Federasyon Başkanının Özellikleri
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 10 Aralık 2018
Birinci madde: Türkiye Müslümanlarının yüzde 70’i 80’i Sünnîdir. Öncelikle bunların birleşmesi gerekir.
İkinci madde: Sünnîler arasında çeşitlilik vardır ama bunlar birleşmeye mâni değildir.
Üçüncü madde: Başlangıçta gevşek bir birlik oluşturulmalı; cemaat, tarikat, fırka ve hiziplerin iç işlerine, hizmetlerine, metodlarına karışılmamalıdır.
Dördüncü madde: Birleşme, bir konfederasyon veya federasyon kurularak hayata geçirilebilir.
Beşinci madde: İsmi
olabilir.
Altıncı madde: Federasyonunun genel başkanının on kadar hasleti olmalıdır. Bunların birincisi, başkanlığa hırslı ve talip olmamasıdır. Başkan olmak için içi yanan ve her haltı yiyen bir kimsenin ahlakı ve karakteri düşük demektir ve ondan bir hayır gelmez.
Yedinci madde: Başkan kendisi başkanlığı istemeyecek, altı kişilik bir başkan seçme şûrası ona gidecek, lütfen kabul buyurunuz, başkan olunuz diyecek, o faziletli zat, hayır ben bu başkanlığa ehil ve layık değilim, gidin başkasını bulunuz diyecek. Şuûra heyeti çok ısrar edecek ve sonunda ba’de’l-istihare çar nâ çar kabul edecektir.
Sekizinci madde: Başlangıçta (mesela) on sekiz dernek, cemaat, vakıf ve tarikat tarafından kurulacak Federasyonun üyeleri bir yıl sonra yüz küsur olacaktır.
Dokuzuncu madde: Gizli kafirler, münafıklar, din sömürücüleri, fanatikler, holiganlar ve yarı mühtediler bu hayırlı Federasyonu baltalamak için akla gelmeyen hileler, engellemeler ve sabotajlar yapacaktır. Bunlara göğüs gerilecektir.
Onuncu madde: Federasyon Genel Başkanı âbid, zâhid, kâmil, muttaqi, muhlis=ihlaslı, firasetli, fâtin=fetânet sahibi, dirayetli, kiyasetli, müeyyed min indillah, halîm bir zat olacaktır.
On birinci madde: İtikadı sahih olacaktır.
On ikinci madde: Beş vakit namazı cemaat ile kılacaktır.
On üçüncü madde: Serveti varsa başkanlık maaşı almayacaktır. Yoksa yeteri kadar alacaktır ve asla israf etmeyecektir.
On dördüncü madde: Başkan lüks, yeni ve pahalı bir otomobile binmeyecektir.
On beşincisi: Başkanın âqil ve kâmil on iki Müslümandan oluşan bir özel şûrası olacaktır.
On altıncısı: Başkanlığın ateşten bir gömlek olduğunu bilecektir.
(Bu yazıyı Ramazanda yazmıştım)
Yaşlandıkça elhamdülillah zihnimin berraklığı artmaktadır. Feministlerin saçma inanç, görüş ve iddialarına karşı çıkmam; zihnimin berraklığının ve zindeliğinin birinci alametidir.
Sapık ve bozuk Feminizm ideolojisini esas kabul edip, ona uymayan muhkem âyetleri te’vil, mütevatir ve sahih hadîsleri inkar ve tekzib edenler, yaşları genç de olsa mânen bunamış, ateh getirmiş sayılır.
Müslümanlar bu ülkeye geleli bin yılı geçti. İstanbulu 560 sene önce feth etmişiz. Atalarımız Alparslanlar, Kılıçarslanlar, Osman Gaziler, Fatih Sultan Mehmedler, Kanunîler, Sultan Abdülhamid-i Sânîler ve diğer selâtin ve hülefa hazeretı devirlerinde camilerde kadınlara ayrılmış bölümler; iffetli ve ismetli İslam hanımlarını kem gözlerden esirgemek maksadıyla kafesler ve perdeler ile ayrılmıştı.
Birinci dünya savaşından sonraki o kara mütareke-işgal yıllarında galip zalim devletler, o perdelere ve kafeslere dokunmadılar. M. Kemal ve İsmet zamanlarında bile o perdelere ilişilmedi. Kaç askerî darbe yaşadım, darbeciler bile o perdeleri yırtmadı.
Hem de din görevlilerini,
diye tehdit ederek… Bu çılgın İslam Feministleri işgal kuvvetleri kumandanı General Harrington’u da geçtiler. Vaktiyle İzmir’i ve Ege bölgemizi istila eden Venizelos bile, Yunanistanda, Giritte ve Adalarda yaşayan, Yunan vatandaşı Müslümanlara bu zulmü yapmamıştı.
Fransızlar Cezayirlileri çok ezmişlerdi ama
M. Kemal ve İsmet bile bunu yapmamıştı. Böyle bir şeyi
tabiî karşılanabilir ama
Bunlar kendilerini
mi sanıyorlar, yoksa
mu? Avrupa Birliği normları bunu gerektiriyormuş!.. İslam dini ilahî dindir, onun hükümlerinin kaynakları Kur’an, Sünnet, icmâ ve kıyas’tır.
sapıklıktır.
Fazlurrahman bâtıl, bozuk ve sapık bir mezhebin kurucusudur. Camilerin perdeleri çılgın ve cür’etkâr İslam Feministlerinin ayaklarına dolanacaktır. 16.09.2013