Çarşamba

Soru:

Sistemin idare şekli anonim şirkete mi benziyor?

-Keşke benzese!.. Çeteye, mafyaya benziyor.

S: Yolsuzluğun boyutları ne kadar?

-Çok yaygın ve yoğun.

S: Namuslu, temiz, şeffaf yok mu?

-Olmaz olur mu, elbette var ama onların varlığı kokuşmayı önlemiyor.

S: Din ve dindarlık kokuşmayı, azgınlığı, haram yemeyi önlemez mi?

-Önler ama dindarların gerçek dindar, gerçek Müslüman olması gerekir.

S: Bir Müslüman devamlı olarak, sistemli olarak, mütemâdiyen haram yiyebilir mi?

-Kesinlikle yiyemez. Böyle yapanlar Müslüman görünen, dışı yeşil içi kızıl münafıklardır.

S: Müslüman orta, hattâ asgarî bir gelirle geçinebilir mi?

-Geçinebilir ama bazı şartlara ve kurallara uyması gerekir.

Birincisi: Kanaatkâr olacak. İkincisi: İsraf etmeyecek. Üçüncüsü: Lüksten uzak duracak.

S: Birisi “Şimdiye kadar kâfirler haram yedi, bundan sonra Müslümanlar haram yesin…” derse ne olur?

– Cevap: Haramı helal gösterdiği için

kâfir

olur.

S: Rüşvet almanın ve vermenin hükmü nedir?

-Cevap: Rüşvet domuz eti gibi haramdır. Helaldir diyen kâfir olur. Rüşvet alan fâsıktır, veren de Cehennemliktir.

S:Bozuk düzenlerde bozuk işler yapılabilir mi?

-İslâm’ın savaş olarak kabul ettiği durumların dışında hile ve hud’a yapılamaz. Müslüman her hâl ü kârda doğru ve dürüsttür.

S: “Bozuk düzenlerdeki açık saçık ahlâksız kadınlar cariye hükmündedir. Onlarla zina yapmak caizdir” diyene ne lazım gelir?

– Böyle bir söz küfür sözüdür. Söyleyenin tövbe ettikten sonra imanını ve nikâhını tazelemesi gerekir.

S: Müslümana her şeyin en iyisi layıktır diyerek lükse, israfa, gösterişe, aşırı tüketime kaçanların durumu nedir?

-Bu söz İslâm’a aykırıdır. Dinimiz tevazuu, kanaati, alçak gönüllüğü, iktisatlı (tutumlu) yaşamayı, şatafattan uzak durmayı, paylaşma ahlâkını emr etmektedir.

S: Hiç ihtiyacı olmadığı halde 150 bin euroluk lüks bir araba alıp bununla gururlanan ve kibirlenen kişi nasıl bir Müslümandır?

-Fasıktır, facirdir ve sefihtir (beyinsizdir).

S: Böylelerine gıbta eden, ah ben de bunlar gibi olabilsem diyen kimse?

-O da sefihtir.

S: Doyduktan sonra yiyenlerin durumu nedir?

-İsraf ettikleri için harama kaçmışlar, büyük günah işlemişlerdir.

S: Peki ne yapmaları gerekir?

-Doyacak kadar yemeleri, artan parayı fakirlere tasadduk etmeleri gerekir.

S:Sofra başında çok tıkınan ne yapar?

-Helâda çok ıkınır.

S: Uyumanın hükmü nedir?

-Uyumak mübahtır. Sabah namazı vaktinde uyumak haramdır.

S: Devamlı olarak haram yiyenlerin duaları kabul edilir mi?

-Edilmez.

S: Müslümanlar para, mal, servet sınavını kazandılar mı?

-Dosdoğru olanların dışındakiler maalesef kaybettiler.

(İkinci yazı) Uyarmama İzin Veriniz

Benim aziz kardeşim… Önce selamlarımı sunarım. Bundan sonra bilmiş olunuz ki, nazik canınızın yanmasını ve ateşli azaba çarpılmanızı istemiyorsanız aşağıdaki hususlara çok dikkat ediniz:

Birincisi: İtikadınızı tashih ediniz. Sahih itikadın temeli şudur: Allahı kemal sıfatlarla sıfatlı bilmek ve Onu noksan sıfatlardan tenzih etmek. Yüce Allahın 14 kemal sıfatı vardır. Bunları ezberleyiniz. Bir Müslümanın bunları bilmemesi, öğrenmemiş olması çok büyük bir ayıp ve eksikliktir.

İkincisi: Beş vakit namazı eda ediniz yani dosdoğru kılınız.

Üçüncüsü: Niyetlerini tashih ediniz.

Dördüncüsü: Kendinizi kurtaracak kadar ilmihalinizi öğreniniz.

Beşincisi: Allahın kitabı Kur’ânı düstur, imam, rehber olarak kabul ediniz ve gerçek din âlimlerinin yazdığı muteber kitaplardan Kur’ânın emirlerini, yasaklarını, tavsiyelerini öğrenerek bunları hayatınıza uygulayınız.

Altıncısı: Kur’âna uymayan, Kur’âna ters düşen hiçbir ideolojiyi, sistemi, nizamı hak ve doğru olarak kabul etmeyiniz.

Yedincisi: Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem efendimizi seyyid, kaid, rehber, kılavuz, önder, en büyük başkan olarak kabul ediniz. Ona biat ve itaat ediniz. Onun mânevî şahsiyetinin, ruhaniyetinin bizimle birlikte olduğunu biliniz. Onu çok, en çok, her şeyden çok seviniz. Sünnetine uyunuz. Onun izinden gidiniz, onun ahlâkı ile ahlâklanınız. Ona iman etmeyenlerden, onu sevmeyenlerden razı olmayınız. Ona iman etmeden kurtuluş olmayacağını kesin şekilde biliniz.

Sekizincisi: Kur’ândan, Sünnetten ve icmâ-i ümmetten çıkarılmış dinî hükümlerin tümü olan Şeriatı kabul ediniz, Şeriata yapışınız, Şeriattan kopmayınız.

Dokuzuncusu: Allah ile olan bütün işlerinizde ve muamelelerinizde ihlâslı olunuz.

Onuncusu: Yaratıklarla olan iş ve muamelelerinizde adaletli ve (adalete aykırı düşmemek şartıyla) merhametli olunuz.

On birincisi: İnsanların ve bilhassa mü’minlerin gizli ayıplarını ve günahlarını araştırmayınız. Böyle ayıplara muttali olursanız (bunları öğrenirseniz) açıklamayınız, aksine gizleyiniz.

On ikincisi: İnsanlar sizin lisan ve elinizden güvende olsunlar.

On üçüncüsü: Gıybet etmeyiniz.

On dördüncüsü: Nefsinize uymayınız.

On beşincisi: Haram ve şüpheli kazanç istemeyiniz, bunları yemeyiniz, biriktirmeyiniz. Aksi takdirde cehenneme düşebilirsiniz.

On altıncısı: Ümmet içindeki makamınız, dereceniz ve rütbeniz ne ise onun gerektirdiği şekilde (fiilen, söz ve kalem ile, kalben) emr-i mâruf ve nehy-i münker yapınız.

On yedincisi: Dini, icazetli muttaki âlimlerden, icazetli kamil mürşidlerden, icazetli fakihlerden öğreniniz; bid’atçilerden ve sapıklardan öğrenmeyiniz.

On sekizincisi: İlminiz ve iktidarınız yoksa Kitabullahtan kendi re’y ve hevanızla hüküm çıkartmaya yeltenmeyiniz.

On dokuzuncusu: Gurur ve kibir sahibi olmayınız, yanarsınız.

Yirmincisi: Kin ve intikam tutmayınız. Size kötülük edenlere iyilik ediniz.

Yirmi birincisi: Allahın size verdiği nimetlerin bir kısmını infak ediniz, muhtaçlarla paylaşınız.

Yirmi ikincisi: Allahın velî kulları vardır. Allah onları sever, siz de onları seviniz.

Yirmi üçüncüsü: Sakın ‘ucba düşmeyiniz yani ibadetlerinize, hayır hasenatınıza güvenmeyiniz. Havf ile reca beyninde olunuz.

Yirmi dördüncüsü: Hiçbir Müslümanı hor ve hakir görmeyiniz. Kendinizi mü’minlerin derece itibarıyla en sonuncusu biliniz.

Yirmi beşincisi: Şeyhinizi, üstadınızı, mürşidinizi, hocanızı, hoca efendinizi erbab haline getirmeyiniz, putlaştırmayınız.

Yirmi altıncısı: Dünya kadar aldatıcı, oyalayıcı, gaflete düşürücü, zarar ve ziyana sebep olucu başka bir şey yoktur.O kahpeye kesinlikle güvenmeyiniz.

Yirmi yedincisi: İhtiyaçlarını çoğaltmayınız, kanaat ile yaşayınız. İhtiyaçlarını çoğaltan ıstıraplarını çoğaltmış olur.

Yirmi sekizincisi: Malınızın zekatını öncelikle Müslüman fakir ve miskinlere veriniz. Zekâtınızı sakın Kur’âna, Sünnete, şeriata, fıkha aykırı olarak vermeyiniz. Zekâtınızı uğrulara kaptırmayınız. Zekâttan başka bol bol sadaka veriniz, hayır hasenat yapınız.

Yirmi dokuzuncusu: Hafif meşreb olmayınız, hüzünlü olunuz.

Otuzuncusu: Nifak alametlerini öğreniniz ve bunlardan uzak olmaya çalışınız.

Otuz birincisi: Mürüvvet nedir öğreniniz ve mürüvvetli bir Müslüman olunuz.

Otuz ikincisi: İman, İslâm, Kur’ân, mukaddesat ticareti ve bezirgânlığı yapmayınız.

Yukarıdaki otuz iki maddeyi muteber din ve ahlâk kitaplarından süzüp çıkartmış bulunuyorum. Hüccetülislâm Zeynüddin İmamı Gazalî hazretlerinin İhyau Ulumiddin adlı mübarek kitabında bunları bulabilirsiniz.

Selâm ve hürmetlerimi sunar, dualarınızı beklerim. 27 Mayıs 2010