Cumartesi

 

Türkiye tarihinin yüzde doksanı yazılmamıştır. Yazılı tarihimiz bir buzdağının suyun üzerinde görünen onda biri kadardır.

Türkiye ve Yahudiler, Türkiye’de Yahudiler…

Bu konuda dört başı mâmur, ciddî, etraflı, geniş tarihî eserler ve incelemeler var mıdır elimizde?

İkinci Selim zamanında ülkemize gelen ve büyük bir güç ve tesir sahibi olan

Yasef Nassi

hakkında kaç kitap yazılmıştır bizde? Maalesef bu konuda tek ciddî Türkçe kitap yoktur elimizde.

Halbuki Yasef Nassi o kadar büyük bir güç ve nüfuz kazanmıştı ki, o koskoca cihan-devletinin Sadrazamı olan Sokollu ile rekabet edebilmiştir.

Evet o tarihte Osmanlı’nın merkezinde iki büyük siyasî güç bulunuyordu: İslâm’ı temsil eden Sokollu, Yahudiliği temsil eden Yasef Nassi.

Yahudiler Türkiye’de, Osmanlı İmparatorluğu bünyesinde hangi kostümlerle oynamışlardır?

(1) Kimliklerini ve dinlerini gizlemeden, “Yahudi milleti”nin mensupları olarak.

(2) İhtida ederek, yâni Musevî dinini bırakıp İslâm dinine girerek. Bu ihtidaların hepsi samimî midir? Kesinlikle değildir.Meşhur Sabatay Sevi de ihtida etmişti ama o gerçekten dönmüş değildir, dönmemiş bir “Dönme” idi.

Fatih SultanMehmed’i zehirleyen

Venedikli tabib Meastro Iacobo

, Müslüman olmuş, başına sarık sarmıştı ama Yahudi kalmıştı.

Nitekim, aradan yüzyıllar geçtikten sonra Venedik’ten aldığı talimatla Fatih Sultan Mehmed’i zehirleyerek öldürdüğü açığa çıkmıştı.

Polonya, Ukrayna ve Rusya’daki pogromlardan (katliamlardan) kaçarak Osmanlı devletine sığınan Yahudilerin bir kısmının, kendi kimlikleri ile yaşamaları zor olduğundan, aşırı Alevî ve Bektaşî kılığına girmiş olduklarına dair de elimizde hayli bilgi bulunmaktadır.

Bunlar zamanla Kur’ân ve Sünnet esasları üzerine kurulu olan Bektaşiliği de çığırından çıkartmışlardır.

Bektaşilik Yeniçeri ocağının tarikatıydı.

Kimlik değiştirmeyen, iki kimlikli olarak çalışmayan Yahudiler ile fazla bir alıp vereceğimiz yoktur. Bizi en çok ilgilendiren, meraklandıran, içyüzünü öğrenmek istediğimiz konu iki kimlikli Yahudilerdir. “Kamualanında”, dışta, toplum içinde Müslüman görünen, evlerinde ve içlerinde Yahudi kalanlar…

Bazı iddialar var:

(1) Osmanlının son devrindeki bütün ihtilal, inkilap, büyük değişim, darbe hareketlerinde Yahudi dönmelerinin büyük rol oynamış oldukları…

(2) Osmanlı’yı, İslâm hilafetini yıkarak Filistin’de bir Yahudi devleti kurmak için çalıştıkları…

(3) Birinci dünya savaşında, mensupları sırf Yahudilerden oluşan “Siyonist Lejiyonları” kurarak, İngilizlerin kumandasında Filistin ve Çanakkale cephelerinde Türklere ve Müslümanlara karşı amansızca savaştıkları…

Türkiye’deki ünlü bir Dönme (Gizli Yahudi) bundan beş yıl kadar önce New York’ta, tarihe geçecek bir cümle sarf etmiştir: “Biz Yahudiler yirminci asırda iki Yahudi devleti kurduk…”

Her konuyu mıncıklayan, habbeyi kubbe, pireyi deve yapan birtakım medya mensupları böyle önemli bir konu ve cümle üzerinde niçin hiç durmamışlardır?

Halkımızın benimsemediği, kabul etmek istemediği bir takım köklü değişiklikleri kimler yapmıştır?

Dinsizleşen, bozulan Türkler ve Müslümanlar mı, yoksa iki kimlikli dönmemiş “Dönme” Yahudiler mi? Tarihçilerimiz bu konuda niçin, sahih bilgilere, sağlam belgelere dayalı geniş ve ciddî araştırmalar yapmıyor?

Bazı Dönmeler

“Kur’ân Türkçe okunsun, Müslümanlar namazı Türkçe Kur’ân tercümesi okuyarak kılsın, Ezan Türkçe okunsun…”

diyorlar ve bunun için çalışıyorlar.

Peki, İbranice bilmeyenTürkiye Yahudileri kendi sinagoglarında ibadetlerini niçin Tevrat’ın Türkçesi ile yapmıyorlar?
Sabataycılar, kendi özel sinagoglarında niçin Türkçe metinler okuyarak ibadet etmiyorlar?

Müslümanlar için Türkçe namaz,Türkçe Kur’ân; Yahudiler ve Dönmeler için İbranice ibadet…

“İnananlarla inanmayanlar arasında…

Esmerlerle sarışınlar arasında…

Şöyle düşünenlerle böyle düşünenler arasında…

Bir şeye ak diyenlerle kara diyenler arasında…

Fitne fesat çıkartmak, düşmanlık tohumları ekmek istediği için “Ceza Kanunu’nun filan maddesini ihlal etmiştir…”

İster misiniz “Bazıları” bizim bu satırlarımızı da suç olarak görsünler…

Irak Kürt bölgesinde şu anda 1300 İsrail ajanı varmış, bunlar Amerikan ve İngiliz üniformasına bürünmüş olarak çalışıyormuş. Acaba bizde kaç elemanları var?

Türkiye’de 25 bin tek kimlikli Musevî yaşadığı söyleniyor. Aslında bu rakam daha azmış, fakat, bazı gerekçeler ve sebeplerle 25 bin gösterilmesi icab ediyormuş… Peki, Gizli Yahudilerin, Sabataycıların, iki kimliklilerin adedi ne kadardır? Bunu bilen yok. Bu konuda elimizde sağlam bilgiler, istatistikler bulunmuyor.Tam bir karanlık içindeyiz. Musevî cemaati ileri gelenlerinden Harry Ojalvo’ya göre Türkiye’de bir buçuk milyon Sabataycı varmış (Aksiyon dergisinde çıkan röportajda).

Türkiye’de laikliği çığırından çıkartanlar kimlerdir?

Türkiye’de bitmez tükenmez, müzmin, dehşetli bir din-devlet kavgasını körükleyenler kimlerdir?

Türkiye’de tarihî devamlılığı berhava edip onun yerine bir kopukluk çığırı açanlar kimlerdir?

Yakın tarihimizde on bin kadar Selçuklu, Beylikler, Osmanlı mimarlık ve kültür eserini yok edenler kimlerdir?

Türkiye’deki binlerce tarihî eski İslâm kabristanını düzleyen, yokeden, yerlerine park veya bina yapan zihniyet hangi zihniyettir? İslâm kabristanları düzlenirken niçin Üsküdar Bülbülderesindeki Dönme mezarlığı titizlikle ve hassasiyetle korunmuştur?

Yazılı, edebî zengin Türkçeyi kimler bozmuştur? Lisanımızı kimler kuş diline, arı ve sade bir iletişim vasıtası haline getirmiştir? Anadili Türkçe olan toplumumuzu kimler, en büyük şairimiz Fuzulî’yi okuyup anlamaktan, bu kıraatten zevk ve haz almaktan mahrum bırakmıştır?

Türkiye Müslümanlarının evrensel insan haklarını kimler ihlal etmiştir?

Hayır hayır… Yanlış anlaşılmasın, bu işleri Yahudiler ve Sabataycılar yaptılar demek istemiyorum. Tek kimlikli Yahudilere zaten bir şey dediğim yoktur. Sabataycıları da kurukuruya suçlamak istemem. Ben sadece soruyorum:

Türkiye’de bilhassa 1908’den beri olup bitenler Müslümanların eseri midir, yoksa bunlarda Gizli Yahudilerin büyük rolü ve tesiri mi bulunmaktadır?

Sormak, merak etmek, öğrenmek istemek suç mudur?

Ankara’da bir Tarih Kurumu var. Üniversitelerimizin tarih bölümleri ve kürsüleri var. Ülkemizde devletten maaş alarak çalışan binlerce tarihçi var. Her konuda monografi yazıyorlar, inceleme yapıyor, kitap yayınlıyorlar da niçin Dönmeler, İki Kimlikli Gizli Yahudiler hakkında kitap yazmıyorlar? Bu konuda bir yasak mı vardır?

Evet, Türkiye’de Dönmelerin ve Yahudilerin hoşuna gitmeyen araştırmalar yapmak, kitaplar yazmak yasak mıdır?

Yasak değilse bu sükûtun sebebi nedir?

“Abartma olabilir, iftira edilebilir, yalan yazılabilir, haksızlık edilebilir…”

Bunlar çürütülemez mi? Yahudiler ve Dönmeler kendilerini müdafaa edemez mi?

Demokratik bir sistemde bu kadar önemli, bu kadar hayatî, bu kadar esaslı konuları zifirî bir karanlık içinde bırakmak doğru mudur?

Yakın tarihimizdeki bazı çok önemli şahsiyetlerin Yahudi asıllı, Dönme olduğu iddia edilip duruluyor. Bu iddiaların,rivayetlerin, söylentilerin açığa kavuşturulması gerekmez mi? Yahudi iseler Yahudi olduklarını bilelim, değilseler yine olmadıklarını bilelim. Böylesi daha iyi ve daha sağlıklı olmaz mı? 27 Haziran 2004