Cuma

 

(1) İslâm ne demektir?

– Son Peygamber, Allah’ın Elçisi ve Habercisi Hazret-i Muhammed’in (salat ve selam olsun O’na), insanlara Allah katından getirdiği din ve dünya nizamıdır. İslâm, Allah’a itaat etmek, O’na teslim olmak ve barış demektir. İslâm’ı din olarak kabul edip, hükümlerini hayata uygulayan kişi ebedî saadete (mutluluğa) kavuşur. İslâm’ın hükümleri hakkıyla uygulanırsa yeryüzünde barış olur, insanlık huzur bulur, güvenlik içinde yaşar.

(2) Sadece “Lâ ilahe illallah= Allah’tan başka kendisine ibadet ve kulluk edilecek hak tanrı yoktur” demekle kişi mü’min olabilir mi?

– Muvahhid olur ama mü’min olamaz. Mü’min olabilmek için mutlaka, “La ilahe illallah” dedikten sonra “Muhammed Resulullah” da demesi gerekir.

(3) İman ne demektir?

– Kalp ile kesin şekilde inanmak, bu inancını lisanı ile ikrar etmektir.

(4) İyi Müslüman kimdir?

– İman ettikten sonra, bu imanın gereklerini amel olarak, ahlâk olarak yerine getiren, hayatına uygulayan kimse demektir.

(5) Hazret-i Muhammed’den önce İslâm dini var mıydı?

– Vardı. İslâm, ilk insan ve ilk peygamber Hazret-i Âdem aleyhisselamdan beri vardır. Dinin inanca ait temel hükümlerinde Hz. Adem’den beri hiçbir değişiklik olmamıştır. Değişen sadece uygulamaya, füruata, Şeriat’a dair bazı hükümlerdir.

(6) İslâm’ın Allah hakkındaki inanç hükümleri ve bilgileri nelerdir?

– Tevhid ve Tenzih’tir. Yani, Allah’a hiçbir şekilde eş, ortak benzer koşmamak, O’nu kemal sıfatlarla sıfatlı bilmek, noksan sıfatlardan tenzih etmektir.

(7) Allah’ın kaç sıfatı vardır?

– Ondört sıfatı vardır. Şunlardır: VÜCUD (Allah daima vardır). VAHDANİYET (Birdir). KIDEM: Ezelîdir, varlığının başlangıcı yoktur. BEKA: Varlığının sonu yoktur. KIYAM BİNEFSİHİ: Onun varlığı kendindendir, var olmak için başkasına muhtaç değildir. MUHALEFETÜN LİL HAVADİS: Allah hiçbir yaratığa benzemez. HAYY: Allah diridir. O’nun için ölüm, yok olmak düşünülemez. İLİM SAHİBİDİR: Bilinmekle ilgili herşeyi bilir. İlmi, olmuş ve olacak her şeyi kuşatmıştır. Gizli ve açık O’nun bilmediği hiçbir şey yoktur. SEMİ’: O, işitmekle ilgili her şeyi işitir, duyar. BASÎR: Görmekle ilgili her şeyi görür. İRADE: Diler ve neyi dilerse o olur. KUDRET: Herşeye gücü yeter. KELÂM: Söz sahibidir. Peygamberler vasıtasıyla insanlara kitaplar göndermiştir.Kur’ân Kelamullah’tır, yani Allah’ın sözüdür, kul sözü değildir. TEKVİN: Varlık alemini yoktan var etmiştir. (Her mü’min ve müslim kişi Allah’ın bu 14 sıfatını manalarıyla birlikte ezberlemelidir.)

Bu sıfatlardan başka Allah’ın 99 Esmâ-i Hüsnâ’sı (Güzel Adları) vardır. Bunlar da, güvenilir din kitaplarından okunmalı, öğrenilmeli ve ezberlenmelidir.

(8) Âmentü ne demektir?

– İslâm dininin inanmaya ait temel bilgileri ve hükümleri demektir ki, Türkçe tercümesi şudur: “Ben Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, ahirete yani Hesap Günü’ne, Kadere yani hayır ve şer cinsinden her şeyin Allah’tan olduğuna, ölümden sonra tekrar dirilmenin hak ve gerçek olduğuna iman ettim.”

(9) Melekler hakkındaki inanç temelleri nelerdir?

– Onlar nuranî, şerefli, latif varlıklardır. Göze görünmezler, bazen birtakım şekil ve biçimlere girip öyle görülebilirler. Onlarda erkeklik ve dişilik yoktur. Yorulmazlar, usanmazlar. Yemezler içmezler. Vazifeleri sürekli olarak Allah’a itaattir ve kendilerine verilen işleri yapmaktır. İnsanların güç yetiştiremeyeceği zor işleri yaparlar. Meleklerin dereceleri ve rütbeleri vardır. En üst dereceli dört melek Cebrail, İsrafil, Mikail ve Azrail aleyhimüsselamdır. Melekler Allah’a isyan etmezler, günah işlemezler.

(10) Allah’ın Kitapları hakkındaki temel inançlar nelerdir?

– Allah, Peygamberleriyle çeşitli zamanlarda kutsal kitaplar göndermiştir. Bunlarda emirler, yasaklar, ibretli kıssalar, tesirli dualar, ders alınacak öğütler, müjdeler, uyarılar bildirilmiştir. En son ilahî Kitab Kur’ân-ı Kerim’dir. Onun gelmesiyle, daha önceki Kitabların hükümleri kaldırılmıştır.Kur’ân’dan önce gönderilmiş olan Tevrat ve İncil’in asıl metinleri ve nüshaları kayb olmuş, daha sonra birtakım kâtipler birtakım metinler yazmışlarsa da bunlarda tutarsızlıklar, ilaveler, çıkartmalar, değiştirmeler, tahrifler yapılmıştır.

(11) Peygamberlere imanın esasları nelerdir?

– Bütün Peygamberlerin hepsinde şu sıfatlar vardır: İSMET: Onlar günah işlemekten, Allah’a isyandan, kötü ve çirkin şeylerden korunmuştur. FETANET: Onlar keskin zekâ ve yüksek akıl sahibidir. TEBLİĞ: Onlar, Allah’ın insanlara bildirilmesini istediği bütün ilahî bilgilerin hepsini bildirmişler, ulaştırmışlardır. Hiçbir bilgiyi ve hükmü gizlememişlerdir. SIDK: Peygamberler sadıktır. Onlarda aldatmak, eğrilik, yamukluk, hıyanet olamaz. Emânet: Onlar emîn, güvenilir kimselerdir.

Allah Peygamberleri, mucize denilen olağanüstü haller ve işler ile güçlendirmiştir.

Allah, Hazret-i Adem’i anasız ve babasız yarattığı gibi Hazret-i İsa’yı babasız yaratmıştır.

Son Peygamber Hazret-i Muhammed’in üç özelliği vardır: Biri, bütün insanlara Allah’ın Habercisi ve Elçisi olarak gönderilmiştir. İkincisi: Hem insanlar, hem de cinlere Peygamber olarak gönderilmiştir. Üçüncüsü: Kendisinden sonra artık Kıyamet’e kadar başka Peygamber gelmeyecektir. (Hazret-i Muhammed’den sonra Peygamberlik iddiasında bulunanlar yalancıdır, sahtekârdır, deccaldir.)

(12) Bir kimse bütün peygamberlere iman etse de, birini veya birkaçını inkâr etse, yalanlasa, “Hayır sen peygamber değilsin” dese ne olur?

– Böyle bir kişi mü’min sayılmaz, kâfir olur. Peygamberlere iman, “bütün peygamberlere, hiçbirini dışlamaksızın” iman etmekle olur.

(13) Allah katında hak ve geçerli din hangisidir?

– İslâm dinidir. Kur’ân-ı Kerim’de “Allah katında din İslâm’dır” buyurulmaktadır.

(14) Hazret-i Muhammed’in Peygamberliği, tebligatı, Allah katından getirdiği hak din kendisine bildirildikten sonra bir kimse bunu inkâr ederse o, kurtuluş ve saadet ehli olabilir mi?

– Kesinlikle olamaz.

(15) Muvahhidlerin atası olan Hazret-i İbrahim Halilullah aleyhisselamın dini neydi?

– İslâm’dı. Nitekim Kur’ân-ı Kerim’de “İbrahim Yahudi ve Hıristiyan değildi, o müslim ve hanifti” buyurulmaktadır.

(16) Müslüman bütün peygamberleri ve bütün kitapları kabul eder mi?

– Hepsini kabul eder ancak, Kur’ân’dan önce gönderilmiş kitapların asıl ilahî metinlerinin kaybolduğuna, bugünkü nüshalarda tahrifat bulunduğuna inanır, mevcut nüshaların ilahî vahyi aksettirmediğini bilir. 19 Kasım 2005