Hadisenin İçyüzü
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 05 Ocak 2019
Pazartesi
SORU: Bu hadise, kendi başına (veya birkaç kişi ile birlikte) hareket eden deli veya dengesiz bir kişinin işi midir, yoksa yakın tarihte çeşitli versiyonlarını gördüğümüz bir filmin yeni bir senaryosu mudur?
CEVAP: Münferid (bireysel), birtakım dış ve iç güçlerle ilgisi olmayan, bir öfke ve kin neticesinde âniden meydana gelmiş bir olay olmadığı ihtimali son derece kuvvetlidir ve bu hususta çok sayıda ve çok kuvvetli karineler vardır. Birtakım egemen güçler Türkiye’yi karıştırmak, demokratik yapıyı yıkmak, halkı dinci ve laik diye birbirine düşman iki kampa ayırmak; İsrail, ABD ve AB’nin istediği bir iktidar getirmek, Ortadoğu’da iki büyük ve güçlü ülke ve devleti (İsrail ve ABD’nin yararına) savaşa sokmak, Türkiye’de yeni bulunan petrol kuyularını kontrol altına almak, ileride müsait bir zamanda Türkiye’yi bölmek veya federe bir devlet haline getirmek,
(Burası çok önemlidir)
Beyaz Türkler denilen bir azınlığın hükümranlığını, saltanatını, kontrolunu devam ettirmek, Büyük Ortadoğu Projesini hedefine ulaştırmak için düğmeye basmışlardır.
SORU: Düğmeye basmak ne demektir?
CEVAP: Kapalı kapıların ardında gizlice hazırlıklar yapılmış, strateji, plan-program tesbit edilmiş ve harekete geçilmiştir.
SORU: Ülkemizdeki büyük medya bu son hadisenin perde arkasını, zeminini, asıl sebeplerini kamuoyuna açık, seçik, şeffaf, gerçek şekilde anlatabiliyor mu?
CEVAP: Anlatmıyor, anlatamıyor… Zaten anlatamaz… Çünkü bazı büyük medya organları ve patronları da yukarıda anlattığım strateji veya senaryonun içindedir, vazifelidir, aktörlük yapmaktadır.
SORU: Bu hadisenin içyüzünü anlamak için ne yapmak gerekir?
CEVAP: Hadise üzerindeki esrar perdesi ve karanlık öyle kolay kolay kalkmaz. Göreceli olarak İnternet Medyası, bildiğimiz konvansiyonel ve klasik medyadan daha fazla bilgi veriyor, aydınlatıyor.
SORU: Bu hadisenin içyüzünün yüzde yüz açıklanabileceğine inanıyor musunuz?
CEVAP: İnanmıyorum ve ümit etmiyorum. Susurluk kazası ile ortaya çıkan meselenin içyüzü aydınlatıldı mı?.. Şemdinli hadisesinin mahiyeti anlaşıldı mı? Uğur Mumcu cinayeti çözüldü mü? Ona benzer fâili meçhul cinayetlerin katilleri bulunabildi mi? 12 Mart 1971, 12 Eylül 1980, 28 Şubat darbelerinin içyüzü yazılabildi mi?.. Bu son hadisenin içyüzünün ortaya çıkması, çıkarılması bazılarının işlerine gelmez. Gerekirse memleketi yakarlar, devleti batırırlar, halkı perişan ederler, fakat hadisenin içyüzünün ortaya çıkmasına izin ve fırsat vermezler.
SORU: Buna benzer hadiseler devam edecek midir?
CEVAP: Düğmeye basılmıştır dedim, maalesef devam edecektir.
SORU: Neler yapabilirler?
CEVAP: Bombalar, “faili mechul” cinayetler, yoğun bir dezenformasyon kampanyası, ülkedeki çeşitlilikler arasında kin ve nefret uçurumları meydana getirmek ve daha neler neler.
SORU: Mevcut iktidar ne yapmalı?
CEVAP: Birinci madde son derece metin ve soğukkanlı olmak. Böyle buhranlı zamanlarda heyecanlanan ve paniğe kapılan kişi ve taraf maçı kaybeder. İkinci yapılacak şey, son derece güçlü, vasıflı, üstün uzman danışmanlarla devamlı şekilde istişare etmek ve onlardan taktik almak. Üçüncü yapılacak şey, en kısa zamanda erken seçim kararı almaktır. Erken seçim fitne ve fesatçıların balonlarını söndürür, plan ve programlarını akamete uğratır.
SORU: Bu olup bitenlerle ne yapmak istiyorlar?
CEVAP: AKP iktidarını devirmek, Çankaya’ya dindar birinin çıkmasını önlemek, şartlarını ve sebeplerini olgunlaştırdıktan sonra Ortadoğu’da iki büyük devleti savaşa sokmak, Beyaz Türklerin hakimiyet ve saltanatının güçlenmesini sağlamak istiyorlar.
SORU: Recep Tayyip Bey Cumhurbaşkanı olabilir mi?
CEVAP: Olamaz, böyle bir hevesten vaz geçmesi gerekir. Peter Prensibi adlı kitabı okumasını tavsiye ederim.
SORU: AKPiktidarı cumhurbaşkanlığına kimi aday göstermelidir?
CEVAP: Parti dışından, siyasî kavgaların dışında kalmış, milletçe sevilen ve sayılan temiz, vasıflı, güvenilir bir aday bulmalıdır. Bugünkü lâik düzene bir kadın cumhurbaşkanı çok yakışır. Ancak bazı hususlara dikkat edilmelidir: Beyaz Türk, Sabataycı, Gizli Yahudi olmayacak… Sosyal barış ve toplumsal mutabakat taraftarı olacak…Müslüman çoğunluğu ikinci sınıf vatandaş, sömürge yerlisi, zenci statüsünde görmeyecek… Hukukun üstünlüğü ilkesine bağlı olacak… Modası geçmiş bir ideoloji ile mâlul bulunmayacak vs…
SORU: Demokrasiye ve insan haklarına inanmayan güçler, bugünkü iktidarı devirebilirlerse yerine nasıl bir iktidar getirmek istiyorlar?
CEVAP: CHPile MHP’nin koalisyon yapmalarını istediklerine dair rivayetler var.
SORU: Bazı ünlü politikacılar son cinayetin kanları üzerinde def çalıp dans ediyorlar. Bunun sebebi nedir?
CEVAP: Onlar, serbest ve demokratik seçimlerle iktidar olamayacaklarını çok iyi biliyorlar. Kurt dumanlı havayı severmiş… Bu kişilerin Derin Devletle ilişkileri vardır.
SORU: Bu kriz atlatılabilir mi?
CEVAP: Erken seçim kararı ilan edilir ve Çankaya’ya tarafsız (fakat güvenilir) bir aday bulunabilirse atlatılabilir.
SORU: AKP iktidarda kalmakta ısrar eder, Sayın Başbakan Çankaya’ya çıkmak hevesinde direnirse ne olur?
CEVAP: Hadiseler tırmanır, kaos ve karmaşa artar.
SORU: Son cinayeti bir hukukçuya işlettirdiler. Bir hukukçu böyle bir cinayet işleyebilir mi?
CEVAP: İşlemez, işleyemez… Mutlaka yoğun provokasyon ve manipülasyon yapılmıştır. Böyle kimseler çok önceden araştırılıp bulunuyor, dolaylı şekilde hazırlanıyor ve zamanı gelince kullanılıyor.
SORU: Kendi inanç ve görüşlerine bağlı bazı kimseleri de öldürtebilirler mi?
CEVAP: Onların yapmayacağı yoktur. Nitekim yakın tarihimizde yapmışlardır. Gazeteci Uğur Mumcu Atatürkçü, lâik, devrimci, ilerici idi… PKKsavaşının tozu dumanı, gölgesi altında uyuşturucu ticareti, silâh ve cephane kaçakçılığı yapanları ifşa etmeye hazırlanıyordu ki, havaya uçurularak öldürüldü… 23 Mayıs 2006