Hâin ve Eşkıya Aydınlar
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 03 Mart 2019
Pazartesi
Böylelerinin tahsili, okumuşluğu ne kadar yüksek ise zararı da o kadar fazla olur. 50’li yıllarda
adlarında dağ haydutları vardı. Birkaç kişilik çeteler kurarlar, tenha yollarda otobüs çevirirler, yolcuların paralarını, saatlerini, kıymetli eşyalarını alırlardı. Aydın zümresinden olmadıkları, tahsilleri bulunmadığı için kötülükleri sınırlı kalır, memleketin temellerini sarsmazdı.
Zamanımızda çok okumuş, diploma sahibi olmuş,
türemiştir.
İçlerinde Amerikan, Avrupa üniversitelerinden diploma almış olanlar az değildir.
Birkaç yıl evvel tahsilini ABD’de yapmış herifin birinin büyük bir bankayı nasıl soymuş olduğunu bütün millet görmüştü.
Tabiî ki, bütün aydınları kasdetmiyorum.
Onlara hürmet ederiz.
Sovyetler Birliği batıncaya,
Bizde de, Bulgaristan’da, Romanya’da, Macaristan’da olduğu gibi komünist tek parti rejimi kurulmasını, ülkemizin Sovyetler Birliğinin bir uydusu haline gelmesini istiyorlardı. Kitaplar, makaleler yazarak, konferanslar vererek bilimsel sosyalizm lehinde propaganda yapıyorlardı.
Zâhirde çeşit çeşit ideolojilere bağlı gibi görünseler de
Dinleri imanları para, menfaat ve benliklerini tatmindir.
Şu eski Marksiste bakınız, şimdi Boğaz’da yalı yaptırıyor. Kimbilir kaç trilyon harcadı ve daha da harcayacak..
Aklı başında olan hiçbir okumuş, gayri müslim bile olsa İslâm dinine düşmanlık etmez, saldırmaz. Çünkü bu din bir kere milletimizin ve ülkemizin dinidir.
Cumhuriyet anayasasının ikinci maddesinde
diye yazmıyor muydu? ABD’li, İngiliz, Alman, Kanadalı ve diğer medenî ülkelerin aydınları İslâm’a düşmanlık, ediyorlar, saldırıyorlar mı? Kesinlikle…
Halkı bir sürü olarak görürler, çoğunluğa ikinci sınıf vatandaş, sömürge yerlisi, zenci muamelesi yaparlar.
onlar tarihî bir ârızanın,
Hukukun, evrensel değerlerin, millî kimlik ve kültürün, temel insan hak ve haysiyetlerinin üzerinde onlar için tarihî ârıza, ideoloji vardır.
Hâin ve eşkıya aydın ve okumuşlar, Güney Afrika’daki eski ırkçı rejim gibi rejime taraftardır. “Dinlerine ve inançlarına göre yaşamak isteyen Müslümanlara yüzde yüz hürriyet verilemez” derler. Atatürk’ün kapattığı Mason localarının açık olması onları üzmez ve rencide etmez ama İslâm tekke ve zaviyelerine şiddetle karşıdırlar. Bu hâin ve eşkıya haşarat İslâm’ı gericilik, Müslümanları gerici olarak görür.
Türkiye’yi bu hâin ve eşkıya aydınlar, okumuşlar, seçkinler bitirmiş ve batırmıştır.
İşleri güçleri, demagoji, popülizm, yalan dolan, fırıldak çevirmektir. Şu veya bu renge, partiye, ideolojiye, görüşe mensup olmaları neticeyi değiştirmez.
Müslüman kadınların ve kızların başlarını örtmelerini
olarak görürler ama
Onlar hürleştirmek paravanası altında kadınlığımızı alçaltmışlar, düşürmüşlerdir.
Bu haşaratın bastığı yerde ot bitmez.
Bunlar halk düşmanıdır, devlet hâinidir.
diyorlar.
Elinize bu kadar fırsat ve imkân geçti de niçin ülkeyi, milleti, devleti yüceltmediniz?
Bir elleri yağda, bir elleri baldadır. Bu herifler halktan, milletten kopmuştur. Halktan nefret ederler, halkla birlikte olmazlar.
Bazısı halkçılık edebiyatı yapsa da asla samimî değillerdir. Halkçı olan halkla birlikte olur, birlikte yaşar.
Bu hâinlerden, bu eşkıyadan kurtulmak mümkün mü?
Milletin, ülkenin, devletin kanını iliğini sömürmektedirler. Öyle kolay kolay bertaraf ve izale edilemezler. 04 Ocak 2000