Fütüvvet Tâlimatnâmesi
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 05 Ocak 2019
Cuma
Bir yazımda, avam için bir “Fütüvvet Talimatnamesi” hazırlamak istediğimi beyan etmiştim. Şu hususu hemen söylemem gerekir ki, böyle bir metni yazmak bana düşmez; ehlinin yazması gerekir. Benim yaptığım, çetin savaşta bütün kumandanları şehit olmuş bir birliğin çavuşunun, onların yokluğunda bizzarure yapmak zorunda kaldığı bir hizmetten ibarettir. Şimdi talimatnamenin maddelerine geçiyorum:
Fütüvvet Arapça bir kelime olup
gelir. Gönül yiğitliği, civanmertlik demektir. Aşağıda açıklanacaktır.
Mü’minler, ezelde Bezm-i Elest’te Yüce Yaratan ile yapmış oldukları ahd ü misakı hatırlar. Hani onlara
diye sorulmuştu da onlar da
cevabını vermişlerdi. İşte Fütüvvet ehli, bu ahd ü misakı hatırlayan ve dünya hayatında onun gereklerini yerine getiren kimsedir.
Mü’min Kelime-i Şehâdet’in ikinci kısmında “Muhammed Resûlullah” diyerek Peygambere (Salat ve selam olsun ona) biat eder. Fütüvvet ehli, bu biatın şuurundadır, onu algılar ve gereklerini yerine getirir.
Fütüvvet Teşkilatının değişmez başkanı Peygamberler silsilesinin sonuncusu ve hâtemi Muhammed aleyhissalatü vesselamdır. Fütüvvet ehli, hem doğrudan doğruya, hem de o peygamberin vârisleri, vekilleri ve halifeleri vasıtasıyla ona bağlıdır.
Fütüvvet ehli, var gücüyle, dinî-islâmî mânada güçlü Müslüman olmak için çalışır. Bu güçlülük üç boyutta tezahür eder: Bilgi ve kültür gücü (Dinî ve dünyevî); Aksiyon, ahlak, karakter, fazilet gücü; Güzellik gücü.
Fütüvvet ehlinin imanları taklidî değil, tahkikîdir.
Fütüvvet ehlinin itikadı sahih itikadtır; yani Kur’ân’a, Sünnet’e, icma-i ümmete uygun itikadtır.
Fütüvvet ehli Kur’ân Müslümanıdır, Sünnet Müslümanıdır, Cemaat Müslümanıdır.
Fütüvvet ehli din konusunda kendi heva, re’y ve nefsi ile konuşmaz, hüküm vermez; itikad ve amelde mezhebi vardır; o kendi kafasına göre kaynaklardan ahkam çıkartmaz.
Fütüvvet ehli din konusunda tartışmaz. Kendisi tartışma çıkartmadığı gibi başkalarının çıkarttığı tartışmaları da kabul etmez ve onlara katılmaz.
Fütüvvet ehli beş vakit namaza devam eder ve onu dosdoğru eda eder. Bu konuda herhangi bir ihmal ve tehâvüne meyl etmez, namazdan asla tâviz vermez.
Fütüvvet ehli cemaatten ayrılmaz, farz namazları cemaatle kılar.
Fütüvvet ehli icazetli gerçek alimlere, yine icazetli gerçek şeyhlere ve mürşidlere muhabbet besler, nerede nasibi varsa intisab eder ve bağlanır.
Fütüvvet ehli, bilinmesi farz ve sünnet-i müekkede olan temel ve zarurî din bilgilerini ezberleyerek öğrenir ve bunları hatırından çıkartmaz.
Fütüvvet ehli eliyle ve diliyle Müslümanlara zarar vermez.
Mürüvvetsiz fütüvvet olmaz. Fütüvvet ehli mutlaka mürüvvet sahibi olur.
Fütüvvet ehli dünyaya / dünya malına / paraya / başkanlığa / şöhrete / prestije değer vermez ve bunlara talip olmaz. Bilhassa, başkanlığa talip olmanın haram olduğunu iyi bilir. Kendisi talip olmayıp matlub (istenen) olursa, ehil değilse yine kabul etmez. Fütüvvet ehlinin nazarında başkanlık ateşten gömlektir.
Fütüvvet ehli kesinlikle haram yemez, şüpheli kazançlardan da uzak durur.
Fütüvvet ehli ırkçılık yapmaz; mezhep, fırka, hizib, tarikat, cemaat, klik, zümre, parça asabiyetine sahip olmaz. İnsanların Yaratan katında üstünlüğünün ve rütbesinin takva ile olduğunu bilir.
Fütüvvet ehli Kur’ân’ı düstur olarak kabul eder, o yüce kitabı kendi re’yi ile yorumlamaz; Kur’ân tefsiri, tercümesi, meâli konusunda Peygamberin vekili, vârisi, halifesi durumunda bulunan ehliyetli ve icazetli müfessirlere tabi olur.
Fütüvvet ehli kenz yapmaz, yani altını gümüşü, euroyu doları, lirayı istiflemez, depolamaz.
Fütüvvet ehli gerekenden fazla yemez, gerekenden fazla uyumaz ve insanlarla olan ihtilatını asgariye indirir.
Fütüvvet ehli ya hayır söyler yahut susar; her hal ü kârda boş laf etmez, lisanıyla insanları incitmez, hele hiç kimseyi layık olmadığı şekilde vicahında veya gıyabında (yüzüne karşı veya onun olmadığı yerde) öğmez, pohpohlamaz.
Fütüvvet ehli yalan söylemez / Vaadinden (verdiği sözden) dönmez / Emanete hıyanet etmez.
Fütüvvet ehli münafıklıktan ateşten kaçar gibi kaçar.
Fütüvvet ehli zevk için avcılık yapmaz, yine zevk için balık tutmaz. Her hâl ü kârda olta ile balık tutmaz.
Fütüvvet ehli hayvanlara eziyet etmez, bitkilere zarar vermez, tabiatı ve çevreyi korur.
Fütüvvet ehli âdildir, zâlim değildir.
Fütüvvet ehli merhametlidir. Onda Allah’ın Rahman sıfatı tecelli eder.
Fütüvvet ehli devamlı surette nefsi ile büyük cihad yapar.
Fütüvvet ehli hiçbir zaman kendisini öğmez. Başkalarına da dalkavukluk, yalakalık, meddahlık yapmaz.
Fütüvvet ehli din ve mukaddesatı istihdam ve istismar ederek para kazanmaz, zengin olmaz, makam ve mevki elde etmez, ün sahibi olmaz.
Fütüvvet ehlinde melamet zihniyeti ve ahlâkı vardır. Kendisini beğenmez, yaptığı ibadet ve hayırları göstermez, nefsini kötüler. Onlarda Süleyman Daranî hazretlerinin hali vardır. Buyurmuşlardır ki: “Bütün dünya halkı beni kötülemek hususunda bir araya gelseler, benim kendimi kötülediğim kadar kötüleyemezler.”
Fütüvvet ehli insanların ayıp, kusur, noksanlık, hatâ ve günahlarına bakmaz ve onları görmez. İnsanların kötü hallerine karşı karanlık gece gibi olur. Kendi ayıp, günah ve kusurlarına üzülmekten, başkalarınınkini görmeye vakit bulamaz.
Fütüvvet ehli, fasık-ı mütecahirler dışında kimsenin gıybetini yapmaz.
Fütüvvet ehli, gayr-i müslim bile olsalar komşularının meleğidir.
Fütüvvet ehli bulursa dağıtır, bulmazsa şükr eder.
Cömert, sahî, kerim olmayan kimse fütüvvet ehli olamaz. Fütüvvet ile cimrilik bir araya gelmez.
Fütüvvet ehli yaptığı, yapacağı, yapmayı düşündüğü her işte “Resûlullah bu hususta ne düşünür, benim ne yapmamı, nasıl yapmamı isterdi?” sorusunu sorar.
Fütüvvet ehli Yaradan’a mâsiyette yaratıklara itaat etmez.
Fütüvvet ehli, nefislerini en büyük düşman bilirler.
Fütüvvet ehli, bid’ati ve fıskı kendisini küfre götürmeyen ve salâtını ifsad etmeyen herkesin ardında namaz kılar, kılabilir.
Fütüvvet ehli emr bi’l-mâruf ve nehy ‘ani’l-münker farzını eda eder. Gücü yetiyorsa ve derecesi müsaitse fiilen, yetmiyorsa lisanen ve kalemen, buna da güç yetiremiyorsa kalben yapar. Muhlisen lillah emr-i mâruf ve nehy-i münker yapanları destekler.
Fütüvvet ehli ihlaslıdır, lakin “ihlaslıyım” demez, ihlaslıyım demenin ihlası gidereceğini bilir. (Hadîs-i kudsî meâli: Allahü Teâlâ şöyle buyurmuştur: “İhlas Benim sırlarımdan bir sırdır. Sevdiğimin kalbine koyarım.”)
Ehlî Fütüvvet, Şeriata aykırı tarafı olmamak, şeriat dairesi içinde bulunmak şartıyla tasavvufa, tarikata taraftardır, hürmet eder, onlardan nasiplenir.
Fütüvvet ehli, ölmeden önce ölmek için çalışır. Hiçlik makamına vasıl olmak ister.
(Daha başka maddeler ve açıklamalar da vardır. Onları bilahare yazacağım.) 02 Eylül 2006