Fitne Dolapları Döndürülüyor
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 12 Ocak 2019
Pazartesi
Birileri yine düğmeye bastı, ülkede fitne ve fesat çıkartmak istiyorlar. Mersin’de bayrağımıza yapılan saygısızlık kesinlikle planlı bir provokasyondur. Peki, sorumsuz çocukların arkasında kimler vardır?
– Derin güçler vardır.
– Ülkemizi bölmek isteyen dış güçler vardır.
– Türkiye’yi bir sömürge gibi soymak isteyen hainler vardır.
Zaten yıllardan beri aynı planı uyguluyorlar. Nedir bu plan?
– Türklerle Kürtleri birbirine düşman etmek.
– Diğer etnik kökenleri azınlık gibi göstermek, onlar arasında menfi-olumsuz kavmiyetçilik rüzgârları estirmek.
– Sünnîlerle Alevîleri karşı karşıya getirmek.
Böylece bölünmüş, birbiriyle çekişen ve tepişen bir Türkiye’yi daha fazla sömürmek, güzelce soymak.
Mersin’deki üzücü hadise dolayısıyla halk yığınlarının harekete geçmesi, uyanması, bayrağına sahip çıkması elbette iyi bir gelişmedir ama ülkede bir Türk-Kürt çekişmesi ve gerginliği meydana getirilmemelidir. Böyle bir şey iç dış düşmanlarımızın ve içteki yardakçılarının ekmeğine yağ sürmek olur.
Tam aksine, bu hadiseden sonra Türkler ve Kürtler birbirlerine yaklaşmalıdır. Keşke imkanım olsa da, önce Doğudan ve Güneydoğu’dan başlayarak Kürt kökenli önemli şahsiyetleri ziyaret edebilsem.
– Ulema ve meşâyih (Din alimleri ve şeyhler).
– Fikir adamları.
– Kürt eşrafı ve âyanı (Kürtlerin şereflileri ve ileri gelenleri.)
– Diğer muteber kimseler.
Her kavmin, her toplumun içinden şerir ve habis kişiler ve grupla çıkabilir. Kürtten de çıkar, Türkten de, Lazdan veya Rumeliliden de. Bunlara bakıp bir kavmi, bir topluluğu bütünüyle karalamak, kötülemek çok yanlıştır.
Türk mafyası olduğu gibi Kürt mafyası da vardır. Bundan birkaç ay önce yazmıştım. İstanbul’daki mafya yapısında köklü bir değişiklik olmaktadır. Birtakım çok önemli kişilerin İstanbul’un Kürt kökenli mafyanın eline geçmesi için dolaylı ve sinsi şekilde çalıştıklarına dair istihbaratım vardır. Kürt mafyası, milyonlarca temiz, şerefli, namuslu, vatansever Kürt asıllı vatandaşımızı temsil etmez. Türk mafyasının Türkleri temsil etmemesi gibi.
Vatanımızın bütünlüğünü, selâmetini, huzurunu, geleceğini kurtarmak ve sağlama bağlamak için Sünnîlerle Alevîler de kardeşçe bir araya gelmelidir. Son otuz yıl içinde Alevî kardeşlerimizi dinsizleştirmek, ateist veya putperest yapmak için birtakım güçler, şahıslar, mihraklar çok çalıştılar. Neler söylediler, neler yaptılar?
Kürtler azınlık, Alevîler azınlık; Lazlar, şunlar, bunlar azınlık. Bu herifler Türkiye’yi bir “Azınlıklar Cumhuriyeti” mi yapmak istiyor? Sevgili Türk, Kürt, Laz, Sünnî, Alevî ve diğer farklı alt-kimliklere mensup vatandaşlarım!.. Bu milletin, bu toplumun bu şekilde parçalanması, mozayikleştirilmesi doğru mudur?
“Parçala, böl ve hükm et” siyasetini takip edenler Türkiyemizi dünyanın en büyük iç-sömürgesi (auto colonie) haline getirmişlerdir. Bu ülke, bu halk, bu devlet yılda 40 milyar dolar faiz ödemektedir. Bu muazzam para kimlerin cebine gitmektedir? Birtakım adamlar Türkiye’nin ziraatini, hayvancılığını, sanayiini çökertmişlerdir.
Buğdayımızın, pirincimizin, yemeklik yağımızın büyük kısmını dışarıdan getirtiyoruz. Niçin niçin? Kesin olarak biliniz ki, Türkiye kasıtlı ve planlı bir şekilde çökertilmeye, sömürgeleştirilmeye çalışılmaktadır.
Patır patır düşen uçaklarımızın bakımı ve tamiri için milyarlarca dolar ödedik.
Niçin niçin niçin? Milyonlarca halk kara sefalet içinde ezilir ve sürünürken birtakım tuzukurular tatillerini, çuvalla dolar harcayarak en uzak, en egzotik, en fantezi, en binbir gece ülkelerde yapıyor. Nasıl oluyor bu iş?
Bu memleketi batırmak, bu halkı bîzar etmek için şimdi de kapkaççılık belasını teşvik etmektedirler. Kapkaççılık, yaşları cezaî sorumluluğun altında olan birkaç sokak çocuğunun, tinercinin işi değildir. Suyun üzerinde görünen kısmın altında büyük bir gövde vardır. ABD, İsrail, AB ve başka dış güçler birtakım işler çevirmektedir. “Biz yirminci asırda iki devlet kurduk…” diyen zihniyet gece gündüz çalışarak Türkiye’yi bölmeye, birbirine düşmüş halk gruplarına ayırmaya uğraşıyor.
Yakın tarihimizdeki o acı, kanlı, o feci PKK terörünü dolaylı şekilde kimler desteklemiş, teşvik etmiş, uzatmıştır? PKK savaşı birtakım adamlara ve gruplara 100 milyarlarca dolar rant temin etmiştir. Bu savaşın toz dumanı içinde uyuşturucuyu helikopterlerle taşımışlardır. Bu savaşın dumanları ve alevleri içinde büyük miktarda silah, cephane kaçakçılığı ve bezirgânlığı yapılmıştır. Dönen dolapları milletin öğrenmesini istemiyorlar. Gazeteci Uğur Mumcu’yu bu yüzden paramparça ettiler.
Türkiye bir esrarlar, entrikalar ülkesi haline gelmiştir. Yahudi süper-zengin Üzeyir Garih Eyüp Sultan mezarlığında Tevrat’taki ritüel öldürülmeye uygun şekilde, gözleri oyularak niçin öldürülmüştür?
Şer güçleri bazı İslâmî grupların ve cemaatlerin içine nasıl sızmıştır? Birtakım adamlara ve gruplara niçin yüz milyonlarca dolar yardım yapılmaktadır?
Türkiyemiz ve Türkiyeliler ateşten bir çember içindedir. Kurtulmak için ne yapmalıyız?
– Millî kimliğimize sarılmalıyız.
– Alt-kimliklerimizi millî-üst kimliğimizin üstüne çıkartmamalıyız.
– Tarihimize, ecdadımıza sarılmalıyız.
– Bizi zayıf düşüren, fosilleşmiş ideolojileri dışlamalıyız.
– Çeşitlilikleri, farklılıkları, alt-kimlikleri bir zenginlik olarak kabul etmeli ve kaynaşmalıyız.
– Müslümanlara ve Türklere “Acı Soğan” diyenlerin oyunlarına gelmemeliyiz.
– Her türlü soyguna, rantçılığa, mafyaya karşı olmalıyız.
– Bilhassa din sömürücülüğüne cephe almalıyız.
– Tahriklere kapılmamalıyız. Türklerle Kürtler, Sünnîlerle Alevîler kardeş, iyi vatandaş, iyi komşu olarak yaşamalıdır. 29 Mart 2005