Hikmetsiz Siyaset
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 05 Aralık 2018
Yüzde yüz kesin olarak bilmiyorum, yaygın rivayetler var, 27 Mayıs 1960 darbesinden önceki buhranlı günlerde merhum Adnan Menderes’in
dediği söyleniyor. Keşke saplanıp kalmasaydı, erken seçim kararı alınmış, hükûmet istifa etmiş, seçimlerin sonuna kadar geçici bir kabine kurulmuş olsaydı.
Türkiye öteden beri idaresi çok zor bir ülkedir. Son seçimden sonra idaresi mümkün olmayan bir ülkedir desek abartmış mı oluruz?
Ülkemizin, devletimizin, halkımızın ıslah olması ve düzelmesi için gereken ilk şey hikmet=bilgeliktir. Bilgelik olmadan yahut bilgeliğe aykırı olarak yapılacak her şey boştur.
Bilgelik neleri gerektirir:
1. Amaç, dindarlar için öncelikle dine hizmettir. Sonra vatana, halka, devlete. Başka niyet ve amaçların sonu felaket olur, nitekim olmuştur.
2. Siyasete, idareye istikamet=doğruluk dürüstlük hakim olmalıdır.
3. Siyaset ve idare mutlaka âdil olmalıdır.
4. Siyaset adamları ve idareciler kendilerine, şahıslarına, beşerî ihtiraslarına değil ülkeye, millete, devlete hizmet etmelidir.
5. Ahlaka ve hukuka aykırı bütün yolsuzluklara son verilmeli, yapmış olanlar cezalandırılmalıdır.
6. İşler kavga, gürültü, polemik, tartışma ile değil, mutabakat=uzlaşı ile halledilmelidir.
7. (Sıkı durun!) Milletvekillerinin maaşları, yollukları, emeklilikleri, avantaları en az dörtte bir düşürülmelidir.
8. Siyasî faaliyetleri dışında milletvekillerinin dokunulmazlıkları kaldırılmalıdır.
9. Meclise her kesimden bilge, ahlaklı, faziletli, dürüst, yüksek meziyetlere sahip vekillerin girmesi için tedbirler alınmalı, yollar açılmalıdır.
10. Öncelikle siyasiler ve bürokratlar için nereden buldun kanunu çıkartılmalı, şahsî servetleri şeffaf hale getirilmelidir.
11. Millet Meclisi çatısı altında ağır küfürler edenlerin vekillikleri kimsenin gözünün yaşına bakmadan düşürülmelidir.
12. Müslüman siyasetçiler, seçilenler, seçenler İslâm ahlakına sımsıkı bağlı olmalı; dinin kötü gördüğü yalanlardan, iftiralardan, fitne fesattan, entrikadan, şeytanî polemiklerden uzak durmalıdır.
Yukarıda saydığım
hayata geçirilemezse Türkiyenin siyaseti düzelmez, temizlenmez.
Halk arasında yaygın bir kanaat var: Adam, seçilebilmek için büyük paralar harcıyor. Alacağı maaşlar bunları karşılamaz. Niçin bu kadar para harcıyor? Bunları geri almak için ne yapacaktır?
, siyaset daha temiz olmaz mı?
Ahlâklı olmayan, ahlâkla yürütülmeyen siyasî bir sistem kirlenmeye mahkûmdur.
Bilge olmayan ahlâksız dosttan kork; bilge düşmandan o kadar korkma.
ABD’de olduğu gibi siyasette yalan söylemek suç olmalıdır.
Osmanlı devletini ahlâkı bozulan Yeniçeriler sarstı, yıkılmasına sebep oldu.
Büyük çöküş olmadan bir uyanabilsek ve toparlanabilsek. Bir dinsiz, ateist, Kemalist, laikçi ahlâksızlık yaparsa bir ayıptır, aynı ahlâksızlığı Müslüman yaparsa bin ayıptır.
Dünya üzerinde temiz ve iyi işleyen siyasî sistemler vardır. Biz Türkiyeli Müslümanlar bunlardan ibret almalı, ders çıkartmalıyız.
Avrupanın insan haklarına ve adalete en fazla riayet eden en temiz ülkeleri krallık rejimine sahiptir ve onlarda bizdeki gibi laiklik yoktur.
Norveç, İsveç, Danimarka, Hollanda, İngiltere, Lüksemburg Büyük Dükalığı… Bu ülkeler, cumhuriyetlerden daha temizdir, daha şeffaftır. Onlarda hukukun üstünlüğü, din ve fikir hürriyeti daha fazladır.
Lâiklik olmazsa demokrasi ve insan hakları olmaz iddiası içi boş bir slogandan ibarettir.
İngiltere kraliçesi 1952’den bu yana tahtında oturuyor. Orada, bazı cumhuriyetlerde olduğu gibi taht kavgaları yok. Adaletin olmadığı bir yerde hürriyetin içi boş olur.
Hukuk devleti diyorlar, hukukun üstünlüğü diyorlar… Hukuk âdil değilse kıymeti kalmaz, tesiri olmaz, adaleti sağlamaz.
Bir ülkenin hukuku, kanunları onun sosyal ve kültürel yapısına uygun değilse orada adalet ismden ve resmden ibaret kalır..
Türkiye kimliğinin birinci unsuru İslâm’dır. İslâm zinayı büyük suç ve günah sayıyor, bizdeki hukuk ise zinayı suç olmaktan çıkartmış. Böyle bir zıtlık ve çelişki içinde elbette huzur da olmaz, adalet de.
Ne garip bir tecellidir ki, M. Kemal İsmet Menderes Cemal Gürsel 12 Mart 1971 12 Eylül 1980 rejimlerinde zina suç idi. İslâmcılar iktidar oldu ve bu suç kaldırıldı. Olacak iş değil!
Cumhuriyet Türkiye’sinde, İngiltere krallığında olduğu kadar din, inanç, ibadet, inandığı gibi yaşamak hürriyeti yok.
İslâm ile Cumhuriyet barışmadığı takdirde Türkiye kesinlikle düzelmez, düzelemez.
Din ve devlet uyum içinde olmalıdır.
Din kesinlikle siyasete alet edilmemelidir.
Din siyasete ve siyasilere hizmet etmemelidir.
Müslüman siyasetçiler dine hizmet etmelidir.
Din sömürüsü ile dine hizmet bir değildir, özdeş değildir.
İslâm dini hikmet=bilgelik dinidir. Yüksek ahlâk dinidir. Fazilet dinidir. Siyasete giren, siyaset yapan Müslümanlar ahlâklı, faziletli, hikmetli, vasıflı, üstün, güçlü olmazlarsa bu devlet iflah olmaz, ülke düzelmez, halk rahat ve huzur içinde yaşamaz. 21.06.2015