*HALEP faciasının baş sorumlusu Sünnî İslâm dünyasıdır.

*Sünnîler tek bir Ümmet olabilseydiler, râşid âdil ve muktedir bir İmam-ı Kebir’e biat ve itaat edebilseydiler bu facialar yaşanmazdı.

*İslâm kardeşliği vazifelerini yerine getirmeyen hainler, gafiller, gevşekler cezalarını çekecektir.

*Bizim hiç kabahatimiz yok, bütün kabahat kafirlerde ve İslâm düşmanlarındadır diyenler beyinsizdir.

*Kendi aralarında birleşmeyen Suriye Sünnîleri maalesef cezalarını çekiyor.

*Kurunun yanında yaş da yanıyor, çünkü bu âfet ve musibet sadece kötüleri değil, geneli yakıyor.

*Türkiye Sünnîleri (nâdir istisnalar dışında) vazifelerini yapmıyor.

*En azından ağlamamız gerekirken, onu bile yapamıyoruz.

*Suriye faciasından ders alamayanların başına aynı felaketlerin gelmesinden korkulur.

*Bütün mü’minlerin tek Ümmet olmaları, bu Ümmet’in başında râşid ve âdil bir İmam bulunması, bu İmam’a halkın biat ve itaat etmesi gerekir. Ümmet olamayan Ehl-i Sünnet ve Cemaat Müslümanları kendilerini ateşe atmış olur.

*Afganistan işgal atında… Irak’ın durumu berbat… Suriye faciası… Ey beyinsiz!..Bu ateşin Türkiye’ye sıçramayacağından emin misin…

*Suriye’de bunca facia yaşanırken, kardeşlerimiz açlıkla, ölümle pençeleşirken, başlarına gökten ateş yağarken burada keyfine bakan umursamaz Müslümanlar ne kadar ayıplansa yeridir.

*Suriye’deki facialarla ilgilenmeyen bizler, Birmanya’daki Arakan Müslümanlarının yok edilmesine de seyirci kalıyoruz.

*Ben veya biz burada özel vazifelerimizi yaparız, başka şeye karışmayız diyenlerin imanından şüphelenilir. Çünkü Resulullah Efendimiz (Salat ve selam olsun ona) “Batıda bir Müslümanın ayağına diken batsa, doğudaki Müslüman onun acısını yüreğinde duyacaktır” mealinde buyurmuştur. Münker, kötü işlere kalbinde buğz ve düşmanlık beslemeyen kişi imanın asgarîsini yitirmiş olur.

*Yaptıkları zulümler kafirlerin yanlarına kâr kalmayacaktır. Âhir zaman savaşlarının ateşleri onları yakacaktır. Roma gibi çöküp yıkılacaklardır.

*Vazifelerini yapmayan Müslümanlar da çok acılar çekecektir.

*Veyl, kafirlere fâsıklara zalimlere gafillere!..

(İkinci yazı) Milyonlarca Kripto

Bir araştırmaya göre ülkemizde, Osmanlı cihan devletinin çeşitliliğinden kalma 78 etnik köken varmış.

Saymakla bitmez…

Bir milyondan fazla Kripto Yahudi, yine bir milyondan fazla Kripto Ermeni olduğu söyleniyor.

Bazı çevreler Kürtlerden, Arnavutlardan, Çerkeslerden, Gürcülerden, Boşnaklardan, Tatarlardan, Zazalardan, Nuseyrilerden, Fellahlardan serbestçe bahs ediyor ama Kripto Yahudiler ve Kripto Ermeniler hakkında konuşan, yazan çok az. Bunlar tabu konular.

Bunlar bilinmeden modern Türkiyeyi, Cumhuriyeti, Kemalizmi, devrimleri, 20’li 30’lu yılların kanlı terörlerini, Ayasofyayı, Ezan yasağını, son bir asırlık tarihi anlamak çok zor, hattâimkansızdır.

Kriptolar konusunda, birilerinin deve kuşu gibi başlarını kuma sokmalarını anlamak doğrusu çok zor.

Tabiî ki, fitne fesat çıkmasın, lakin gerçekler de örtülmesin, bilinsin. Nasıl bilinsin Doğru olarak bilinsin.

Bu Kriptolar meselesi, çoğunluğu oluşturan Müslümanlar için çok önemli, çok hayatîdir.

Kripto egemen azınlıkların baskıları yüzünden Müslümanlar kendi ülkelerinde hür ve haysiyetli bir hayat süremiyor, ikinci sınıf vatandaş, sömürge yerlisi statüsünde yaşıyor.

Kriptolar yüzünden Müslümanlar son yüzyıl içinde çok acılar çekti.

Ayasofyayı Müslümanlar mı camilikten çıkartıp müze yaptı.

Ezan-ı Muhammedî okumayı Müslümanlar mı yasakladı.

İslâm medreselerini, tasavvuf tekkelerini Müslümanlar mı kapattı.

Şapka devrimine karşı çıkanları Müslümanlar mı astı.

Harf devrimini Müslümanlar mı yaptı.

Hepsini Kriptolar yaptı. Referandumla halka sormadan yaptılar.

Kriptolar, çeşitli baskılarla, kötü eğitimle Müslüman çoğunluğu (nâdir istisnalar dışında) o kadar cahil bıraktılar ki, Kriptolar meselesini inceleyip araştıracak ilmî enstitüler kuramıyorlar.

Egemen azınlık Kriptolar, çoğunluğu cahillikle terbiye ettiler. Çok sayıda Müslümanı robot, kültürel ve sosyal açıdan köle, zombi haline getirdiler.

Kriptolar, dini de manipüle edip, işlerine gelen, içi boş bir İslâm türetmek istiyor.

Ülkemizde birçok diktatörlükler vardır. En amansızı ve yamanı Kriptolar diktatörlüğüdür.

1915 Ermeni tehcirinde Kripo Yahudilerin tesiri bilmeden, Ermeni meselesi anlaşılamaz.

Kriptolar basın, yayın, radyo, sinema, televizyon sahasında dehşetli bir saltanat kurdular ve Müslüman halkı bunlarla zehirleyip afyonladılar.

Böl parçala hükm et prensibi uyarınca Ümmet yapısını param parça edip, Müslümanları, birbirinden kopuk binlerce parçaya, gruba, hizbe, fırkaya ayırdılar. Müslümanları birbirine düşürüler.

Hilafeti Kriptolar ilga etti, Müslümanları başsız bıraktı.

Laikçiliği (laisizm) onlar başımıza bela etti.

Ceza Kanununa sonradan koydukları 163’üncü madde ile Müslümanları onlar zindanlarda çürüttü.

İslâm ahlâkını kaldırıp, yerine pagan ahlâkını hakim kılma projesi onlarındır.

Müslüman çoğunluğu kadınlarla, kızlarla, seks serbestisiyle, fuhşiyyatla, zinayla, her çeşit azgınlıklarla bozmak isteyen onlardır.

Alabildiğine müstehcen yayınlar yapanlar onlardır.

On milyonlarca Müslümanın olup bitenlerin içyüzünden haberi yok.

Şu Kripto gazetelerine ve TV’lerine bakınız: Bir yanda şehit haberleri, onun yanında vur patlasın çal oynasın fuhşiyyat, müstehcen yayınlar, çıplak karılar.

Onlar İslâma, Kur’ana savaş ilan etmişler, gafil ve şaşkın Müslümanların haberi yok.

Kriptoların yalancı, sahte, düzmece bir gündemi var.

Köleleştirdikleri, zombileştirdikleri yığınlara hürriyet, cumhuriyet, demokrasi, Kemalizm şarkıları okutuyorlar. 12.12.2016