve devlet savaşı yoktur.
Türkiye’ye yazık olmasın… Türkiye halkının bütünlüğü zedelenmesin… Türkiye bölünmesin, parçalanmasın…
PKK terörünün gölgesinde yapılan uyuşturucu kaçakçılığı ve trafiği sona erdirilsin. PKK terörünün tozu dumanı içinde yapılan silah ve cephane kaçakçılığı da sona erdirilsin. Örtülü ödenekten akıtılan yağ ve balların muslukları kapatılsın. PKK terörü bahanesiyle yapılan 100 milyarlarca dolarlık rantlar kurutulsun. PKK savaşının bitmesini istemeyen rantçıların güçleri kırılsın.
O bölgelere güvenlik gelsin. Batıdaki vatandaşlar oralara tatil yapmaya, gezmeye rahatça gidebilsinler. Yargısız infazların hesabı sorulsun, suçlular cezalandırılsın. Milyonlarca vatandaş, tahrip edilmiş köylerine dönsün, zararları tazmin edilsin. 19 Ekim 2007