Dönmelerin Gücü
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 14 Şubat 2019
Çarşamba
Türkiye’nin en gizli, en güçlü, en esrarlı, en yaman, en tekelci lobisi olan Sabataycılara çeşitli isimler verilmiştir. Bunları kısaca sıralayayım:
(1) Onlar kendilerine “Maaminim” (İbranice inananlar, mü’minler) derler.
(2) Selanikli yahut Selanik Dönmesi.
(3) Dönme. Dönme kelimesindeki “d” harfi küçük yazıldığı takdirde herhangi bir dönmeyi, büyük yazıldığı takdirde Sabataycıları kasd eder. Batı dillerinde de kullanılmaktadır. Meselâ Fransızca’da “les Deunmeh” denilir.
(4) Avdetî. Kökü Arapça olan avdet etmekten, dönmekten türetilmiştir.
Dönmeler kendi aralarında gruplara, iç cemaatlere, kabile ve geniş ailelere bölünmüşlerdir:
(a) Kapancılar veya Kapanîler. Kendi içlerinde “İzmirim” denilen Dönmeler. Bilindiği gibi Mesihliğini ilan eden ve sonra yalancıktan Müslüman olan Sabatay Sevi İzmirlidir. Kapancı Dönmelere “Cavalleros” dahi denir. Osmanlı devletinin son döneminde dönme aristokrasisini Kapancılar teşkil ediyordu.Türkçe konuşuyorlar, assimile olmuş gibi görünüyorlardı.
(b) Yakubîler (Yakoviyim). Sabatay Sevi’nin biraderi Jacob’un peşinden gidenlerdir. Ölümünden sonra Sabatay Sevi’nin ruhunun ve kişiliğinin kardeşi Jacob’a geçtiğine inanırlar. Osmanlılar zamanında orta ve aşağı sınıflar içinde yer almışlar, içlerinden hayli bürokrat çıkmıştır.
(c) Karakaşlar (Konyoses). Bunlar Sabatay Sevi’nin mürit ve takipçilerinden Baruchia Russo’nun peşinden gidenlerdir. Vaktiyle Dönmelerin en fakir kısmı bunlardı, Ladino (Yahudi İspanyolcası) konuşurlar, genellikle esnaflık, ustalık, işçilik yaparlardı. Cumhuriyet ilan edildikten sonra da Sabataycılık dininin inanç, ibadet ve âyinlerine sımsıkı bağlı kalmaya devam etmişlerdir.
Türkiye’de devlet makamlarının, siyasî otoritelerin Dönmeleri bilmediği, tanımadığı iddiası yalandır. Devlet, istihbarat, siyasî iktidar, Dönmeleri bilmektedir. Daha 1940’larda, şu meşhur Varlık Vergisi toplanması sırasında, mükellef listelerindeki Sabataycıların karşısına “D” işareti konulmuştur. Sadece bu delil bile devletin ve siyasî mekanizmanın onları bildiğine yeterli delildir.
Türkiye’nin son yüz yıllık yakın tarihini hakkıyla anlayabilmek için Dönmeleri tanımak, bilmek, ne gibi roller oynadıklarına dair malumat sahibi olmak gerekir. Aksi takdirde tarihimiz anlaşılamaz.
Ülkemizdeki laikleşme, sekülerleşme (Din ile hayatı, din ile toplumu birbirinden ayırmak) hareketinde Dönmelerin büyük tesiri, ağırlığı olmuştur.
Sabataycılar 19’uncu asırda olduğu gibi bugün de Müslümanların içine sızmaktadır. Bu hususta, daha çok Rafızî ve aşırı Bektaşî şahıs ve çevrelerle alaka kurma yolunu denemektedirler. Şu anda bazı çok zengin Dönmeler islamî bir cemaate büyük yardımlar yapmaktadır. Bunlardan birinin ayda on bin dolar bağış yaptığını öğrenmiş bulunuyorum. Acaba Sabataycılar bu kadar büyük paraları Müslümanların kara gözleri için mi veriyor, yoksa gizli bir plan ve düzenleri mi bulunmaktadır?
Halen ABD’de bulunan, meşhur bir Dönme’nin Türkiye’ye dönme hazırlıkları içinde bulunduğu ve döndükten sonra kendisini, bu sefer gerçekten İslam’a dönmüş olarak takdim edeceğini öğrenmiş bulunuyorum. Halbuki bu kişi Amerika’ya kaçtığı zaman orada basına beyanat vermiş ve “Biz Yahudi olduğumuz için Türkiye’de baskıya uğruyoruz” şeklinde konuşmuştu. Hangi iddiasına inanalım?
Elefterotipia adlı Yunan gazetesinin 17 Aralık 2000 tarihli nüshasında eski dışişleri bakanlarından Theodoros Pangalos’un çok ilginç bir beyanatı yayınlanmıştı. Yunan dışişleri bakanı, o tarihteki Türk dışişleri bakanının gerçek bir Türk olmadığını, Selanik Dönmesi olduğunu söylüyordu. Yunan bakanını böyle bir beyanda bulunmaya iten sebep ve saikler acaba nelerdi? Benim zannımca, Türk-Yunan ilişkilerinin son derece gergin olmasında, iki ülke arasında bir türlü kalıcı bir anlaşma ve uzlaşma yapılamamasında, Türk hariciyesine Dönmelerin hakim olmasının büyük tesiri vardır.
Yunanistan’da güçlü bir antisemitizm cereyanı mevcuttur. 1924’te, Lozan andlaşmasının mübadele (nüfus değiş tokuşu)maddesi gereğince Selanik Dönmeleri Türkiye’ye gönderileceği sırada, Sabataycılar Yunan hükümetine ve Meclisine müracaat ederek, “Biz gerçek Türk ve Müslüman değiliz. Yunanistan’da kalmak istiyoruz” demişler, fakat bu istekleri kabul edilmemişti. Ancak, yine de bir kısım Dönmelerin o ülkede kaldıkları, kendilerini Elen ve Ortodoks gibi gösterdikleri önemli mevkilere geçtikleri söylenmektedir. Bu konuda Yunanlı araştırıcılar ciddî ve ilmî tedkikler yapsalar da biz de yararlansak.
Türkiye’nin yakın tarihinde Kapancı Dönmelerin 1879’da Selanik’te açtıkları “Terakki Mektebi”nin büyük ağırlığı vardır. Bu okul şu anda Şişli Terakki Lisesi olarak faaliyet göstermektedir. Karakaş Dönmeler de Fevziye Mektebi’ni açmışlardır. İstanbul’daki Işık Üniversitesi de Dönmeler tarafından kurulmuş olup, onlar tarafından idare edilmektedir.
Osmanlı devleti bir cihan devletiydi, bir nizam-ı âlemdi. Onun tarihi sadece Türkiye’deki millî arşivlerdeki belgelerle, sadece Türkçe, Fransızca, İngilizce bilmekle yazılamaz. Türk tarihini yazabilmek için en az on lisan bilmek, en az on ülkenin arşivlerine girmek gerekir. Bu lisanlardan biri de İbrani dilidir. Dönmelik hareketi son üç yüz elli senelik tarihimizin en önemli hadisesidir. Dönmeler modern Türkiye’ye damgalarını vurmuşlardır. Yıllardan beri kurulmasını arzu ve talep ettiğim “Türkiye Yahudilerini ve Dönmelerini İnceleme ve Araştırma Enstitüsü” bir an önce kurulmalı ve uluslararası standartlarda tedkikat yapılıp yayınlanmalıdır. Şu anda maalesef elimizde bu konuda eksiksiz bir bibliyografya bile yoktur.
Asıl adı Şimon Zvi olan, bizim tarihlerimizde Muallim Şemsi Efendi olarak bilinen Dönme, yakın tarihimizin on önemli ve büyük şahsiyeti listesinde yer alan bir kişidir ama biz bu zat hakkında resmî ve ideolojik tarihin verdiği basmakalıp kısa bilgi dışında bir malumata sahip bulunmuyoruz. Şemsi Efendi, nâm-ı diğer Şimon Zvi ne yapmak istiyordu, ne yapmıştır? Bu soruların cevabını ancak hür, cesur, büyük tarihçiler verebilir. 30 Mayıs 2002