Firasetli Müminin 30 Özelliği
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 05 Aralık 2018
İmanı olmayan kimse çok zeki, kurnaz, cin fikirli, dahi olabilir ama o firasetli bir insan değildir. Firaseti olsaydı, onu imana hidayete yönlendirirdi.
Bir mü’minde firaset varsa, onda irfan ve hikmet de vardır.
1. Onun itikadı sahihtir. Kur’an, Sünnet, Şeriat, icmâ, Sevad-ı âzam Müslümanıdır. Firasetlimü’inbid’atlere saplanmaz.
2. Onun imanı tahkikîdir. Bir bahçeye gider, dallar arasına ağını geren bir örümcek yahut güzel öten bir kuş, câzibedar renkli bir kelebek, bir çiçek görür, Allah Allah der, her zaman taklitten tahkike geçer.
3. Firaseti olan beş vakit namazını dosdoğru güzelce kılar. Hem firasetli olacak, hem namaz kılmayacak, böyle bir şey olmaz.
4. O, söylerse veya yazarsa hayırlı söz eder. Firasetli kişinin gıybet, gevezelik, zevzeklik, tecessüs, iftira ettiği, yalan söylediği görülmemiştir.
5. Firaset sahibi mü’min, bir delikten çıkan zehirli muzır mahluk tarafından iki kere sokulmaz.
6. Firasetli mü’min yemek için yaşamaz, yaşamak için yer. Acıkmadan sofraya oturmaz, doymadan sofradan kalkar.
7. Bir mü’min hem firasetli olacak, hem de Allah, Peygamber (Salat ve selam olsun ona), Kur’an, Sünnet, Şeriat düşmanı kafirleri, Deccalları, kezzabları, Nemrudları, Firavunları, Hamanları sevecek, destekleyecek, tutacak, böyle bir şey mümkün değildir. O, Allah için sever, Allah için buğz eder.
8. Firasetli mü’min, ilmihalini yâni akaid fıkıh ahlak ilimlerini doğru olarak bilir ve öğrendiği hükümleri hayatına uygular. Öğrenilmesi farz olan ilmihali bilmeyenler kesinlikle firasetli mü’min olamaz.
9. Firasetli mü’min dilini kötülüklerden korur.
10. Firasetli mü’min, bütün iman edenlerin kardeş olduğunu, tek bir Ümmet oluşturmaları gerektiğini bilir. Onda Ümmet şuuru vardır. Kendisinde bu şuur olmayan kişi sıradan bir Müslüman olabilir ama kesinlikle firasetli mü’min olamaz.
11. Firasetli mü’min zamanındaki İmam’a biat ve itaat etmiştir.
12. Firasetli mü’min yeme içme başta olmak üzere hiçbir konuda israf etmez. Mesken, yazlık, otomobil, giyim kuşam, mobilya, seyahat… Her konuda kanaatkârdır. İhtiyacı 60 bin liralık bir otomobil, o gidiyor, 160 bin liralık bir binit alıyor. Firasetsizdir…
13. Bir mü’min hem firasetli olacak, hem de deli dana gibi hizipçilik, holiganlık, militanlık yaparak fitne fesat çıkartacak… Bunlar birlikte olmaz. Firasetle beyinsizlik bir arada bulunmaz.
14. Firasetli bir hanım, şer’î tesettüre bürünür, firasetsiz bir kadın şeytanî tesettüre…
15. Firasetli mümin asla yalakalık, yağcılık, dalkavukluk, meddahlık yapmaz.
16. Firasetle cimrilik bir arada olmaz. Firasetli kişi cömerttir, kerimdir, cûd useha sahibidir, yardım etmeyi sever, onda paylaşma ahlakı vardır.
17. Firasetli mü’min, kötülüğü iyilikle def’eder, böylece düşmanlarının bile dostluğunu kazanır.
18. Bir kalpte firasetle para mal aşkı birlikte bulunmaz.
19. Firasetli mü’min mantık bilir, kötüye iyi veya eskisinden daha iyi demez.
20. Firasetli mü’min az güler çok ağlar.
21. Firasetli mü’min hafifü’l-haz olur, kuyruğuna dünya kabakları bağlamaz.
22. O, şöhreti âfet bilir ve ondan kaçar.
23. Hiçbir firasetli mü’min âhireti unutup sırf dünyaya dönük olmaz. Dünya hizmetlerini, vazifelerini güzelce yapar olduğu halde, devamlı kalınacak dâr olan âhirete dönüktür.
24. Firasetli mü’min hiçbir şekilde faize, faize benzeyen muamelelere doğrudan doğruya veya dolaylı olarak bulaşmaz.
25. Firasetli mü’min zina ve göz zinası etmez. Firasetle iffetsizlik birlikte gitmez.
26. Firasetli mü’min, değerli olsa da, asla kendine değer vermez, nefsini aklamaz, aksine takbih eder.
27. Firasetli mü’min komşularının, vatandaşlarının kurdu değil, meleğidir.
28. Firasetli mü’min haram yemez, şüpheli şeyleri de yemez. Hem firasetli olacak, hem haram ve şüpheli şeyler kazanıp yiyecek… Bu ikisi birlikte olmaz.
29. Firasetli mü’minin faziletlerini, meziyetlerini, üstünlüğünü, ahlakını düşmanları da takdir, kabul ve teslim eder.
30. Firasetli mü’min emanetlere hıyanet etmez, herhangi bir işi vazifeyi memuriyeti makam ve mevkii riyaseti müdürlüğü ehliyetsizlere vermez, nepotizm yapmaz.
Ümmet-i Muhammedin işleri ve idaresi firasetli, âlim, ârif, bilge, âdil, insaflı, muttaqi, müteverri’ kimselere tefviz edilmezse Ümmet selamet sahiline varamaz.
Devletin temel vazifeleri içinde sağlık hizmetleri vardır. Bu hizmetler ikiye ayrılır: Birincisi: Halkı hastalıklardan korumak… İkincisi: Hastaları tedavi etmek. Bizde bütün ağırlık ikincisine verilmiştir, birincisi çok ihmal edilmektedir.
Koruyucu hekimlik olmadan, tedavi eden hekimlik başarılı olamaz.
Halkın tenceresi, tabağı, bardağı; zehirle, kimya ile, hormonla, aroma ile, sun’î=yapay boyalarla, koruma maddeleriyle, genetiği değiştirilmiş besin maddeleriyle doludur. Bunlarla halkın sağlığı korunamaz.
Devlet, sağlık, beslenme konusunda korumasız kalıp hastalanan halkını tedavi etmek için muazzam miktarda para harcıyor. Bugünkü sağlık sistemimiz kısır bir döngüden ibarettir.
Önce koruyacaksın, halka sağlıklı gıda maddeleri yedireceksin, sağlıklı içecekler içireceksin; sonra, buna rağmen hastalanan olursa tedavi edeceksin.
Uzmanlar haber veriyor: Bugünkü çarpık durum devam ederse, yakın tarihte nüfusun yarısı onulmaz hastalıklara yakalanacaktır.
Halkımızın temel gıdası ekmektir, buğdaydır. Bugünkü beyaz, en beyaz, bembeyaz unlarla sağlıklı ekmek yapılamaz. Unlarını gerekenden fazla eleyen bir toplum uzun vadeli intihar etmiş olur.
Buğdayın en faydalı kısımları eleyip hayvan yemi yap, geri kalan şişirici beyaz unu insanlara yedir. Bu ne akılsızca bir siyasettir…
Türkiye halkı sağlıklı ekmek yese, sağlıklı beslense hastalıkların, hastaların sayısı en az yarıya inecektir.
Halk sağlığı ilaç firmalarının kârına ve menfaatine alet edilmemelidir.
Hastalara müşteri gözüyle bakan bir tıp sistemi ülkenin yıkımına yol açar.
Büyük şehirlerde solunan zehirli hava ile sağlık olmaz.
Sağlığa zararlı pet şişelerden içilen sularla sağlık mı olur, illet ve maraz mı?
Günde beş milyon ekmeği çöpe atan bir toplumun sonu iyi olmaz.
Halkına durmadan, lüzumlu lüzumsuz ilaç içiren bir sistem sağlıklı âdil insaflı bir sistem değildir.
İnsan yemek için yaşamamalı, yaşamak için yemelidir.
Müslüman bir ülkeyiz. Niçin Müslümanca yaşamıyor, yemiyor, içmiyor, beslenmiyoruz. 14 Mart 2015