Durum iyi mi kötü mü?
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 27 Aralık 2018
Cumartesi
SORDU: “Memleketin ve dünyanın durumunu nasıl görüyorsun?” Kötü gördüğümü, gidişatı beğenmediğimi söyledim. Suratı asıldı, kaşları çatıldı, “Bu kadar ümitsiz misiniz?..” Hayır, ümitsiz değilim gerçekçiyim dedim.
Türkiye’nin durumu iyi midir, kötü müdür?.. Bendeniz su soruya İslâm’ın ölçüleri, hükümleri ve kıstaslarının ışığında, bir Müslüman gözüyle bakarak cevap verebilirim.
Bu Müslüman ülkede Müslümanlar Kur’ân’a uygun bir hayat sürüyor mu? Allah’ın emir ve yasaklarına dikkat ediyor mu? Peygambere itaat ediyor mu? Şeriat ve fıkıh hükümlerine dikkat ediyor mu? Bunlar yapılmıyorsa durum elbette iyi olmaz.
Ama bizim cemaatimiz çok ilerliyor…. Ama bizim tuttuğumuz parti iktidardadır… Ama bizim din büyüğümüz çok anlıdır şanlıdır… Böyle mülâhazalar beni ilgilendirmez.
Bu memleketin İslâm ahlâkı bakımından notu, 10 üzerinden kaçtır? Bence 2’dir. Bu notla imtihan kazanılamaz, sınıf geçilemez. Namaz dinin direğidir. Müslümanların kaçta kaçı namaz kılıyor? Siz yüzde 20 deyin, ben yüzde 10… Yine sınıf geçemez.
Bu memlekette zekat veriliyor mu? Verilenin kaçta kaçı Kur’ân’a, Sünnet’e, Fıkha, Şeriat’a uygun olarak veriliyor? Bu memlekette İslâm’ın kesin şekilde yasakladığı haramlar, kötülükler açıkça yapılıyor mu?
İslâm, Kur’ân, Peygamber bizden birlik olmamızı istiyor. Biz birlik miyiz? Din, bizden bilgili, âlim ve arif mü’minler olmamızı istiyor. Biz bu konuda nasılız? Din, bizim büyük ve küçük cihad yapmamızı istiyor.
Din, komşumuz açken bizim tok gecelememizi istemiyor.
Din, lüksü, israfı, sefahati, her türlü fuhşiyatı, azgınlığı yasaklıyor. Din, ribayı yasak kılmıştır. Bizim riba ile aramız nasıldır? Din, gıybeti yasaklamış. Biz gıybetten kaçan Müslümanlar mıyız, yoksa gıybetçi miyiz?
Dinimiz bizim mutlaka
yapmamızı istiyor. Din bizden paylaşma ahlâkı istiyor. Açın ilmihal, fıkıh, Şeriat, ahlâk kitaplarını. Biz onlardaki emirlere, yasaklara, öğütlere uyuyor muyuz?
Kur’ân kötü bir toplum hakkında
diyor. Sakın onlar biz olmayalım? Bu memlekette Allah’ın, Kur’ân’ın, Peygamberin, Şeriatın yasak ettiği bütün kötülükler, bütün günahlar yaygın hale gelmiştir, alenen işleniyor.
Bütün bunlar karşısında sayın
Bendeniz tersini söylüyorum:
Bu kötü gidişi durduracak çareler ve çözümler var mıdır?
Ciddî, geçerli, dört başı mâmur,
bir kurtuluş plan ve programı yaparız ve onu uygularız. Allah’a ve Resûlüne sadık, itaatli ve vefalı Müslümanlar oluruz. Mütecâhiren ve mütecâsiren (yani açıkça ve küstahça) günah işlemekten vaz geçeriz.
Allah yolunda malımızla ve canımızla çalışırız. Şaki değil, sâlih ve saîd Müslümanlar oluruz. Paraya, mâla, zenginliğe tapmayız. Mü’min kardeşlerimizin kurdu değil, meleği oluruz. Bütün vesile ve sebeplere tevessül ederiz. İhlâslı, mürüvvetli, takvalı, ahlâklı kullar oluruz. Var gücümüzle kendimizi, âilemizi, toplumu, bütün ülkeyi ıslah etmeye çalışırız. Yer yüzünde Allah’ın şâhitleri oluruz.
Bu saydıklarımı yaparsak, Allah bizi zilletten izzete, esaretten hürriyete, mağlubiyetten zafere çıkartır. Çünkü O’nun mü’min kullarına zafer vaadi vardır. Yan gel yat, günahlara bat, her kötülüğü yap, din hükümlerini bırak ve sonra bedavadan kurtul, bedavadan istikbâl ufukları pespembe olsun… Hayır Pembe bey, hayır!..
Mırmıristan Cumhuriyeti’nin yüzölçümü küçüktür, nüfusu azdır. Türkiye ile savaşması delilik olur. Bir savaşta Türkiye onu perişan eder, bitirir. Peki Mırmıristan Türkiye’yi nasıl dize getirebilir? Türkiye’yi nasıl parçalayabilir? Türkiye’den nasıl toprak kopartabilir? Türkiye’den nasıl tazminat alabilir? Türkiye’ye nasıl Mırmırî nüfusu gönderebilir?
Bunun yolları vardır. Türkiye’de tarihî ârızalar ve kazalar dolayısıyla bir miktar Kripto Mırmır nüfus bulunmaktadır. Bunların bir kısmı gerçekten ihtida etmiş, Müslüman olmuştur. Bir kısmı ise zâhiren Müslüman görünür ama asıl kimliği Mırmırlıktır. İşte bu Gizli Mırmırlardan yararlanarak Türkiye içten çökertilebilir.
Türkiye’de 78 etnik köken tespit edilmiştir. Bunlar birbirine düşürülür; Türk Kürt gerginliği, Sünnî Alevî çatışması çıkartılır. Ülkenin bu etnik ve dinî farklılık unsurları birbirine düşerse Mırmırlara gün doğacaktır.
Gizli Mırmırlar, sahte bir lâiklik dâvasıyla Türkiye’nin millî kimliğinin ana unsuru olan İslâm’a cephe alırlar. İslâm çökerse Türkiye de çöker. Kripto Mırmırlar ülkeye, halka, devlete resmî bir ideoloji dayatırlar.
Mırmırlar, Türkiye’yi bir yasaklar, tabular, darbeler ülkesi haline getirirler. Mırmırlar üniversitelere, yargıya, orduya, yüksek bürokrasiye, eğitime, medyaya diğer bütün temel kurumlara sızarlar. Kripto Mırmırlar çoğunluğu oluşturan Müslüman halkı kara câhil, mürekkep câhil bırakırlar. O hale getirirler ki, Müslümanlar atalarının mezar taşlarını bile okuyamayacak hale düşer.
Mırmırlar yazılı, edebî, zengin Türkçeyi tahrip ederek Türkiye Müslümanlarını düşünemez hale getirirler. Kripto Mırmırlar ülkede, idarede rüşveti, hırsızlığı, irtikâbı, suiistimali, kokuşmayı teşvik ederler. Kripto Mırmırlar sosyal barışı ve mutabakatı berhava ederler. Daha bir sürü olumsuz, kötü işler, hıyanetler, sabotajlar yaparak Türkiye’yi içten çökertirler.
10 Mayıs 2009