Hayatta En Hakikî Mürşid Dindir
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 21 Aralık 2018
Aziz kardeşim, bil ki: Bütün doğru ve düzgün inançların, fikirlerin, hükümlerin; iyi amellerin, işlerin; güzelliklerin ana kaynağı Allah’ın Kitabı olan Kur’ândır. Kur’ândan sonraki ikinci kaynak, onu açıklayan Sünnettir. Üçüncü kaynak ise icmâ ümmettir.
Yine iyi bil ki:
1. Akıl tek başına kaynak değildir.
2. Aklın Kur’âna, Sünnete, icmâ-i ümmete aykırı düşünceleri ve hükümleri yanlıştır, bâtıldır.
3. Bir konuda akıl ile nakil (yani Kur’ân ve sünnet) uyuşmazlık içindeyse, o konuda akıl hatâlıdır.
4. Ahlâkın ve faziletin kaynağı Kur’ân, Sünnet ve icmâ-i ümmettir. Salt akılla iyi ahlâk ve fazilet elde edilemez.
5. Akıl âlettir, vasıtadır; amaç değildir.
6. Aklı olmayan mükellef değildir ve onun dini yoktur.
7. Hayatta en hakikî mürşid (irşad eden, yol gösteren, kılavuzluk ve rehberlik yapan) pozitif ilimler ve akıl değil, dindir,İslâm’dır.
8. Din dışı ilimlerde İslâm’a, imana, Kur’âna, Sünnete aykırı ne kadar düşünce, görüş, nazariye (teori), tez, iddia varsa hepsi de yanlıştır ve batıldır.
9. Yaratılış inancına aykırı olan Evrim teorisi (Darvinizm) bâtıldır, yanlıştır, sapıklıktır. Zaten o sadece bir teoridir, isbat edilmiş bir gerçek değildir. Darvinizmi isbat edilmiş bir gerçek gibi gösterenler mürekkep cahil ve sahtekârdır.
10. Hiçbir ilmî gerçek ile Kur’ân çatışmaz.
11. Akıl tek başına bir kaynak olsaydı, sırf akılla gerçekler bulunup bilinseydi; bunca akıl sahibi insanlar nice temel konularda birbirine zıt inançlar, iddialar, tezler, teoriler ileri sürmezler, aralarında çatışıp durmazlardı.
12. Akılcılık ile akıllılık bir değildir. Akıllı insan akılcı olmaz.
13. Zekâ ile akıl arasında ince farklar, nüanslar vardır.
14. Kur’âna uymayan zekâ, Şeytana uymaya mahkûmdur.
15. Doğru inançlar ve dinî hükümler sırf akılla değil; Kur’ânı, Sünneti, icmâ-i ümmeti iyi bilen icazetli râsih ulemânın, fukahanın ve mürşidlerin irşadıyla bulunur ve öğrenilir.
16. Muhkematı bırakıp, heva ve re’yleriyle yanlış yorumladıkları müteşabihata tâbi olanlar akıllı ve firasetli Müslüman değildir.
17. Zekâ katsayısı 80 olan bir Müslüman, IQ’su 130 olan bir ateistten bin kere değil milyar kere daha akıllıdır.
18. Gerçek din âlimlerine, gerçek fakihlere, gerçek şeyhlere, gerçek mürşidlere tabi olanlar onların ilim, irfan ve firasetleriyle aydınlanır.
19. Bir şeyhe, mürşide, rabbanî âlime muhtaç olup da, böyle münevver ve muhterem bir kimseye bağlanmayan, tâbi olmayan, biat etmeyen kimsenin şeyhi ve rehberi şeytan olur.
20. Fıkıh ilminin babası olan İmam-ı Azam Ebu Hanife hazretleri, büyük mürşid Cafer-i Sadık hazretlerine iki yıl mürid olmuştu. “O iki yıl olmasaydı Numan (kendisini kasd ediyor) helâk olurdu” buyurmuşlardır.
1. Bediüzzaman Said Nursî imana, İslâma, Kur’âna, Sünnete, şeriata hizmet etmiş bir İslâm büyüğüdür.
2. Bediüzzaman hassaten bir Kürt büyüğü değildir.Onun Kürtçülükle, ırkçılıkla ilgisi yoktur.
3. Şahsen, bir Müslüman olarak Bediüzzaman’ı Abdülkadir Geylanî’yi, İmamı Gazalîyi, İmamı Rabbanîyi, diğer İslâm büyüklerini sevdiğim gibi severim.
4. Bediüzzaman ile M. KemalPaşa din, iman, İslâm, dünya görüşü, metot bakımından kesinlikle bağdaşmaz ve uzlaşmaz. Bu ikisini dost ve uyumlu gösterenler büyük bir yanılgı içindedir.
5. Bediüzzaman bütün ömrü boyunca Kemalizme karşı olmuştur.
6. Bediüzzaman siyaset üstü bir şahsiyettir.
7. Bir tek Bediüzzaman vardır, Risale-i Nurlar da külliyat olarak tektir. Birtakım şahıslar, gruplar, klikler kendi kafalarına ve isteklerine göre hayalî ve yapay Bediüzzaman’lar çıkartmış, Risale-i Nurları da kendi heveslerine ve isteklerine göre yorumlamışlardır.
8. Bediüzzaman bir Ehl-i Sünnet ve Cemaat Müslümanıdır. Onu Ehl-i Sünnete aykırı inanç, görüş ve doktrinlere ve ideolojilere âlet edenler vebal altındadır. Tekrar ediyorum: Bediüzzaman Kürtçü, ırkçı, diyalogçu, M. Kemal sempatizanı değildir.
9. Nurcu, ne Nur talebeleri arasında, ne de Ümmet içinde fitne fesat, menfi ihtilâf çıkartmaz… Nurcu gıybet etmez… Nurcu hem Risale-i Nur camiasının, hem de Ümmet-i Muhammed’in birliği, beraberliği, uyumu için çalışır.
10.Üstad hazretleri yaşarken bir tek Nurculuk vardı. Ölümünden bu yana 50 sene geçti, irili ufaklı belki on, belki yirmi Nur grubu var. Böyle bir bölünme ve parçalanma Risale-i Nur’un ruhuna ve merhum Üstad hazretlerinin öğretilerine ve nasihatlerine uymaz.
11. Bendeniz has bir Nur talebesi ve hizmetkârı değilim. Bediüzzaman’ı ve Risale-i Nurları seven ve destekleyen aciz ve naçiz bir Müslümanım. Hiçbir iddiam yoktur. Bütün Risale-i Nur gruplarının, Üstadın sağlığında olduğu gibi birleşik ve müttehid olmalarını isterim.
12. Müteahhid yayınevlerinin ayrı ayrı Risale-i Nur külliyatı basmalarından ve yaymalarından pek hoşlanmam.
13. Risale-i Nurların ticarete alet edilmesinden hiç hoşlanmam.
14. Risale-i Nurlarda, Üstadın sağlığında yaptığı tashihat, tadilat, son şeklini verme dışında yeni ve keyfî değişiklik, ilave, çıkartma yapılmasını bir Müslüman olarak istemem ve kabul etmem.
15. Nurcu görünen bazı kimselerin para toplamasını hiç uygun bulmam.
Bediüzzaman’ın mirasına, Risale-i Nurlara ihlâsla hizmet edenlere minnet ve teşekkür borcum vardır.
Bediüzzaman hayatı boyunca İmana, İslâma, Kur’âna, Sünnete, Şeriata hizmet etmiştir. Risale-i Nur bu hizmetin vasıtası ve âletidir, gayesi değildir.
Risale-i Nura ihlâsla, Üstadın metodu ile, sırf Allah rızası için, ahlâk-ı Muhammedîye uygun olarak, Üstad gibi Ehl-i Sünnet ve Cemaat dairesi içinde kalarak, ücretini mahlukattan değil Haliq’tan bekleyerek, Kürt ırkçılığı yapmayarak, Tevhid ile Teslisi bir tutmayarak tevazu ve mahviyat içinde hizmet edenlerin hepsi bendenizden çok üstün kimselerdir. Onlar faziletlidir, bendeniz faziletsizim. Dualarına muhtacım. Yaşları küçük de olsa ellerinden öperim. Kendilerine hürmet ve selâmlarımı arz ederim.Kusur ettimse afv buyursunlar, ıslahıma dua etsinler.
ŞEHRİN dış bölgelerinden birinde güzel ve temiz bir lokantada (Ovalı lokantası, E 5 Yolu Havaalanı karşısı. Sefaköy. 0212/424 65 34) Konya yemekleri yedik. Masamıza bakan Samsunlu garsonu anlattılar. Buradan önce başka bir yerde çalışıyormuş. Patronları namaz kılmasına izin vermemiş. O da ayrılmış, daha az ücretle burada çalışmaya başlamış.
Aferin Müslüman böyle olmalı. Yüzüne bir şey söylemedim ama içimden çok tebrik ve tahsin ettim.
Namaz kılabilmek için işini değiştiren, bu yüzden ücretinde azalma olan Müslüman bir tür hicret etmiş olur. Hicret sevabı kazanır inşaallah.
Keşke eski patronları insaflı, toleranslı, geniş düşünceli olsalardı. İyi bir Müslüman abdest almak, namaz kılmak bahanesiyle işini aksatmaz.
Yemek yediğimiz lokantada mescid de vardı. Akşam namazını orada kıldık. Abdest alma lavabosu ayrıydı. Hesabı ben ödemedim, fiyatları makulmüş.Yemekten sonra ikram ettikleri çayın notu 10 üzerinden 7 idi. İnşallah bunu 8’e, 9’a çıkartırlar. Çaydan 10 numara almak çok zor bir iştir.
Dünyada en fazla çay içen millet biziz ama bizim köklü bir çay kültürümüz yok. Japonlar millî çay seremonilerini öğrenmek için icazetli bir üstattan dört yıl boyunca ders alıyor.
Lokantada cam kenarına oturmuştum. Aşağıda otoyoldan seller gibi araba akıyor. Külüstür araba hemen hemen yok gibi. Çoğu lüks otolar. Çoğunda tek kişi var. Millet yekun olarak yüz milyarlarca doları arabaya yatırdı. İhtiyacımızı karşılayacak mütevazı bir otoyu gururumuz, kibrimiz, nefsimiz kabul etmiyor. İlle de pahalı ve şatafatlı olacak. Allah bize akıl ve vicdan versin.
28 Şubattan sonra Ergenekon cuntası Müslüman Anadolu sermayesinin gelişmesini engellemek istemişti. Başaramadılar. Konyalı iş adamları İstanbul’da restoran açıyor ve başarılı oluyor, iyi hizmet veriyor. Ne güzel gelişme. Müslümanlar, islâmî sermaye helâl ticarete, helâl hizmetlere, üretime, ihracata, el sanatlarına ve zanaatlarına (Kütahya çiniciliği, Avanos çömlekçiliği gibi) yönelmelidir.
Helâl yollarla para kazanan, zengin olan tacirlerin ellerinden öpülür.
Helâl para kazanan Müslüman bir tacirle, ihalelere fesat karıştırarak zengin olan sahte İslâmcı bir olur mu? Birincisi zekâtını Şeriata ve fıkha göre veriyorsa aziz olur, ikincisi rezil ve zelil olur.
İçkisiz Ovalı lokantası sahiplerini tebrik ediyorum. Hem lezzetli yemekleri ve tatlıları için, hem de namaz kılmak isteyen müşterileri için mescidleri bulunduğundan dolayı. 16 Nisan 2010 Cuma