Gerçekler, Uyarılar…
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 28 Aralık 2018
Cumartesi
İcazetli gerçek din âlimlerini bırakıp da
, şarlatanları, sahte müftüleri,
, gayr-i ciddî kesanı din önderi kabul edenler kesinlikle iflah olmazlar, burunları pislikten kurtulmaz.
Gıybet yaparak her gün birkaç okka ölü kardeş eti yiyenlerin iyi Müslüman olduğunu iddia edenler kimi kandırdıklarını sanıyorlar?
Kur’ân-ıKerim’i zamana uydurmak isteyenler sapıktır. Kur’ân Allah kelâmıdır, kadimdir, eskimez, onda, -hâşâ- yanlış yoktur, onun muhkem ahkâmı Kıyamet’e kadar geçerlidir. Zamane insanlarının kendilerini Kur’ân’a uydurmaya çalışmaları gerekir.
Günlük
(beş vakit namaz) eda etmeyenler fâsık ve merduttur.
Gerçek ve icazetli fakih/din âlimi olmayan kimselerin dinî konularda
şeklinde konuşmaları küstahlık ve terbiyesizliktir. Edeb ve hayâ sahibi din âlimleri de kendi kafalarına göre konuşmazlar, tabakat-i fukahanın hangi derece ve rütbesinde iseler ona göre söz ederler.
Peygamberler dışında hiç kimse mâsum (günahtan korunmuş, ismet sıfatı ile muttasıf) değildir. Bazı büyük veliler Allah’ın lütfu, yardımı, keremi ile mahfuz olabilirler.
Ezan Arapçadır, Arapça okunacaktır.
Kur’ân tercümesi veya meâli Kur’ân’ın yerini tutamaz ve
Dünya ihtiyaçlarını çoğaltan, lüks ve israfa batar ve ahiretini dünyaya satar. Lüks ve israflı bir hayat sürenler, adam öldürmek, zina etmek, riba yemek gibi büyük bir günah işlemiş olurlar.
Lüks ve israflı elbiseler, binitler, meskenler, yazlıklar içinde yaşayıp bunlarla gururlanan ve kibirlenenler beyinsizdir. Müslüman kardeşi ve komşusu aç gecelerken kendisi tok sabahlayan kişi (gerçek) Müslüman değildir.
Müslüman yalan söylemez.
Müslüman emanetlere hıyanet etmez. Eden münafıktır.
Vaadini yerine getirmeyen münafıktır. İslâm’ın haram gördüğü gelirlere, servetlere sahip olanlar, cehennem ateşi biriktirmiş, karınlarını narla (ateşle) doldurmuş olurlar.
Mü’minler kardeştir. Kardeşlerine düşmanlık edenler âsidir. Yularını kadınların eline veren bir ümmet iflâh olmaz. İki türlü tesettür vardır.
Bu ikincisinden bucak bucak uzaklaşmak gerek…
Kişinin namazı ve orucu sizi aldatmasın. Siz onun parayla olan muamelelerine bakınız.
(Hadîs-i Şerîf)
Allah’ı, Peygamberi, İslâm’ı, Kur’ân’ı, Şer’-i şerifi sevenlerin başına (sınanma olarak) birtakım belâlar, çileler, sıkıntılar gelir. Ne mutlu bunları sabırla karşılayanlara, tahammül edenlere ve Hak Yol’dan dönmeyenlere.
Zekâtını yerli yerinde ve dosdoğru bir şekilde hakkedenlere vermek, sadaka vermek, hayır hasenat yapmak, mal ile cihad etmek, gerektiğinde canını feda etmek gibi.
(istikamet).
Bu dünya hayatında bir rehbere/kılavuza muhtaç olduğu halde, gerçek bir kılavuz bulup ona tâbi olmayan kimse şeytanı kendisine kılavuz yapmış olur.
Zekat toplamaya hakları olmadığı halde toplayanlar fukara ve mesakinin haklarını yemiş olurlar. Bu ise büyük günah ve eşkıyalıktır. Yazıklar olsun onlara!..
Müslüman kardeşlerini bırakıp da din düşmanlarını, Yehud ve Nasarayı, harbî ve saldırgan kâfirleri dost ve velî edinenler hain ve merduttur.
Hadîste
buyuruluyor.
Niyetini temizlesin ve yeniden sakal bıraksın. Kendisine iyi Müslüman diyen kimse iyi Müslüman değildir. Ben ihlâslıyım diyen ihlâslı değildir. Kendini beğenen, kendinde gurur ve kibir olan kimse kâmil=olgun Müslüman değildir. 13 Ekim 2008