Haberleri Yokmuş!

(Bu yazı bir ay önce kaleme alınmıştır.)

Bayrağı yıldızlı süper devletin dış işleri bakanına:

“Bizim hiçbir şeyden haberimiz yoktu, aksi söylemler bizi çok üzüyor”

buyurmuşsunuz… Doğrusu size inanmak çok güç.

Dünyanın en gelişmiş ve güçlü istihbaratına sahip olan devletinizin, gidişatı ve kaderiyle yakından ilgilendiği Türkiyedeki büyük ve kanlı darbenin ayak seslerini, hazırlıklarını duymamış olması mümkün müdür?

Haberimiz yoktu, biz mâsumuz demeye devam ederseniz,

istihbaratımız iflas etmişti

cümlesini de beyanlarınıza lütfen ilave ediniz.

Hem, darbenin arkasında olan bir devlet darbeyi nasıl bilmez

**

Ateistler, Allahın olmadığına inandıkları için, Allah yoktur sanıyorlar.

Onlara göre deprem, yer altındaki jeolojik katmanların kırılması, birbirine binmesi dolayısıyla olmaktadır.

Müslümanlar ise, Allaha inandıkları için, jeolojinin ötesinde depremin, Allahın ilmi iradesi kaderi ve kudreti ile meydana gelen bir hadise olduğunu söylüyorlar.

Bir ara ateist lâikçilerin amansız faşist terörü neticesinde, Yeni Asya gazetesinin sahibi, deprem meselesinden ağır ceza mahkemesinde yargılanmış, hapse mahkûm edilmiş ve zindana tıkılmıştı.

Şu lâikçi ateistler ne hoş görülü insanlar!..

**

Ehl-i Sünnet ve Cemaat İslâmlığında (1) yalan söylemek, (2) iftira etmek, (3) gıybet etmek, (4) başkalarının gizli günah ve ayıplarını araştırmak, bu maksatla kamera ve mikrofon yerleştirmek, (5) imtihan sorularını çalmak, (6) sivil veya askerî darbe yapmak, (7) faizli banka kurmak ve faizli ticarî ve iktisadî muameleler yapmak, (8) zaruret olmadıkça namazı terk etmek, (9) gerekmediği ve zaruret olmadığı halde taqiye ve kitman yapmak, (10) İslâmdan başka hak din olduğunu söylemek haramdır ve caiz değildir.

**

Bir insan gıybet etmekten, dedikodu yapmaktan, yalan söylemekten, gevezelik ve zevzeklik etmekten, komplo teorileri peşinde koşmaktan dolayı ölebilir mi.. Cevap: Fiziken ölüp ölmeyeceği konusunda bir şey diyemem ama mânen öleceğini kesinlikle söylerim.

**

Darbe fitnesini yaşayan Müslüman muhterem bir zat dehşetli bir üzüntü ve stres geçirmiş, biraz kendine gelmek için lüks bir kebaphaneye gitmiş; çiğ köfte, içli köfte, ordövr, karışık ızgara, zeytinyağlı baklalı enginar, salatalar, turşular, ayran, portakal suyu, künefe, dondurma yemiş, üstüne kallavi bir sade kahve yudumlamış. Stresi biraz azalmış ama bu sefer de hem mide fesadına uğramış, hem de şekeri acayip fırlamış. Şu dünyanın dertleri bitmez ki…

**

Ankaradaki önemli Müslüman bir zat İrana gitmiş, Şiî imamın ardında namaz kılmış.

Şiîlikte abdest alırken ayaklar yıkanmaz, sadece mesh edilir.

Bir Şiî abdest alırken ayağını yıkasa abdesti bozulur.

Bizim sarıklı zat bunu bildiği halde o imamın ardında nasıl namaz kılmış Bektaşinin,

ben yaptım oldu mantığıyla mı?

**

Birileri Kur’ânî ve Nebevî Ehl-i Sünnet ve Cemaat Fırka-i Nâciye İslâmlığını kaldırmak, onun yerine içi boş bir din getirmek istiyor.

Fırka-i Nâciye koruma altındadır. Ehl-i Sünneti dinamitlemek isteyenler büyük tokatlara, sillelere, darbeleri hazır olsunlar.

Vazifelerini yapmayan, maaşlarını alıp yan gelip yatan Ehl-i Sünnet hocaları da tokat yer.

Mâlumları ola. 18.09.2016