Evet mi, Hayır mı?
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 20 Aralık 2018
Salı
Referandum’da nasıl oy vereyim ki, şu isteklerime doğru, az veya çok bir ilerleme olsun?
(1) Devletin, ülkenin, halkın üzerindeki ordu vesayeti kalksın. Ordu sadece vazifesi ile uğraşsın, aktif siyaset yapmasın. Ordu dine ve dindarlara cephe almasın. Din ve dindarlar tehdit ve tehlike olarak görülmesin.İrtica heyulası geçer akçe olmaktan çıksın.
(2) Ülkemde bir tek meşru devlet olsun, bir veya birkaç derin devlet olmasın.
(3) Yargı devlet içinde devlet olmasın, yüksek yargı kurumları politika yapmasın, parti gibi hareket etmesin.
(4) Miadı dolmuş fosilleşmiş resmî ideoloji kalksın, onun yerine (a) Âdil hukukun üstünlüğü, (b) Evrensel insan hakları, (c) Millî kimlik ve kültür, (d) Millî barış ve uzlaşma gelsin.
(5) Tarihî kopukluk ve ârıza gitsin, tarihî devamlılığa dönülsün.
(6) YAŞ kararlarıyla, yargı yolu kapalı olarak ordudan atılarak büyük zulme, haksızlığa, gadre uğrayan vatandaşlar mahkemelerde haklarını arayabilsin.
Bu isteklerimin gerçekleşmesi için bugünkü militarist (askerî) anayasanın değişmesi gerekiyor.
Halk oyuna sunulacak değişiklikler tatmin edici değildir ama az da olsa bir faydası olacaktır, başka değişikliklere yol açacaktır.
Aslında yapılması gereken iş, bu anayasayı toptan, tamamıyla kaldırıp, yerine mükemmel bir anayasa getirmektir.
Yakın tarihte, TC vatandaşı olan bir köy halkına insan pisliği yedirilmiş, hadise Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine gitmiş ve devletimiz mahkûm olmuştur.Artık bu gibi pisliklere son verilmesi gerekmektedir.
Resmî ideolojinin baskıları ve tabuları yüzünden Türkiye’de her şeyin çivisi çıkmıştır. Hatalardan dönülmesi, yaraların sarılması, topyekûn bir ıslah seferberliğine başlanması gerekmektedir.
Bir vatandaş, hem iktidara muhalif olabilir, hem de
diyebilir.
Bendeniz 50 yıllık gazetecilik hayatım boyunca çok baskıya mâruz kaldım, mahkemelerde süründüm, zindanlara atıldım, ülkemden kaçıp altı sene kadar gurbetlerde yaşadım, inançlarım yüzünden düşman muamelesi gördüm, hakarete uğradım. Kendim dahil, hiçbir vatandaşın sırf dini, inançları, görüşleri yüzünden cezalandırılmasını istemiyorum.
AK Partisi daha uzun yıllar iktidarda kalmak istiyormuş ve bu yüzden anayasa değişikliğini kendisinden tarafa yontuyormuş. Bu sakıncaya rağmen anayasa değişikliği yapılmalıdır.
Siyasî iktidarlar devamlı olmazlar
Önemli olan husus, halk oyu ve iradesi ile gelen bir iktidarın yine halk oyu ve iradesi ile gitmesidir.
(iyi ve olumlu tarafları)
(kötü ve fesat taraflarından)
Bugün ülkemizde olup bitenler
en önemli hadisesidir. Müslüman bir vatandaş olarak bu ülkede en az Masonlar, Sabataycılar, Kriptolar kadar hür olmak istiyorum.
Az buçuk tarih bilen bir kimse olarak
iyi biliyorum. AK Partisinin hayırlı, faydalı, iyi işlerini ve hizmetlerini destekliyorum; yanlış işlerini desteklemiyorum.
Anayasa değişikliği kabul edilecek ve her şey düzelecek, ülke süt liman olacak…Böyle aptalca ve salakça ümitlere kapılacak kadar saf değilim. Önümüzdeki aylarda, yıllarda Türkiye’de, Ortadoğu’da, İslâm dünyasında, bütün dünyada çok büyük, çok vahim, çok dehşetli hadiseler olacağına dair içimde bir sezgi var.
Türkiye beşerî yatay iradeyle kendini ıslah yoluna girmezse, büyük bir tıkanma olacak, dikey iradeyle akıl almaz değişiklikler olacaktır.
Konya’da Hz. Mevlânâ Dergah-ı şerifinin para basan bir darphane gibi olduğu, burası özelleştirilirse çok turist çekeceği ve çok para getireceği konusunda bir beyan okudum ve çok ama çok üzüldüm.
(1) Mevlânâ dergah-ı müze değil, tekkedir.
(2) Böyle bir mekan ve makamın müze haline getirilmesi bir insan hakları ihlalidir, din ve inanç hürriyetine vurulmuş ağır bir darbedir.
(3) Bu mekan
(4)
(5) Hz. Mevlânâ vekilharcına sormuş: “Bugün yiyecek içecek olarak evde ne var, mutfağın ve kilerin durumu nasıldır” Vekilharç “Efendim hiçbir şey yok. Kiler tam takır, mutfakta tencere kaynamıyor, yiyecek hiçbir şey yok” deyince Allah dostu o büyük Velî “Oh ya Rabbi, Çok şükür, evim Peygamber evine benzedi…” buyurmuşlar.
(6) Mevlânâ dergahında hakikî Mevlevî ayinleri yapılmalıdır
Şeriatsız tarikat olmaz!
(7) Dergahın civarına, mimarisi çok güzel ve uyumlu
binaları yapılmalıdır.
(8) Misafirhanelerde, yurdun her köşesinden, dünyanın her yerinden gelen konuklar düşük ücretlerle yedirilip barındırılmalıdır.
(9)
(10)
(11) En yakın zamanda
, Ehl-i Sünnete göre eğitim vermelidir.
(12)
(13)
O makama noksan gelen, iyi ve gerçek Müslüman olur. 18 Ağustos 2010