Gizli Yahudiler
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 05 Şubat 2019
Pazartesi
Osmanlı devleti bir “Milletler Birliği” idi. Birinci millet İslâm Milleti idi. Onu takiben Rum Milleti geliyordu. Ermeniler, Yahudiler hepsi ayrı bir milletti; kendi dinlerine, inançlarına, kültür ve kimliklerine göre yaşamakta serbesttiler.
İslâm milleti bir bütündü. Türkler, Araplar, Kürtler, Boşnaklar, Arnavutlar ve diğerleri; etnik kökenleri, anadilleri, örf ve adetleri, altkimlikleri farklı da olsa hepsi İslâm milletine dahildi.
Emperyalist, sömürgeci büyük devletler, onların aleti ve öncü kuvveti olan misyonerler Osmanlı cihan devletini yıkmak için iki koldan faaliyete geçtiler:
1. Ülkede yaşayan Hıristiyanları kışkırtmak, onlara milliyetçilik ve bağımsızlık fikirleri aşılamak.
2. Türk, Arap, Kürt vesair Müslümanlar arasında da Avrupa malı nasyonalizm ideolojisini yayarak onları birbirinden kopartmak, ümmet birliği yerine milliyetçilik tefrikasını kaim kılmak.
Her iki sahada da başarılı oldular.
Müslümanları bölmek için Türk, Arap, Kürt, Arnavut milliyetçiliğini ortaya kimler koymuştur? Türkler, Araplar, Kürtler mi? Hayır, bu işi takma isimli Yahudiler yapmıştır.
Moiz Kohen Tekin Alp’i hepimiz tanıyoruz. Bu adam Moiz Kohen adını saklamış, Tekin Alp takma adıyla düzmece Türk milliyetçiliği, Türkçülük kitapları yazmıştır. Hem de, “Kahr olsun Şeriat” ara başlıkları atarak.
Ziya Gökalp’in Türk olmadığı erbabınca bilinen bir şeydir. Yahudi olduğu iddiaları var. Tarihçiler, araştırıcılar bu konuyu incelemelidir.
Milliyetçilik konusunda Arapları kışkırtanlardan biri Mişel Eflak adında biridir. Hıristiyan görünen bu zatın Yahudi kökenli olduğu iddiaları vardır. Bu husus da incelenmelidir.
Misak-ı Millî sınırları içinde önemli Kürt nüfusu bulunuyordu. Kürtlerin büyük kısmı Müslümandı. Bu ülkede Türkle Kürdü birleştiren, beraber kılan, onlara birlikte yaşama gücü veren İslâm’dı. Moiz Kohen Tekin Alp’in bayraktarlığını yaptığı İslâm, Kur’an, Şeriat karşıtı menfi Türk milliyetçiliği Müslüman Türkler tarafından bile nefretle reddedilirken, bu küfür ideolojisini ve doktrinini Müslüman Kürtlerin kabul etmesi mümkün olabilir miydi? İslâm kardeşliği bağı, Ümmet şuuru ortadan kalkarsa elbette Türk ile Kürt arasındaki birlik de kalkacaktı.
Çok az kimse bilir ama tarihî bir gerçektir: Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da önemli sayıda Yahudi yaşamaktadır. Bunların bir kısmı Ermenileşmiş, bir kısmı Kürtleşmiştir. Yahudi dininde, baskı ve tehditler karşısında yalancıktan dinini değiştirmek meşrudur. Zâhirde, yüzeysel olarak başka dine geçmiş gibi görünür, Yahudiliğini, Museviliğini içinde saklar. Bugün Türkiye’de çok sayıda Yahudi Türk, Yahudi Kürt bulunmaktadır. Bazı Kafkasya asıllılar (Hepsini kasd etmiyorum) kendilerini Çerkez, Çeçen, Azerî, şu veya bu kavim ve kabileden gibi gösteriyorlar ama onlar Yahudidir. Yahudiliklerini saklıyorlar.
Peki bu crypto Yahudileri nasıl anlayabilir, teşhis edebiliriz? Yüzde yüz olmasa bile şayet şüphelenilen kimse İslâm dinine, dindar Müslümanlara, Kur’an’a, Şeriata militanca düşmanlık ediyor ve saldırıyorsa onun yüzde doksan dokuz Yahudi kökenli olduğunu düşünebiliriz.
Türkiye’de İslâm’a ve dindar Müslümanlara aşırı şekilde saldıran birtakım Türk kökenlileri incelerseniz, bunların yüzde doksanının dönmemiş Yahudi Dönmesi olduğu meydana çıkacaktır. Geri kalan yüzde on ise, onların kendilerine benzettiği dejenere olmuş Türklerdir. Mâlum, Sabataycıların gizli talimatnamelerinde “Benzeme, benzet” maddesi vardır.
Müslüman Türk kökenli biri inancını kaybedebilir, dinsiz olabilir. Ancak böyle bir kimse hiçbir zaman aşırı, militan, fanatik, agressif, jakoben İslâm ve Müslüman düşmanı olmaz. Akıllı, vicdanlı, medenî bir vatandaş olarak toplumun, ülkenin, millî tarihin, milli kimliğin en büyük değeri olan İslâm dinine saygılı davranır. Nitekim zamanımızda, bilhassa başörtüsü konusunda Müslümanları müdafaa eden bazı ateist ve dinsiz Türkler görülmektedir.
Peki, bütün crypto Yahudiler, Sabataycılar, Dönmeler militan ve aşırı İslâm ve Müslüman düşmanı mıdır? Hayır. Onların içinde de istisnalar vardır. Pappini’nin Gog adlı kitabındaki “Ben Rubi’nin İtirafları” bölümünü okumuş olanlar, Yahudilerin her sahaya, her gruba, her kesime sızmayı nasıl becerdiklerini anlamışlardır.
Bugün ülkemizdeki İslâmî hareketin, siyasal İslâm’ın içine de crypto Yahudiler, Dönmeler, sahte İslâmcılar sızmıştır. Gerektiğinde namaz kılarlar, hacca giderler, umre yaparlar. Onların Diyanet İşleri Başkanlığı için adayları bile vardır.
Yahudiler, Dönmeler, crypto Yahudiler Müslümanları bölmek, kafalarını karıştırmak için dinde yenilik, dinde reform cereyanlarını da körüklemektedir. İslâm dininin temel düsturlarından biri de “İslâm’ın Allah tarafından gönderilmiş en son, mükemmel, eksiksiz din olduğu ve hükümlerinin Kıyamet’e kadar geçerli olacağı”dır. Dinde reform ve yenilik iddia ve istekleri ise bu temel inanca aykırıdır. Aklı başında bir Müslümanın reform ve yenilik taraftarı olması mümkün müdür?
Bazıları İslâm ülkelerinde fazla sayıda Yahudi bulunmadığını sanır. Yanlış bir zandır bu. Azerbaycan’da, az sayıdaki Musevilerin yanında büyük sayıda crypto Yahudi yaşamaktadır. Türkiye’de resmî rakamla sadece yirmi beş bin Musevî-Yahudi yaşadığı biliniyor. Gerçek ise bambaşkadır. Bizde belki de bir iki milyon gizli Yahudi bulunmaktadır ve onlar Türkiye’yi kıskıvrak hükümleri altına almışlardır.
İran İslâm Cumhuriyeti’nde az sayıda Yahudi olduğu sanılır. Orada da Müslüman kılıklı Yahudi az değildir. Türkî cumhuriyetlerde de durum böyledir.
Böyle fikir ve görüşlere sahip olduğum için antisemitizm mi yapıyorum. Bazıları böyle iddia edebilirler ama Yahudilerden bahsetmek, gizli Yahudiler bulunduğunu iddia etmek, Sabataycılar, Dönmeler, crypto Yahudiler konularını dile getirmek antisemitizm değildir. Rahatsız oldukları konularda hemen antisemitizm iddiası edebiyatına başvuranların haklı ve ciddî gerekçeleri yoktur.
Türklerin, Kürtlerin, başka alt-kökenlilerin, kendilerine mahsus milliyetçilikleri çıkartanları bilmeleri gerekir. Bütün bu konuların ciddî ve ilmî metodlarla araştırılması ve halka açıklanması, ülkemizin birliğini ve geleceğini korumak için gereklidir.
Türklere İslâm ve Şeriat düşmanlığı aşılıyanlar kimlerdir, hangi kökene mensupturlar, gizledikleri kimlikleri ve dinleri nedir? Bunları bilmeliyiz.
Kürt kardeşlerimiz ve vatandaşlarımız da Kürtçülüğü çıkartanları iyi tanımalıdır.
İslâm düşmanı gayr-i Türk kişilerin çıkarttığı, körüklediği, teşvik ettiği Türkçülük Türk halkına faydalı mıdır, zararlı mıdır?
Bir takım Yahudiler Kürt milliyetçiliğini çıkartmışlar, Kürt halkını ve gençliğini Türklerden kopmaya teşvik etmişlerdir. Böyle bir hareketin Kürde faydası mı vardır, zararı mı?
Yirmi seneden beri Türkiye’yi kasıp kavuran Kürt hareketinin ardında İsrail’in, beynelmilel Siyonizmin bulunduğu belgelerle, sahih bilgilerle isbat edilmiştir. İyice incelendiği zaman akıl almaz manzaralar, tablolar karşımıza çıkmaktadır. İçinde ulemanın, tarikat şeyhlerinin bulunduğu iddia edilen ünlü bir Kürt ailesinin Yahudi kökenli olduğu meydana çıkıyor. Böyle konularda heyecanlar, peşin hükümler, sekter düşünceler hâkim olmamalı, meseleler soğukkanlılıkla ve ilmî olarak incelenmelidir. Bizde yok ama, Yahudi Kürtler hakkında İngilizce hayli ilmî araştırma bulunmaktadır.
Modern Türkiye’de Yahudi tuzu biberi, Yahudi tesiri ne kadardır? Türkiye’nin son yüz elli senelik yenileşmelerinde, inkılap ve ihtilallerinde, darbelerinde Yahudiler ne gibi roller oynamışlardır? Batıya dönük Türkiye’nin fikir mimarlarının kaçı Yahudidir? Selanikli eğitimci Şemsi Efendinin asıl adının Şimon Zvi olduğunu, zahirde Müslüman görünen bu zatın gerçekte bir Sabataycı haham olduğunu kaç Müslüman bilmektedir bu ülkede?
Bugün Yüce İslâm dinine ve dindar Müslümanlara medeniyetsizce saldıran gazetecilerin, yazar çizerlerin kaçta kaçı Yahudi kökenlidir yahut gizli Yahudidir?
Türkiye’deki bu durum hep böyle devam edebilir mi? Müslüman toplum varoş ve bedevî kültürü dairesinden çıkıp medenîleştiği zaman elbette birtakım sorgulamalar, hak aramalar olacaktır. İnsanların en tabiî hakkı kendi millî kimlik, kültür ve kişiliklerine sahip olmak ve onları korumaktır. Türkiye Müslümanlarının bu temel hakkı hiçbir bahane ile ihlâl edilemez. 09 Eylül 2003