Hatırlatma
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 26 Şubat 2019
Pazar1. Allahu Teâlâ ile bütün işlerinde ihlâs üzere olmalısın. Namazı yüzde doksan dokuz Allah için kılmış olsan, yüzde bir de insanların senin için “Ne dindar adam, beş vakit namaz kılıyor” demeleri için kılsan, o namaz kabul edilmez. İhlâs katışıksızlık demektir, yüzde yüz olması gerekir.
2. Bütün işlerinde istikamet üzere olman gerekir. İstikamet doğruluk demektir. Allahü Teâlâ Kur’an-ı Kerim’in Hûd sûresinde Peygamber-i zîşana “Festaqim kema umirt” (Sana nasıl emrolunduysa öyle dosdoğru ol) buyurmuştur. Bu âyet geldikten sonra aleyhissalatü vesselam efendimiz “Hûd sûresi beni kocalttı” buyurarak istikamet emrinin büyüklüğünü ve önemini ümmetine bildirmişlerdir. Eğri işler yapan yamuk adamların Müslümanlığından şüphe edilir. Hele din işleri, hiç mi hiç eğrilik, yamukluk, sahtekârlık kabul etmez.
3. Münâfıklık alametlerinden bucak bucak kaçmalısın. Bunların birincisi yalan söylemektir. İkincisi emanete hıyanet etmek, emaneti ehil olana vermemektir. Üçüncüsü vaad ettiği (söz verdiği) zaman sözünü tutmamaktır.
4. Sakın ehl-i dünya olma. Dünya gelip geçici bir yerdir. Peygamber efendimiz, “Bir yolcu sıcak bir günde yolu üzerinde bir ağaç görür, onun gölgesinde biraz dinlenir, soluk alır sonra yoluna devam eder; işte dünya benim için bu ağaç gölgesi gibi bir yerdir” buyurmuşlardır. Dünyanın sebatı, bekası yoktur. Gençlik, ömür, güzellik, zenginlik, sıhhat, mal mülk, çoluk çocuk, para, riyaset, şöhret… bütün bunlar dünya oyuncakları ve oyalanmalarıdır. Müslümanlar bunların hırsını taşımaz, bunlara bel bağlamaz, bunlara güvenmez.
5. İtikad hususunda Ehl-i Sünnet ve Cemaat ulemasının, imamlarının, önderlerinin mezhebinde ol. Onlar Kur’an ve Sünnet üzeredir. Sakın kendi kafana, re’y, heva ve hevesine göre hareket etme, ebedî saadetini kaybedebilirsin.
6. İbadet ve muamelat hükümlerinde mutlaka dört mezhepten birine, bütünüyle tâbi ol. Mezhebsizlik, telfik-i mezâhib bâtıldır. Fıkıh bilgilerini sen kendin doğrudan doğruya Kur’andan ve sünnetten çıkartamazsın; muteber ve güvenilir fıkıh, ilmihal, namaz hocası kitaplarından öğrenmelisin.
7. Hayatını İslâm Şeriatının hükümlerine uydurmaya çalış. Şeriat kurtarır, saâdet verir, yüceltir, ebedî mutluluğa erdirir.
8. Bu dünya asla bir cennet değildir. Dünyanın cennet olduğunu sanmak veya onu kendisi için yalancı bir cennet haline getirmek için çalışmak sapıklıktır, itikadî bir bozukluktur.
9. Dünya bir imtihan yeridir. Burada ne ekersen âhirette onu biçeceksin. Müslümanın başına, imtihan için, bu dünyada çeşitli belâlar, çileler, sıkıntılar gelir, onlara hazır ol, onları sabırla karşıla, sınavı kazan.
10. İslâm insanlara iyi ve güzel ahlâkı, yükseltici faziletleri, insanı insan yapan edebleri öğretir. Edebli, faziletli, iyi ahlâklı, görgülü, terbiyeli, olgun Müslüman olmaya çalış.
11. Din sömürüsü yapmaktan, din yoluyla servet edinmekten, dinî ticarete âlet etmekten ateşten kaçar gibi kaç. Din bezirgânlığı ile kazanılan para kadın satarak veya adam öldürerek kazanılan paradan daha çirkin ve haramdır. Din sömürücüleri insanların en alçaklarıdır.
12. Hanımının, yetişkin kızlarının, velisi olduğun kadınların ve bütün muhadderat-ı islâmiyenin tesettüre girmesi için en güzel ve meşru yollarla çalış.
13. Dinimizde emr-i mâruf ve nehy-i münker diye bir farz vardır. İktidar sahipleri bunu fiilen, ilim sahipleri lisanla, halk tabakası da kalben yapar. Bir İslâm toplumu emr-i mâruf ve nehy-i münkeri terkederse Allah’ın azabı onlar üzerine iner, iflâh olmazlar.
14. Mezhebini, meşrebini, cemaatini, fırkanı, hizbini, kliğini, grubunu asla ve asla İslâm ile özdeşleştirme. Böyle bir özdeşleştirme sapıklık olur.
15. Allah bütün mü’minleri kardeş ilan etmiştir. Bu konuda kesin âyet vardır. Müslümanları, “Bizden olan Müslümanlar, bizden olmayan Müslümanlar” diye şeytanî bir tasnife tutanlar sapıktır. Bütün Müslümanlar bizdendir.
16. Âhir zamanda, belâlar ve fitneler çağında yaşıyoruz. Bol bol sadaka vererek, dua ederek belâları uzaklaştırmaya çalışınız.
17. Hiçbir akıllı ve vicdanlı Müslüman, “Benim şeyhim en büyük, öteki şeyhler en küçük… Benim tarikatım veya hizbim en hak, ötekiler berbat…” gibi eşekçe ve beyinsizce lâflar etmez. İslâm’da üstünlük ilimle, irfanla, takva ile, hayr u hasenat iledir.
18. Müsrifler (israf edenler, savurganlar) şeytanın çocuklarıdır. Allah israfı sevmez. Peygamber “Kanaat tükenmez bir hazinedir” buyurmuştur. Başka bir hadîste “Kanaat eden aziz, etmeyen zelil olur” demişlerdir. İsraftan, aşırı tüketimden, lüksten ve şer’î ölçü ve sınırların dışındaki konfordan uzak durmalısın.
19. Servetleri, makam ve mevkileri, çoluk çocukları, lüks arabaları, riyasetleri, halkın rağbeti ile öğünen, bunlardan dolayı gurur ve kibre kapılan kimseler beyinsiz kişilerdir. Böylelerinden olma.
20. Çok yemekten, çok uyumaktan, çok konuşmaktan, halkla çok ihtilâttan kaçın. Aksi takdirde olgunlaşamaz, mânevî dereceler elde edemezsin.
21. İçkiden, faizden, kumardan, piyangodan, talih oyunlarnıdan uzak dur.
22. Âhir zamandaki bazı şerli kişiler için “Onların dinleri paraları, kıbleleri karılarıdır” buyurulmuştur. Bu şerir ve şaki zümreden olma.
23. Kelime-i Tevhid getirip mü’min olan kişi Allah ile ahd ü misak yapmış, Peygamber’e biat etmiş olur. Bu ahd ü misakı ve biatı unutma, onlara ihanet etme.
24. Beş vakit namaz kılan Müslümanlar her gece Vitir namazında Kunut duası okurlar. Bu dua mü’minin Allah ile olan sözleşmesini her gece yenilemesidir. Bunun bilincinde ol.
25. “Siz ne haldeyseniz öyle idare olunursunuz” hadîsini hatırından çıkartma. Kötü idareden kurtulmak istiyorsan, öncelikle kendini islah et. Bütün şehrin tertemiz olmasını isteyen kişi, önce kendi evinin önünü süpürüp temizlemelidir. “Anlar ki verir lâf ile dünyaya nizamat. Bin türlü teseyyüb bulunur hânelerinde” denilen tâifeden olma.
26. Sen kendi kendini kurtaramazsın. Dünya hayatı denilen şu mâcera âleminde kendine kâmil bir mürşid, âqil bir kılavuz bulmaya çalış.
27. Sahte mürşidlere, müteşeyyihlere (şeyh taslaklarına) sakın bağlanma.
28. İslâm’ın en temel amelî emri beş vakit namaz kılmaktır. Hür ve mukim erkekler farz namazları camilerde cemaatle kılmakla mükelleftir. Şeriatın, fıkhın emri ve hükmü böyledir. Özrü olmadığı halde târik-i cemaat olan, kendi ihtiyarıyla (isteğiyle, seçimiyle) hür Müslüman statüsünden, köle Müslüman statüsüne geçmiş olur.
29. Firasetli ve basiretli ol. Olamıyorsan, böyle olanlara tâbi ol.
30. En büyük düşmanın nefs-i emmârendir. Onunla mücadele et. Nefisle yapılan savaşa Resûl-i Kibriya efendimiz “Büyük cihad” demişlerdir. 16 Ekim 2000