“Düzelin!”
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 01 Şubat 2019
Yakınlarda bir Müslüman rüyasında
kendisini Fatih Sultan Mehmet Han’ın türbesinde sanduka önünde görmüş, Fatih Hazretleri başında beyaz bir kavuk, sırtında yeşil bir kaftan olduğu halde kendisine görünmüş, eliyle omzuna vurarak
demiş.
Bu rüya hepimizi ilgilendirdiği için, bu sütunlara alıyorum.
Müslüman dosdoğru olmaya mecburdur. İmanı varsa, yamuk bir kimse de mü’min olabilir, ama yamuk bir mü’min. Yamuklukta ısrar ederse, maazallah imanına da zarar verir, küfre düşebilir.
Bu ülkenin politikacıları, idarecileri, belediyecileri, yüksek ve seçkin tabakası doğru ve dürüst olursa o ülkenin işleri iyi gider, halk yığınları da düzgün olur; olmazlarsa çöküntü, çözülme, fitne fesat, kokuşma alır yürür, büyük felaketler zuhur eder.
Bir müddetten beri devam eden özelleştirme işleri hiç de parlak değil. Devletin, ülkenin, halkın parasıyla kurulmuş fabrikalar, işletmeler tasfiye ediliyor ama nasıl tasfiye ediliyor?
Kocaeli Yarımadasının İstanbul tarafındaki yarısını şehirleşmeye, betonlaşmaya, yerleşime açmak istiyorlar. Yüz milyarlarca dolarlık bir rant var burada.
Akıl almaz şeyler duyuyorum, bunları yazmaya kalksam, hayatım tehlikeye girecek, yazamıyorum. Bütün zanlar, istihbarî bilgiler, rivayetler; doğru olmayabilir ama, ateş olmayan yerden duman çıkmaz.
Önümüzdeki seçimlere fazla bir zaman kalmadı. Bu seçimler yapılabilecek mi acaba? Bazıları, çok önemli hadiseler olacak ve seçimler yapılamayacak diyor. Allah ülkemizi, halkımızı, devletimizi felaketlerden, maceralardan, bâdirelerden korusun.
Bazılarının düşünmeye, görmeye, tedbir almaya vakti kalmamış. İkbal sarhoşluğu onların başını döndürmüş, dünya hırsları ve emelleri gözlerini karartmış. Uyarılsalar da anlamazlar, ilgilenmezler. Ne zamana kadar? Bir sille, bir azab, bir darbe gelinceye kadar. Sonra uyanırlar ama iş işten geçmiş olur…
-Çok dikkatli olunuz.
-İbadete, tevbe ve istiğfara, dualara, zikirlere devam ediniz.
-Hayr u hasenatı, sadakayı, iyi, güzel, salih işleri aksatmayınız.
-Fitne fesada karışmayınız, kuralınız şu olsun: Fitne zamanında oturan, ayakta durandan, ayakta duran yürüyenden daha hayırlıdır… Bizler
değiştiremeyiz, tağyir edemeyiz.
-Dünyaya ait emellerinizi, isteklerinizi, hırslarınızı azaltınız.
-Lüksten, aşırı konfordan, gereksiz tüketimden, israftan, gösterişten uzak durunuz; kanaatli, iktisatlı, tasarruflu bir yaşayış çizgisinden yürüyünüz.
-Resulullah Efendimizin ve onun varis, vekil, halifesi durumunda bulunan Ehlullah’ın, âmil ve rabbanî alimlerin, kâmil mürşidlerin yolunda yürüyünüz, onların ruhaniyetlerinin gölgesinde bulununuz.
korunmaya çalışınız, gıybeti, iftirayı, zevzekliği, zararlı kelamı, mâlâyâni sözleri terk ediniz, çenenizi kapatınız.
İslam ahkâmına, Kur’an ve Sünnet prensiplerine, Şeriata, Hazret-i Muhammed Mustafa aleyhisselatü vesselamın ahlâkına temessük etmezseniz (yapışmazsanız), tufan dalgaları arasında kendinizi kurtaramazsınız.
İslam dinini değiştirmek, bozmak, tağyir ve tahrip etmek isteyen Reformcu ve Yenilikçilere uymayınız. Onları uyarmak vazifesi gerçek İslam alimlerine aittir. Böyle alimler toplumumuzda varsa ve vazifelerini yapmıyorlarsa büyük sorumluluk altındadırlar.
Bütün müminler kardeştir, bütün “yollar” Hakk’a götürür. Benim tarikatım iyidir, senin tarikatın kötüdür çekişmeleri akıllı Müslümanlara yakışmaz. Kur’an’a, Sünnete, Şeriata, dinin zahir hükümlerine uygun olan bütün tarikatlar doğrudur, haktır. Şeytanî vesveselerle birbirleriyle çekişenler ahmaktır.
. Birtakım aç köpekler haram, şaibeli, şüpheli gelirlere koşuşmaktalar. Onlar kendi felaketlerine doğru koşuyorlar da haberleri yok. Onlardan uzak bulununuz.
-Helal parayla hazırlanmış tarhana çorbası, bulgur pilavı, üzüm hoşafı sofrası; haram ve pis parayla kurulmuş kuzu dolması, zeytinyağlı enginar, kaymaklı tatlı ve bir düzine ordövr, salata ihtiva eden bir sofradan bin kere hayırlı ve müreccahtır. Akıllı ve vicdanlı Müslüman, kendisine o gün rızık olarak kuru ekmek verilmiş olsa bile, onu büyük bir rıza ve mutluluk içinde yer ve Allah’a şükreder. Patates, makarna, nohut, mercimek, bulgur gibi rızıkları beğenmeyenler, bunlardan şikayet edenler beyinsiz alçaklardır. Sakın siz onlardan olmayınız.
İslamiyet bize paylaşmak ahlâkını tavsiye ediyor. Resulullah Efendimiz Ashab-ı güzininden birine
mealinde buyurmuşlardır. Kanaat tükenmez bir hazinedir.
Büyük velilerden biri ziyaretine gelen salih bir zata sormuş:
-Durumunuz nedir?
-Bulursak şükrediyoruz, bulmazsak sabrediyoruz… cevabını vermiş.
Büyük zat
deyince, salih zat sormuş:
-Siz ne yapıyorsunuz?
buyurmuşlar.
Biz ahir zaman Müslümanları onlar gibi olamayız ama, onlardan ders ve ibret almamız, toparlanmamız gerekir.
Birtakım araziler, mülkler, fabrikalar, tersaneler bazı para babalarına peşkeş çekilmek isteniyor. Onların gözleri doymaz, bir vâdi dolusu malları olsa, ikincisini isterler… Dünya onların olsa, yanında Ay’ı da isterler… Onların aç gözlerini toprak doyurur.
İslamiyet’te haram yiyicileri, zalimleri, şaşkınları, âsileri desteklemek yoktur, böylelerini destekleyenler onların suçlarına, kötülüklerine, günahlarına ortak olmuş olurlar.
Cenab-ı Hak yardımcımız olsun… Allah doğruların yardımcısıdır. Dünya mallarına ve ikballerine aç kurtlar gibi saldıranlar, ilâhî yardım ve inayetin kendilerine erişeceğini sanmasınlar… 18 Ocak 2004