Faydalı Dinî Bilgiler – 4
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 12 Ocak 2019
Pazartesi
(47) İslâm dininde hem dinî hem dünyevî bakımdan en önemli ibadet ve aksiyon nedir?
– Beş vakit namazdır. Kur’ân-ı Kerîm’de elliden fazla ayette namazdan bahs edilmektedir.Peygamber ve ashabı beş vakit namazı çok dikkatle ve dosdoğru kılmışlardır. Hadîste “Namaz dinin direğidir. Onu ayakta tutan dinini ayakta tutmuş olur, onu yıkan dinini yıkmış olur” buyurulmaktadır. Ondört asırdan beri bütün rabbanî âlimler, bütün velîler (Allah dostları), bütün akıllı ve hikmetli Müslümanlar namazı kılagelmişlerdir. Namazın terki çok büyük bir günah ve eksikliktir.
(49) Hür ve mukim (seferî olmayan) Müslüman erkekler farz namazları tek başına mı kılmalıdır, yoksa cemaatle mi?
– Cemaatle kılmaları gerekir.
(50) Cemaatle kılıp kılmamak ihtiyarî (seçimlik) bir şey midir?
– Değildir. Dört mezhebin fıkhına göre, cemaat (şer’î özürlerin dışında) mecburîdir. Hanefî mezhebinde sabah namazının sünnetinden daha kuvvetli ve terk edilmesi uygun olmayan bir sünnet-i müekkededir.
(51) Cemaate katılmamayı mazur gösteren şer’î özürler nelerdir?
– Hanefî mezhebine göre yirmi kadar şer’î özür vardır. Yolcu olmak, cemaate katıldığı takdirde hastalığı ya uzayacak, ya şiddetlenecek şekilde hasta olmak. Çok şiddetli yağmur, sel, kar, fırtına olması, borca batmış olup da, camiye gittiği takdirde alacaklılar tarafından rezil ve rahatsız edilme tehlikesi bulunması, kırk yılın birinde evde çok sevdiği nadir bir yemek pişirilmiş ve önüne konulmuş olması… Bunlar gibi. Yoksa başım biraz ağrıyor, yarın imtihanım var, dükkanda müşteri çok gibi bahaneler şer’î özür sayılmaz.
(52) ÜçMüslüman bir arada bulunsalar ve farz namazları cemaatle birlikte kılmasalar ne olur?
-Peygamberimiz böyle kimseler için “Şeytan onları istilâ eder” (Onlara musallat olur, birbirlerine düşürür) buyurmaktadır.
(53) Ahlâk bakımından Müslüman nasıl bir insandır?
-Müslüman ahlâklı, faziletli, iyi bir insandır.
(54) Ahlâkın kaynağı nedir?
-İslâm dinidir; Kur’ân’dır, Sünnet’tir, Şeriat’tır. Müslümanlığın ahlâk ile ilgili hükümlerini selim bir akıl ve hikmet kabul eder ve beğenir.
(55) Haram ne demektir?
-Dinimizin, yapılmasını, işlenmesini yasak ettiği kötü ve günah şeylerdir. Bazı haramları sayalım: Gayr-i meşru kazanç elde etmek ve bunları yemek. Zina etmek. Yabancı kadınlara kötü gözle bakmak. Her çeşit hırsızlık. Rüşvet. Emanete hıyanet. Riba yemek. Alkollü içki içmek. İnsanı azdıran ve fuhşiyata yönelten müzik dinlemek. Allah’ın adı anılmadan kesilen hayvanların etini yemek…
(56) İslâm dinine göre para nedir?
-Geçinmek için bir vasıta ve alettir. Para Müslüman için asla bir amaç değildir. Para bir değer de değildir. Peygamber para ve servet esiri olan uğursuzlar için “Onların dinleri para, kıbleleri karılarıdır” buyurmuştur.
(57) İslâm dininin dünya hayatı ve geçimiyle ilgili en önemli prensibi nedir?
-Kanaattir. Dinimiz, mü’minleri, zengin de olsalar ortahalli, mütevâzı, tutumlu yaşamaya çağırmaktadır. İsraf, lüks, aşırı tüketim, gösteriş, saçıp savurma haramdır.
(58) Bir takım kimseler “Müslümana, her şeyin en iyisi layıktır” diyerek israf ediyor, sefih bir hayat yaşıyorlar. Onlar doğru yolda mıdır?
-Onlar kötü yoldadır. Onlar şeytana ve nefs-i emmârelerine tâbi olmuş gafiller, fâsık ve fâcirlerdir. Hiç ibret almıyorlar mı ki, Peygamber, ‘âmil âlimler, veliler, kâmil mürşidler, olgun Müslümanlar nasıl kanaatli ve mütevâzı yaşamışlar. “Müslümana her şeyin en iyisi layıktır” ilkesi yanlış ve bozuk bir ilkedir. Doğru olan ilke şudur: “Müslüman ne yaparsa en iyisini, ey güzelini, en doğrusunu yapar.”
(59) Müslümanlar nasıl bir topluluk teşkil ederler?
-Allah, Müslümanların topluluğuna ümmet ismini vermiştir. Müslümanlar Kur’ân’ın beyan buyurduğu üzere, insanlar için çıkartılmış en hayırlı bir ümmettir. Namazı kılarlar, emr-i mâruf ve nehy-i münker yaparlar.
(60) Müslüman nasıl bir insandır, nasıl bir vatandaştır, nasıl bir komşudur?
-Müslüman iyi insandır, iyi vatandaştır, iyi komşudur; iyi âmirdir, iyi memurdur, iyi işverendir, iyi işçidir.
(61) Parası ve imkânı olduğu halde borcunu ödemeyen, alacaklıyı sıkıntıya sokan kimse iyi bir Müslüman sayılır mı?
-Sayılmaz. Dinimiz “Deyn eda olunur” (Borç ödenir) buyurmaktadır. Borcunu ödeme imkânı olanın ödemesi farzdır. Sıkıntıya düşmüşse, alacaklının ona kolaylık göstermesi, mühlet vermesi vâcibtir.
(62) Müslümanın çeşitli târiflerinden birini söyler misiniz?
-Peygamberimiz “Müslüman o kimsedir ki, insanlar onun elinden ve dilinden selâmette (güvende) olurlar” buyurmuştur.
(63) Müslümanların büyüklerine ve küçüklerine olan vazifeleri nelerdir?
-Peygamberimiz “Büyüklerimize saygı göstermeyen, küçüklerimize şefkatle muamele etmeyen bizden değildir” buyurmuştur.
(64) İnsanın en büyük düşmanı nedir?
-Kendi nefs-i emmâresidir.
(65) Komşuların birbirlerine karşı ne gibi vazifeleri vardır?
-Peygamberimiz (Kardeşim Cebrail bana komşular hakkında o kadar öğüt verdi ki, neredeyse komşuların birbirine vâris olacaklarını sandım” buyurmuştur. Komşusu şerrinden emin olmayan kimse kötü bir Müslümandır.
(66) Müslümanların dostları, velileri, müttefikleri, yardımcıları kimlerdir?
-Müslümanlardır.Müslüman, Müslüman olmayanları dost ve veli edinemez.
(67) Müslümanın daima aklında tutması gereken prensiplerden birini söyler misiniz?
-Peygamberimiz “İki günü birbirine eşit olan zarardadır” buyurmuştur. Demek ki, bizim her günümüz ilimde, irfanda, hayırda hasenatta, iyilikte, faydalı ve yararlı amellerde, insanlara yardımcı olmakta bir önceki günden daha yüksek olmalıdır.
(68) Müslüman en fazla hangi organını korumalıdır?
-Dilini… İnsan en fazla diliyle günah işler. (İmamı Birgivî hazretlerinin “Tarikat-i Muhammediye” adlı kitabındaki lisan afetleri bölümünü dikkatle okuyunuz.)
(69) Gıybet ne demektir?
-Bir Müslümanın gıyabında (onun bulunmadığı bir yerde) onda olan bir kusuru zikr etmek, yahut duyduğunda hoşlanmayacağı bir söz söylemektir. Kur’ân, gıybeti “Ölü kardeşinin etini yemek” kadar çirkin ve iğrenç bir günah olarak göstermektedir.
(70) Kimlerin gıybetini yapmak caizdir?
-Fâsık-ı mütecâhirin gıybeti yapılabilir. Fâsık-ı mütecâhir, bir günahı açıkça, küstahça, halka göstererek ve ilan ederek işlemektir. Böyle kişiler toplumu bozdukları için kötülenebilir.
(71) Fütüvvet ahlâkı ne demektir?
-Fütüvvet “Gönül yiğitliği” mânâsına gelir. Kur’ân’daki ve Sünnetteki ahlâk, fütüvvet ahlâkıdır. İslâm toplumları gönül yiğitliği ahlâkı ile ayakta durabilir.
(72) İslâm dini, Müslümanların birbirlerinin özel ve gizli hayatlarını tecessüs etmeye (araştırmaya) izin vermekte midir?
– Tecessüs günahtır. Kimsenin özel ve gizli hayatına karışılmaz. Müslümanlar toplum içinde açıkça işlenen, kötü örnek teşkil eden günah ve kötülüklerle mücadele ederler.
(73) Müslümanların harbî kafirlere olan tutumu nasıldır?
– Kur’ân’da mü’minler için “Onlar birbirlerine karşı rahmetli ve şefkatli, (harbî ve saldırgan kâfirlere karşı) şiddetlidir” buyurulmaktadır.
(74) Harbî ve saldırgan kâfirlere karşı son derece toleranslı, dostça hareket eden; aralarında meşreb farklılığı olan din ve iman kardeşlerine sert muamele eden ve onlarla ilgisini kesenler nasıl Müslümanlardır?
– Dengesiz Müslümanlardır.
(75) Hayırlı Müslüman hangisidir?
– Peygamberimiz “Güçlü Müslüman güçsüz Müslümandan hayırlıdır” buyurmuştur.
(76) Güçlü Müslüman ne demektir?
– İlimde, irfanda, kültürde, ibadette, ahlâkta, fazilette, hikmette, salih amellerde (yararlı işlerde), büyük ve küçük cihadta, hizmette yüksek seviyede olan kimsedir. Böyle bir Müslüman vasıflı bir Müslümandır.
(77) Allah katında derecesi en yüksek olan Müslüman hangisidir?
– Kur’ân “Allah katında en üstününüz en takvalı olanınızdır” buyuruyor.
(78) Bütün Müslümanlar ne için çalışmalıdır?
– Allah için, Peygamber için, din için, Kur’ân için, Sünnet için, Şeriat için, Ümmet için çalışmalıdır.
(79) Bir Müslüman mezhebini, meşrebini, tarikatini, cemaatini, Muhteremini asıl gaye olarak görür ve onun için çalışırsa bu doğru mudur?
– Doğru değildir. Bunlar amaç değil, araçtır. Amaçlar yukarıda sayıldı, belirtildi.
(80) Müslümanın Yaratan’a ve yaratıklara olan işlerinde ve muamelelerinde ana ilkeler nelerdir?
– Yaratan’a karşı ihlâsla, yaratıklara karşı merhamet ve adaletle muamele etmektir.
(81) Ölmüş yakınlarımıza ne gibi iyilikler yapabiliriz?
– Hayırlı işler yapar, mesela fakirleri doyurur, giydirir, geçimlerini temin eder ve bundan meydana gelecek sevapları ölmüşlerimize göndeririz. Onlar için dua ederiz, Kur’an okur, sevabını bağışlarız. Onların adına sadaka-i câriye yaparız.
(82) İslâm kadınlarının örtünmesi, tesettüre girmesi farz mıdır?
– Farzdır. Tesettürün farziyeti Kitab ile, Sünnet ile, İcma-i ümmet ile kesin olarak sabittir. Bunu inkâr eden dinden çıkmış olur.
(83) Âhir zaman ne demektir?
– Kıyamet’e yakın zaman demektir. Bizim Peygamberimiz âhir zaman nebisidir. Ahir zamanın küçük ve büyük alametleri vardır.Küçük alametlerin hemen hepsi zuhur etmiştir.Bazı büyük alametler de gerçekleşmiştir. Kıyamet’ten önce yeryüzünde şiddetli savaşlar, büyük zelzeleler, su baskınları, âfetler, felâketler olacaktır. Âhir zamanla ilgili sahih hadislerdeki bilgilere inanmak gerekir.
(84) Felâket, belâ ve musibetlere karşı nasıl korunabiliriz?
– Hadîste “Sadaka belâyı def eder” buyuruluyor. Binaenaleyh zekattan başka, elimizden geldiği kadar fakir, muhtaç, sefil, miskin Müslümanlara yardım etmeliyiz. Onların hayır duaları bizim için koruyucu bir kalkan olur.
(85) Müslümanların en şereflileri kimlerdir?
– Allah’ın ve Resûlünün emr ettiği gibi din hizmeti yapanlardır. Bunlar, ücretlerini ve mükâfatlarını yaratıklardan değil, Yaratan’dan beklerler ve isterler. Hizmetleri, şartlarını yerine getirerek hakkıyla yaparlar. İnsanları müjdelerler, uyarırlar.
(86) Müslüman görünen münafıkların en kötüsü ve şerlisi hangileridir?
– Hizmet ediyoruz diye din sömürüsü yapan, Müslümanları aldatan, saf ve cahil halkı soyup soğana çeviren, dindarları yanlış yollara, çıkmaz sokaklara yönelten din bezîrgânlarıdır.
(87) Harbî ve açık kâfirler mi daha zararlıdır, yoksa din sömürücüsü münafıklar mı?
– İkinci sınıf daha zararlıdır, daha fazla tahribat yapmaktadır.
(88) Dinî bilgilerimi ve kültürümü artırmak ve iyi bir Müslüman olmak için hangi kitapları okuyayım?
– Gerçek, icazetli, âmil, rabbanî din âlimlerinin ve kâmil mürşidlerin yazdığı faydalı, kıymetli kitapları ve risaleleri okumak gerekir. Reformcuların, yerli oryantalistlerin, icazetsizlerin kitapları kesinlikle okunmamalıdır. Sadece faydalı ve kıymetli kitap okumakla iş bitmez. Bunlardaki bilgileri hayata uygulamak gerekir.
(89) Tarikat ne demektir?
– Ucu Peygambere ve mânen Allah’a ulaşan nurlu bir yoldur. Bir tarikatin hak ve gerçek olduğunu anlamak için ölçüler ve kıstaslar vardır: Birincisi Şeriata uygun olacak. İkincisi başında kâmil bir mürşid veya hakikî bir şeyh bulunacak.Bu zat başta beş vakit namaz kılmak üzere dinin bütün emirlerini yerine getirecek. Bu tarikata giren Müslümanlar yetişecek, olgunlaşacak, her geçen gün biraz daha iyi Müslüman olacak.
(90) Bize bir tarikat tavsiye eder misiniz?
– Tarikatın tavsiyesi, reklamı, ilanı olmaz. Tarikata dâvet de edilmez. Tarikata girmek bir nasib meselesidir. Nasibi olan girer. Nasibi olanlara sâdık rüyalarla işaret edilir veya birtakım vesileler zuhur eder. Nasibinizi bekleyiniz ve arayınız. Kesinlikle tarikat reklamlarına kapılmayınız.
(91) İstikamet ne demektir?
– Doğruluk demektir. Kur’ân-ı Kerim’in Hûd suresinde “Sana nasıl emr olunduysa öylece dosdoğru ol!” buyurulmaktadır. Resulullah Efendimiz (salat ve selam olsun O’na) bu âyet geldikten sonra “Hûd sûresi beni kocalttı” (ihtiyarlattı) buyurmuştur. Onun kendisinden korkusu yoktu, ümmetini düşünüyordu. Müslüman, Allah’a karşı dosdoğru olacaktır.Toplum hayatında dosdoğru olacaktır.Müslümana eğrilik, sahtekârlık, iki yüzlülük yakışmaz.
(92) Müslümanlar niçin geri kalmışlar, esarete ve zillete düşmüşlerdir?
– Bunun belli başlı sebebi vardır: 1. Kur’ân’a uymamaları, onu ferdî (bireysel) ve ictimaî (toplumsal) hayatta düstur kabul etmemeleri. 2. Peygamber Efendimize olan bağlılıklarının gevşemesi. O’nu önder, rehber, reis, kaid, kılavuz olarak kabulde gevşek davranmaları, O’nun sünnetine riayet etmemeleri. 3. Dünyaya aşırı şekilde meyl etmeleri, fâni zenginliklere, zevk ve sefalara, eğlencelere, sefahate kapılmaları. 4. Dünya için burada kalacakları zaman nisbetinde, âhiret için orada kalacakları müddet nisbetinde çalışmamaları, bütün gayretleriyle dünya için çalışmaları. 5. Ümmet birliğini bozmaları, meşreb ve cemaat, hizip ve fırka asabiyetine ve fanatizmine kapılmaları. 6. Namazı terk edip şehvetlerine uymaları. 7. İslâm’ın emr ettiği yüksek ahlâk ve karakterden uzak kalmaları. 8. Peygamberin vekili durumundaki bir İmam-ı Kebir’e veya Emîr’e biat edip BİR’leşmemeleri. 9. İnsî ve cinnî şeytanların peşine düşmeleri. 10. Fısk, fücur, isyan, tuğyan, nifak, şikak bataklıklarına batmaları. DİNDEN UZAKLAŞMALARI…
(93) Nasıl kurtulabiliriz?
– Dinimizin emirlerine, öğütlerine, ilke ve hükümlerine sımsıkı sarılarak… Kur’ân’a, Sünnete, Şeriata uyarak.
(94) Bu devirde İslâm’ı yaşamak zor değil midir?
– Zor olabilir ama ahirette ateşte yanmak, bin türlü azab çekmek kadar zor olmasa gerek. Bu fanî dünyadaki zorluklara, meşakkatlere, sıkıntılara, bela ve şiddetlere dişini sıkar tahammül edersin; ahirette ebedî mutluluk bulur kendini kurtarmış olursun. Akıllı insan bu hesabı yapar, katlanır.
(95) Ne yapalım?
– İyilik yap, iyilik yap, iyilik yap…
(96) Ne yapmayalım?
– Kötülük yapmayalım. Azgınlık yapmayalım. Allah’a ve Peygambere isyan etmeyelim.
(97) Bazıları “Bozuk düzenlerde bozuk işler yapılır, mesela rüşvet alınır, haram yenir” diyorlar. Bunun hükmü nedir?
– Böyle konuşan herifler bu fetvayı İblis’ten mi almışlar? Müslüman haram yemez, Müslüman rüşvet alıp vermez. Müslüman saçı bitmedik yetimlerin hakkını gasb etmez. Müslüman haram, kirli, kara, necis servet edinmez.
(98) İleride ne olacak?
– Hepimiz hesap vereceğiz. Âdil ve şaşmaz bir Mahkeme-i Kübrada… Küçücük bir iyilik yapan onun mükafaatını görecek, küçücük bir kötülük ve haksızlık yapan onun cezasını çekecek. Her kulun başında vazifeli melekler var, onların amel defterlerine yaptıkları iyilikleri ve kötülükleri yazıyor.Biz onları görmüyoruz ama onlar bizi görüyor ve yaptıklarımızı deftere geçiriyor.
(99) Ümid ve korku ne demektir?
– Allah’ın rahmetinden, bağışlamasından ümidini kesmemek; Allah’ın gazabından, azabından emin olmamaktadır. Müslüman ümit ve korku (havf ve reca) arasında olmalıdır. Ümit kesmek küfürdür, ilahî azaptan korkmamak da küfürdür.
(100) Zengin olmayanlar ne gibi iyilikler ve hayırlar yapabilir?
– Herkes iyilik, hayır yapabilir ve bunun sevabını kazanabilir. Peygamberimiz “Din kardeşinin yüzüne tebessüm etmen (gülümsemen) de bir sadakadır” (hayırlı iştir) buyurmuşlardır.Başka bir hadîs-i şerifte “Yarım hurma ile de olsa kendinizi ateşten (cehennemden) koruyunuz” buyurmuşlardır. Aç kuşlara bir avuç darı atmak, sefil ve zavallı bir kediyi doyurmak, hasta komşuya bir tas çorba götürmek, otobüste yaşlı bir kimseye yer vermek gibi küçük iyilikler hep birer mânevî ticarettir.
(101) İyilik yapamıyorum…
– İyilik yapamıyorsan, bari kötülük yapma. İnsanlara elinle ve dilinle zarar verme. Kıblegâh-ı Kibriya’dır, kimsenin kalbini kırma. Kendi ayıp, kusur ve günahlarına bakıp üzülmekten başkalarınınkileri görme. Kibri, gururu, nefsaniyeti, azgınlığı bırak. Azıp kuduranlardan olma, şükr eden, tevbe edenlerden ol. Ecelin ne zaman geleceği belli değildir, çok uzun bir yolculuğa çıkacaksın, kendine azık hazırla. İbadetle, hayır ve hasenatla, tevbe ile, Allah’ı zikr ederek, Peygamberi severek, O’na dua ederek, salavat getirerek, yeryüzünde Allah’ın şâhidi olarak hareket ederek. Dehşetli bir imtihan içindesin. Derslerini iyi öğren, vazifelerini iyi yap, kendini kurtarmaya bak.
Âcilen (çok acele olarak, en kısa zamanda) neler yapmalıyız?.. Bu konuda bazı notlarımı, çare ve çözümlerimi, tekliflerimi aşağıda sunuyorum:
*Hayırlı işlere HEMEN başlamak gerekir. Necip Fazıl merhum
derdi.
*İlk iş olarak Hanefî mezhebine bağlı olan Müslümanlar, merhum Ömer Nasuhi Bilmen hazretlerinin BÜYÜK İSLÂM İLMİHALİ’nden bir adet alsınlar ve başuçlarına koysunlar. (Mehmet Talu sadeleştirmesini alınız.)
* Beş vakit namaz kılanlar, günde beş kez gidemezlerse sık sık camilere gitsinler, farz namazları CEMAATLE kılsınlar. Diyanet’i ve imamları beğenmeyenler kendi aralarında cemaat olsunlar.
* Sadece cumaya gidenler, beş vakit namaza başlamak için niyet etsinler, karar alsınlar ve bu karar ve niyetlerini hemen hayata geçirsinler.
* Paraya, dünya malına, servete delicesine âşık olanlar, bunları putlaştıranlar bu konuda kendilerini toparlasınlar, İslâmî ahlâkı ve prensipleri kabul etsinler.
* Elimizden geldiği kadar sadaka verelim, iyilik yapalım, cömert ve mükrim (ikram edici) olalım.
* İslâm dinine ve Ümmet-i Muhammed’e faydası dokunmayan cemaatlere, faaliyetlere, sözde hizmetlere, Muhterem’lere, Hazret’lere, Baron’lara, kurumlara para vermeyelim. Onları desteklemenin yararı yoktur, zararı çoktur.
* Ahlâkımızı düzeltmek İçin bir takım İHYÂU ULÛM ve bir de TENBİHÜL-GAFİLÎN VE BOSTANÜL-ÂRİFÎN (ikisi bir cilt içinde) alalım. Bunları her gün okuyalım, içlerindeki bilgileri hayata uygulayalım. (Bedir Yayınevi’nden sorabilirsiniz. Tel: 0 122/519 36 18)
*Cemaat, hizip, tarikat konusunda her türlü huliganlığı, militanlığı, fanatizmi bırakalım. Cemaatçilik, tarikatçilik, şuculuk buculuk yapmayalım. Ümmet şuuruna sahip olalım, bütün Müslümanları benimseyelim.
*Evimizin salonuna bir kitap dolabı koyalım ve özel kütüphanemizi kuralım. Her ay ehil kimselere sorarak, danışarak doğru, güvenli, faydalı, değerli İslâmî kitaplar alalım. Bunlardan başka genel kültür konusunda da faydalı ve kıymetli kitaplar edinelim. Bunları okuyalım, anlayalım ve bu edindiğimiz bilgileri hayata uygulayalım.
* Başta Müslümanlar olmak üzere kimseyle tartışmayalım, çekişmeyelim, kavga etmeyelim. Harbî (açık ve saldırgan) düşmanlarımızdan başkasına düşmanlık etmeyelim. Vatandaşlarımızla, komşularımızla barış ve uzlaşma içinde yaşayalım.
* Var gücümüzle İYİ MÜSLÜMAN, İYİ İNSAN, İYİ VATANDAŞ olmaya çalışalım. Bu konuda neler yapmamız gerekiyorsa onları YAPALIM.
* Kendimizin, çoluk çocuğumuzun ahlâkını korumak için evimize zararlı yayın, gazete, dergi, kitap sokmayalım. Televizyonumuzu büsbütün devre dışı bırakamıyorsak, muzır yayın yapan kanalları seyr etmeyelim. Her hâl ü kârda boş vaktimizin büyük kısmını televizyon seyretmeye harcamayalım.
* Âhir zamanda yaşadığımızı, insanlığın büyük felaketler arefesinde bulunduğunu, bunlardan kurtulmak için tedbir almak gerektiğini düşünelim. Sadaka verelim, tevbe edelim, iyilikler yapalım. Allah’ın rızası dairesine girelim, Peygamberimizin dualarının gölgesinde bulunmaya çalışalım.
* Haram kazançlardan, ateşten kaçtığımız gibi kaçalım. İhalelere fesat karıştıranlardan, devlet ve belediye işlerini suiistimal edenlerden, saçı bitmedik yetimlerin haklarını yiyenlerden olmayalım, böylelerinden uzak duralım, bu gibilere oy vermeyelim, onları desteklemeyelim.
*Lüks, israf, aşırı tüketim, saçıp savurma, gösteriş hastalıklarından ve günahlarından uzak duralım. Meskende, ev döşemesinde, otomobilde, yazlıkta, giyim kuşamda, yeme içmede mütevâzı, alçakgönüllü olalım; bu hususlarda ORTA dereceden yukarıya çıkmayalım. Allah’ın müsrifleri (israf yapanları, saçıp savuranları) sevmediğini, Kur’ân’da böyleleri için “Onlar şeytanın kardeşleridir”denildiğini hiç hatırımızdan çıkartmayalım. Lüks otomobiliyle öğünen, kasılan beyinsizlerden olmayalım.
* Bulabilirsek, nasib olursa GERÇEK bir şeyhe, KÂMİL bir mürşide bağlanalım, onun terbiyesi altında olalım, öğütlerini dinleyelim. (Sahte şeyhlerden bucak bucak kaçınız!)
* GÜÇLÜ, VASIFLI, ÜSTÜN, BAŞARILI, AKILLI, HİKMETLİ, FİRÂSETLİ Müslüman olmak için neler yapmak gerekiyorsa bunları yapalım. 24 Kasım 2005