Hep Sivas Faciasından Bahs Edip, Başbağlar Katliamından Hiç Bahs Etmemek Zulümdür
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 31 Aralık 2018
Perşembe
Üzücü Sivas hadisesinin yıldönümü… Yine bazı kişiler ve çevreler bu konuda bir yığın yalan söyleyecek, kışkırtmalar yapacaktır. Sünnî olsunlar, Alevî olsunlar sevgili din kardeşlerime ve vatandaşlarıma bazı gerçekleri duyurmak ve hatırlatmak istiyorum;
1.
Sünnî ve Alevî Müslümanları böyle bir iftiradan tenzih ederim.
2. Bu hadise yüzde yüz kasıtlı, planlı bir provokasyondur.
3. Sivas faciasından birkaç gün sonra, Erzincan’ın Başbağlar köyünde,
Katiller bulunmamıştır. Hiçbir suçu olmayan zavallı otuz küsur vatandaşın kanları yerde kalmıştır.
4. Sünnî ve Alevî vatandaşlar kardeştir, vatandaştır. Onların arasını açanlar, bu konuda provokasyonlar yapanlar vatan hainidir.
5. Sivas hadiselerinden önce,
bir yığın kışkırtma yapmış, faciayı dolaylı şekilde hazırlamıştır. Dünyanın birçok medenî ve demokrat ülkesinde yasaklanmış olan
6. Derin devlet hadiseleri, faciayı önlemek için hiçbir tedbir almamıştır.
7. Faciadan sonra Büyük Millet Meclisi tarafından yaptırılan tahkikat raporunda belirtildiği gibi
8. Bazıları Madımak otelinin müze yapılmasını istiyor.
O köyün de bir açık hava müzesi, ulusal bir şehitlik haline getirilmesi gerekmez mi?
9. Madımak otelinde, hadiseler esnasında iki suçsuz ve masum vatandaş vahşi ve gaddar bir şekilde
Bunların kanları yerde kalmıştır.
10. Sivas faciasının tertipli, kasıtlı, planlı olduğuna dair Sivaslı Alevî bir gazeteci meslekdaşımız da çok feryat etmiş, lakin kimseye sesini işittirememiştir.
Hep Sivas faciasından bahs edip, Başbağlar katliamından hiç bahs etmemek insafa, adalete, eşitliğe, vicdana, vatanseverliğe uyar mı? Başbağlar köyünde öldürülenler vatandaş değil midir? CHP lideri Baykal niçin avaz avaz Sivas diyor da, bir kere bile niçin Başbağlar demiyor?
Sarp dağlar arasına sıkışmış, ulaşımı çok zor, kendi halinde fakir bir köydü.
Kimse onlardan bahs etmiyor. Kimse onların haklarını aramıyor. Kimse Başbağlar’ın şehitlerine ağıt yakmıyor. Zalimlere, kışkırtıcılara, derin fitnecilere, kan dökücülere, bu halkı birbirine düşürmek isteyenlere, katillere lânet olsun. Allah’ın gazabına uğrasınlar. Belâlar peşlerinden uzaklaşmasın, tepelerine azab insin…
Şehitlere rahmet olsun. Yüzde yüz masum şehitlerin haklarını aramayanlara yazıklar olsun! Ey adalet!… Neredesin?..
Çok kritik günler yaşıyoruz. Ülkemizde vahim hadiseler oluyor. Ufukta çeşit çeşit felaket bulutları görülüyor. Büyük depremlerin ayak sesleri…
Şimdiye kadar görülmemiş öldürücü böcekler… Susuzluk, kuraklık… Kıtlık ve pahalılık… Halkta toplumsal cinnet alametleri… Bina ve zina patlaması… Adam öldürmelerin acayip şekilde çoğalması… Bereketsizlik…. On milyondan fazla işsiz ve aşsız vatandaş sürünürken domuzlar gibi lüks, israf, aşırı tüketim, sefahat içinde yaşayan vicdansızlar… Ülkenin kanını iliğini sömüren haşarat…
Zulüm zulüm zulüm… Emanetlere hıyanet… Haram yiyiciliğin korkunç bir şekilde yaygınlaşması… Mukaddesata saldırılırken kıllarını kıpırdatmayan umursamaz Müslümanlar. Her şey tepetaklak olmuş…
Müslümanlar!.. Gök tepemize çökebilir, yer ayağımızın altından göçebilir. Belâlardan korunmak isteyenler, güçleri nispetinde sadaka versinler. Kendilerine merhamet edilmesini isteyenler merhametli olsunlar. Hiç geciktirmeden sadaka veriniz. Çok muhtaç, çok perişan, çok zavallı vatandaşları arayıp bulunuz. Sakın, sizin verdiğiniz parayla sigara veya telefon kontörü alacak kişilere yardım etmeyiniz.
Dua ediniz, azgınlıklardan vaz geçiniz…
Abdest namaz… Haramları terk… Gurur ve kibre son… Tövbe istiğfar… Tevazu, kanaat, alçak gönüllülük…
Bizi Allah’tan başkası kurtaramaz. Allah’tan yardım isteyenler, ilahî yardıma mazhar olmak için kendilerine yardım etsinler.
Sadaka vesiledir, namaz vesiledir, cemaat vesiledir… Peygamberin sünneti ne büyük ve güzel vesiledir. 04 Temmuz 2008