Pazartesi

 

Seksen küsur yaşında ihtiyar bir hanım. Sırtında sıradan bir manto var. Başında bir eşarp, elinde bir hayranının verdiği bir demet çiçek. Halkın yolculuk ettiği bir trene binerken fotoğrafı çekilmiş.

Bu hanım İngiltere kraliçesidir.

Şatolarından birine gitmek için bu yolu seçmiş.

Yanında sadece bir iki koruma memuru veya refakatçi mi ne varmış.

Bir buçuk saat süren yolculuk esnasında kendisine gönderilen yılbaşı tebriklerini okumuş.

“Kraliçem açım!..” diye bağıran olmamış.

Koskoca İngiltere kraliçesi…

Bir de bazı Ortadoğu ülkelerine bakalım: Trafik kapatılır. Korkunç siren sesleri, önde ve arkada birkaç eskort arabası. Bir ambülans, maiyet arabaları ve Ekselansın zırhlı arabası. Bazen iki Ekselans arabası olur. Hedef şaşırtmak için. Ne olur ne olmaz… Bir devlet büyüğü böyle fırtına gibi geçer. Yolu kapanan halk homurdanır.

İngiltere’de elli küsur yıldan beri hükümdar/devlet başkanı değişikliği olmadı. Orada krallık var. Kraliçe devlet işlerine müdahale etmez.

İngiltere’de lâiklik yok. Hükümdar hem devletin, hem de millî Anglikan kilisesinin başıdır.

Birleşik krallığın bir bölümünde, liselerde sabah dersinden önce şapelde (okulun özel kilisesinde) dinî âyin yapma mecburiyeti vardır.

İngiltere’de Müslümanlar din, ibadet, kılık kıyafet, eğitim gibi konularda son derece hür ve serbesttirler. Dindar bir Müslüman hanım peçe taksa karışan olmaz.

İsteyen fes giyer, isteyen sarık sarar.

Londra’da birkaç yıl önce inşaatına başlanan İslâmKültür Merkezi’nin (cami vs)temel atma törenine veliahd Prens Charles sırtında Arap entarisi, başında Müslüman takkesi ile gelmişti. Zevcesi de başını örtmüştü.

İngiltere Kraliçesi Ankara’ya gelse, hava soğuk olduğu için başına bir eşarp örtse, askerî hastanede yatan bir İngilizi ziyaret etmek istese, Majestelerini içeriye almazlar. Başörtüsü yasak!..

Hz.Ömerü’l-Fâruk Efendimiz büyük bir veli idi. Buna rağmen bir adam tutmuştu, her gün huzuruna geliyor ve “Ey Ömer sen de öleceksin!” diye nida ediyordu. Öyle bir zata ölümün hatırlatılması gerekiyorsa, bizim gibi sıradan insanlara mutlaka ve zarurî olarak hatırlatılması gerekir.

Biz zavallı Müslümanlar uyarısız ve nasihatsiz kaldık.

Bize günde bir kere değil, onlarca defa şu gerçekler hatırlatılmalıdır:

Sakın unutma, sen de er veya geç mutlaka öleceksin!

Doğum tarihin belli, ölüm tarihin belli değil ama mutlaka öleceksin!

Dünyada yaptıklarından dolayı yanılmaz ve şaşmaz çok âdil bir Mahkeme-i Kübra’da hesap vereceksin.

Zerre kadar iyilik yaptıysan onun mükâfatını göreceksin.

Zerre kadar kötülük yaptıysan onun hesabını vereceksin.

Haram yediysen fitil fitil burnundan gelecek.

Zulm ettiysen cezasını göreceksin. Allah zulme râzı olmaz, zâlimleri sevmez.

Kul hakkı yediysen, yanında kalmayacak, hesap vereceksin.

Riba yediysen ateşe atılacaksın.

İçki, kumar, fuhuş, zina, bütün azgınlıklar sorulacak.

Ey insan!.. Ölüm gelip çatmadan kötülüklerden tevbe et, pişman ol, Allah’tan bağışlanma iste.

Ölümden sonra pişmanlığın faydası olmaz.

(İkinci yazı) ÖLECEKSİN!..

TOPLUM çok ama çok bozuldu, insanlarımızın büyük bir kısmı gaflet içinde kaldı, azgınlık korkunç ve dehşetli boyutlara ulaştı.

Bunların belli başlı sebepleri:

1. Kötü ve bozuk ideoloji.

2. Kötü ve bozuk sistem veya düzen.

3. Kötü ve bozuk eğitim.

4. Kötü ve sapık büyük medya.

5. Toplumu pençeleri içine alan hedonist hayat tarzı.

6. Âile kurumunun dinamitlenmesi, sarsılması, çökertilmesi.

7.Müslümanların Ümmet birliğinden, üniter heyararşiden, İmam-ı Kebir murakabesinden mahrum kalması, darmadağınık olması.

8. Çoban kılığına girmiş kurtların din istismarı (sömürüsü) yapıp Müslümanları dolandırması, onlara gereken nasihatleri yapmaması.

9.Medâdis-i islâmiyenin kapatılması, toplumu uyaracak ve aydınlatacak icazetli gerçek ulemâ, fukaha ve müftülerin yetişmemesi.

10. Tasavvuf hayatının çökmesi, tarikatların yasak olması, nefs terbiyesi verilmemesi, insanların şehvetlerine tâbi olması.

Üzerindeki kul haklarını dünyada iken öde.

Yaptığın kötülükleri affettirmek için iyilik yap.

Allah merhamet etmeyenleri sevmez. Merhamet etmeyene merhamet edilmez. Merhametli ol merhametli ol merhametli ol.

Sâlih ameller işle… Namaz kıl, oruç tut, zekât ver…

Allah’ın sana verdiği nafakanın bir kısmını muhtaçlarla paylaş.

Kardeşlerinin acılarına ortak ol.

İnsanlara, evcil ve vahşî hayvanlara, kuşlara, balıklara, bitkilere zarar verme sakın. Bu dünya sadece insanlar için değildir, yüz binlerce çeşit canlı türünün de vatanıdır. Onların yaşam haklarını yok etme sakın.

Hainlik, gaddarlık etme.Vefa, sadakat, mürüvvet, fütüvvet sahibi ol.

Azma kudurma, yeryüzünü fesada verme.

Büyüklere hürmet et, küçüklere şefkatle yaklaş.

Nefs-i emmâren senin en büyük düşmanındır, onunla cihad et, onu bağla, dizginle.

Gurur, kibir, azamet taslama, bu yüzden burnunun yere sürtüleceğini iyi bil.

Allah’ın âyetlerini ucuza satma.

Dünya hayatı bir imtihandır, gafil olma, sınavı kazanmak için çalış çabala, çırpın.

Karşıda iki yol var: Ebedî saadete götüren yol, ebedî felâket ve mutsuzluğa götüren yol. Sen birincisini seç.

Sana bir Elçi ve Haberci gönderilmiştir. Sen müjdelenmişsin, korkutulmuşsun, uyarılmışsın. Haberim yoktu deme.

Yarım hurma ile bile olsa kendini Cehennemden korumaya bak.

Kendi ananla, karınla, kızınla zina yapılmasından hoşlanmadığın gibi sen de başkalarınkilerle yapma, onlara şehevî kötü gözle bakma.

Lüksten, israftan, şatafattan kaçın, mütevâzı ve kanaatli ol. Allah müsrifleri ve beyinsizleri sevmez.

İnsanlara, komşularına kurt olma, onların meleği ol.

Sana bunca nimetler ihsan eden Kerim Allah’a karşı nankörlük etme, şükr edenlerden ol.

Yeryüzünde fitne fesat çıkartma, salâh ehli ol.

Kötü olma, kötülük yapma, azma kudurma…

İyi ol, iyilik yap, haddini bil, sâlih bir kul olmaya bak.

Sana çok güzel bir örnek ve model gönderilmiş, ona uy, onu taklid et.

Mütevâzı ol, sabırlı ol, azimli ol. Sakın Allah’tan ümidini kesme. Çünkü kâfirlerden başkası O’ndan ümidini kesmez.

Parayı putlaştırma, sonunda rezil ve zelil olursun. Parayı baş tacı etme, ayak altına al.

Uzun bir yolculuğa çıkacaksın, azık topla azık topla azık topla…

Devamlı olarak kalacağın öteki dünyaya buradan altın gümüş, mal zenginlik, servet götüremezsin ve gönderemezsin. Burada iyilik, hayır, hasenat yaparak şimdiden bir şeyler yollamaya bak.

Uyarılara kulak ver. Sakın gafillerden olma.

Senin için ölüm var, hesap kitap var, ya Cennet ya Cehennem var.

Uyan uyan uyan!.. 22 Aralık 2009