İnternette, Galatasaray Lisesi camiinin eski bir fotoğrafını buldum.

(forumkapsam.com/Galatasaray lisesi camii).

Bendeniz beş sene Galatasaray’ın Ortaköy’deki ilk kısmında okuduktan sonra 1945’te Beyoğlu’ndaki orta ve lise kısmına geçmiş ve orada da yedi sene tahsil gördükten sonra 1952’de mezun olmuştum.

Lisenin büyük konferans salonunun altında, kapısında Debboy=Depo yazan büyük mekân eski camiydi.

Son sınıfta iken bu

depo boşaltılmış, voleybol salonu yapılmıştı.

O zaman girip bakmıştım.

Çini mihrap ve duvarlardaki yine çiniden ism-i Celal, ism-i Nebi ve Hulefa-i Râşidîn levhaları duruyordu.

Fotoğrafta görünen

minber

yoktu…

Galatasaray Sultanisinde, açıldığı 1868 senesinden itibaren okulun Müslüman öğrencileri için beş vakit namaz kılmak mecburî idi. Devlet okula resmî bir imam tayin ederdi ve bütün Müslüman talebeler hep birlikte camide toplanırlar ve imamın ardında cemaatle namaz kılarlardı.

Merhum gazeteci üstad

Ziyad Ebüzziya

( 1911-1994) beyefendi

Galatasaray Tarihçesi

adlı kitabında bu konuda mufassal=ayrıntılı bilgi vermektedir.

Sultan İkinci Abdülhamid Han hazretleri tahttan indirilince namazda biraz gevşeme olmuştu ama 1924’de kadar okulun camii açık kalmış

ve kadrolu resmî imamı bulunmuştu. 1924’te, iki sene önce Büyük Millet Meclisi tarafından tayin edilen son Halife Abdülmecid Efendi ve Hanedan-ı Âl-i Osman yurttan sürülmüş, din hürriyetine, millî kimliğe, insan haklarına, millî kültüre, hukuka aykırı birtakım baskılar ve zorlamalar yapılmış, hattâ zalimane idamlar, sürgünler olmuştur.

Sultan Abdülhamid zamanında Galatasaray Sultanisinin bütün Müslüman talebelerinin namaz kılması

zamanımızda bazılarını rahatsız ediyor ve şöyle diyorlar:

Evet namaz mecburî idi ama bazı öğrenciler abdestsiz namaz kılıyordu…

Bu dedikleri doğrudur, lakin bu abdestsiz namaz kılanların büyük kısmı

Müslüman değildi.

Onlar,

dıştan Müslüman görünen ama içten Yahudiliğin Sabataycılar sektine mensup bulunan Avdetîler veya Dönmelerdi.

Bugün Galatasarayda beş vakit namaz kılan dindar öğrenci var mıdır?

Bir rivayete göre bin kişiye yakın öğrenci içinde beş kişi varmış, onlar da, okulda namaz kılacak küçücük de olsa bir yer bulunmadığı için zorlukla ibadet ediyormuş.

Nereden nereye!… Bundan yüz sene önce okulun beş yüz kişilik camii dolu olarak, resmî imamın ardında bütün Müslüman öğrenciler, birlikte namaz kılıyor, bugün ise namaz kılınacak küçük bir odaya sahip olmayan beş dindar çocuğumuz var…

Şimdi birileri irtica, laiklik, lisede mescid mi olurmuş diye yaygara kopartacaklar. Lütfen sakin olsunlar, medenî olsunlar, toleranslı olsunlar ve bendenizi dinlesinler:

İngilterenin büyük kısmında 1944’te çıkartılan bir kanunla, bütün liselerde, dersler başlamadan önce her sabah lisenin kilisesinde ayin ve ibadet etmek mecburidir. Bundan muaf olabilmek için velilerin yazılı müracaatı gerekmektedir.

Galatasaray Sultanisi, İngilterenin 1440’ta kurulmuş olan Eton kolejine benziyordu.

Eton koleji, muazzam kilisesiyle aynen ayakta duruyor ama bizim Galatasarayın camisi spor salonu yapılmış… (

Eton kolejini de, Osmanlının Enderun Mektebine benzetebiliriz…)

Eton kolejinin kilisesi

spor salonu yapılsın diyen biri çıksa ona öfkeyle ve tahkirle gülmezler mi?

Galatasaray Lisesi müdürü

(müdiresi)

hanımefendiden rica ediyorum: Bütün okullarda olduğu gibi

Galatasarayda da mecburî din dersi okutulmaktadır.

Namaz kılan birkaç dindar çocuğumuza küçük ve mütevazı da olsa, bir mescid açmak bir insanlık borcudur.

Şu hususu da belirtmek isterim ki, Galatasaray’a birtakım fanatik, militan, holigan sektlerin sızmasını istemem. Birtakım agresif dinsizlerin, iki kimliklilerin okula hakim olmasından ve terör estirmesinden de elbette bir Müslüman olarak hoşlanmam.

Dindar Galatasaraylıların bilgide, ilim ve irfanda, ahlâk ve fazilette, efendilik ve nezakette, centilmenlikte, hayırlı hizmetlerde yarışmalarını ve başarılı olmalarını arzularım.

(İkinci yazı) Resmî İdeolojiyi Özelleştirmek

Almanya Nazizmi geri bıraktı, tarihe gömdü.

İtalya Faşizmi terk etti.

İspanya Frankizmi.

Portekiz Salazarizmi.

Yugoslavya yok artık, Titoculuk da yok.

Sovyetler Birliği dağıldı, Marks Lenin Stalin dini battı.

Hür ve medenî dünyada birkaç istisna dışında artık

resmî ideoloji sistemleri

, putlaştırılan diktatörler yok.

Onların yerine

âdil hukuk

var,

insan hakları

var,

din inanç ve fikir hürriyeti

var.

Resmî ideolojili devlet hiç yok mu?.. Birkaç adet var:

Kuzey Kore, Çin, Küba…

Türkiyenin

resmî ideoloji

konusunda durumu nedir? Hâlâ resmi ideolojili bir sisteme sahibiz.

Resmî ideoloji sistemlerinde kurtarıcılar vardır. Bütün vatandaşlar resmî ideoloji mitolojisini din gibi benimsemek zorundadır.

Okullarda

resmî ideoloji

eğitimi vardır. Türkiyede resmî ideolojiyi yumuşak ve demokratik şekilde

özelleştirmek

gerekir. İspanyada olduğu gibi… İnanan inansın, inanmayan inanmasın, zorlama ve zulüm yapılmasın.

Dinde zorlama yoktur, ideolojide de olmasın.

Resmî ideolojinin yerine ne konulsun?

(1) Evrensel insan hakları ve hürriyetleri konulsun… (2) Âdil hukuk konulsun… (3) Olumlu olmak şartıyla çoğulculuk ve çeşitlilik… (4) Millî kimlik… (5) Millî kültür… (6) Barış ve mutabakat… (7) İngilterede olduğu gibi ve kadar din, inanç, inandığı gibi yaşamak serbestliği… (8) Tarihî devamlılığı korumak, tarihî ârıza ve kazalara karşı olmak.

Bizdeki resmî ideoloji hayranlarının ve bağımlılarının parti kurma hürriyeti vardır.

Kursunlar partilerini ve kazanırlarsa ülkeyi,

yukarıdaki sekiz şartı ihlal etmeksizin idare etsinler.

Yakın tarihimizde ülkemizde çoğunluğu oluşturan

Müslümanlar resmî ideolojinin büyük zulümlerine uğradılar, çok acılar çektiler.

Artık bu resmî ideoloji devri kapanmalıdır.

Şu hususu da belirtmeliyim ki, bizdeki

Kemalizm

ideolojisinin M. Kemal Paşa ile yakın ilişkisi yoktur.

Paşanın vefatından sonra, millî kimlik ve kültüre düşman iki kimlikliler, gizli ve derin egemen azınlık faşistleri tarafından çıkartılmıştır.

Temeli:

Çoğunluktaki Müslümanlara baskı yapmak ve

ülkeyi bir auto-colonie olarak idare etmektir.

03.09.2013