Alçak veya yüksek sesli hizmet teraneleri kulaklarımıza geliyor. Hizmet hizmet hizmet…

Biz hizmet ediyoruz, bize para verin, bizi destekleyin…

Filanca hizmet ediyor, o bir mücahittir, onu alkışlayalım… Hizmet hizmet hizmet…

Şuna veya buna hizmeti bırakalım da İslâm’a hizmet kavramı üzerinde biraz duralım.

İhlasla, can u yürekten İslâm’a hizmet edenleri överim, yüceltirim ama para mukabilinde hizmet edenleri ne severim, ne desteklerim.

Paralı askerlerle İslâm’a hizmet edilmez. Hizmet edilecekse Peygamber Efendimiz (Salat ve selam olsun ona) gibi, onun sünnetine ve ahlâkına uygun şekilde edilmelidir.

Ashab-ı Güzin radiyallahu anhüm ecmain gibi hizmet edilmelidir. Ehl-i Beyt-i Mustafa gibi hizmet edilmelidir. Eimme-i müctehidin, ulema-i ‘amilin, fukaha-i kamilin, meşayih-i kiram, kamil mürşidler, gerçek mücahidler gibi hizmet edilmelidir.

Din baronlarına yapılan hizmet İslâmi hizmet değildir. İslâm’a hizmet, şu değerler için ihlasla ve usulüne uygun şekilde yapılan hizmetlerdir:

Bir: Kur’âna hizmet.

İki: Sünnete hizmet.

Üç: Şeriat-i Garra-i Ahmediyeye hizmet.

Dört: Ümmet-i merhume-i Muhammediyeye hizmet.

Beş: Halife-i Resulullah’a, İmam-ı Kebir’e, Emirü’l-mü’minine yapılan hizmet.

Altı: İslâm ahlâkının ve hikmetinin dünyaya hakim olması için yapılan hizmet.

Yedi: Zamanın gavsının, kutublarının, süleha ve nücebanın, evliyaullahın, mazanna-i kiramın izinde ve emrinde yapılan hizmetler.

Sekiz: İslâm maarifine, kültürüne, sanatına yapılan hizmet.

Dokuz: Ehl-i sünnet ve cemaate hizmet.

Bid’atçiler bazen küçük bir hizmet edebilirler ama karşılığında bin hezimete ve yıkıma sebep olurlar.

Dinde reform, dinde değişim, dinde yenilik, BOP, Fazlurrahmancılık, mezhebsizlik

ile hizmet olmaz.

İhlassız hizmet olmaz. Nifak ve riya ile hizmet olmaz. Allah için kurban, küp için kavurma zihniyetiyle hizmet olmaz. Kötü düzen ve sistemin haram kemiklerini yalayarak, necis nimetlerini yiyerek hizmet olmaz.

Riba yiyerek hizmet olmaz. Azılı İslâm düşmanı Siyonist ve Haçlılarla ittifak ve işbirliği yaparak hizmet olmaz. İslâm’ın kabul etmediği bin türlü alavere dalavere, entrika ile hizmet olmaz. Beytülmal-i müslimini hortumlayarak hizmet olmaz.

Hizmette niyetin sahih olması esastır. Hizmetin Kur’âna, Sünnete, hikmete uygun olması şarttır. Benlik şehveti galeyan halinde ve beyimiz hizmet ediyormuş. Sevsinler!

Hizmet perdesi ardında kısa zamanda kara para babası olmuş. O bir mel’un ve merduttur. Hizmet eder görünüyor, nüfuz ticareti yapıyor. O bir alçak ve sefildir.

Efendiler!.. Hizmet edecekseniz

Abdülkadir Geylani

gibi hizmet edin. Hanımlar! Hizmet edecekseniz

Rabiatü’l-Adeviyye

gibi hizmet edin. Ya Müslüman gibi hizmet edin, yahut şu

hizmet soytarılığını

bırakın.

(İkinci yazı) Ehl-i Sünnet’e İftira

Azeri Türkçesiyle yayın yapan

Şia mezhebine bağlı /az.313news.net/ internet sitesinin /ehli-sünnetin inançları/

kısmında

Ehl-i Sünnet ve Cemaat Müslümanlarına iftira edilmektedir.

Orada tenkit ve teşhir edilen inançlar Ehl-i Sünnet inançları değil,

Vehhabi inançlarıdır

ve Vehhabiler (Her ne kadar biz Sünniyiz deseler de) değillerdir.

Ehl-i Sünnetin Allah inancının esasları şunlardır:

1. Allahü Teala ve Tekaddes hazretleri kemal sıfatlarla sıfatlı ve noksan sıfatlardan münezzehtir.

2. Allahü Teala hazretleri zamandan, mekândan, cihetten, cisimden, inmekten çıkmaktan, sağdan soldan, insanlar gibi eli, ayağı, yüzü olmaktan münezzehtir.

3. Ehl-i sünnet

tecsim dalaletinden

uzaktır.

4. Ehl-i sünnet

müteşabih ayet ve hadisleri

lügavi manalarıyla yorumlamaz, bunları zaruret olmadıkça te’vil etmez.

5. Ehl-i sünnet,

mücessime taifesini veya fırkasını

hak kabul etmez.

6. Aşırılığa sapan

İbn Teymiyye

ve onun peşinden gidenler Ehl-i Sünneti temsil etmez.

7.

Muhammed ibn Abdilvehhab

Ehl-i Sünnet dışına çıkmış aşırı bir kimsedir. Sünnî bir alim ve fakih olan kardeşi

Süleyman bin Abdilvehhab

ona karşı bir

reddiye

kaleme almıştır.

8. Ümmü’l-müminin

Hz. Aişe radiyallahu anha

Kur’ân ile temize çıkartılmış büyük bir İslâm hanımıdır.

9. Ashab-ı Kiram radiyallahu anhüm ecmain hazeratı (şahsi kusur ve günahları, ictihad hataları olsa bile) din konusunda adildir.

10. Ehl-i Beyt-i Mustafa’yı sevmek, onlara taraftar olmak farzdır.

11.

Ehl-i Beyt imamları masum değildir.

Sadece Peygamberler (Rüsul ve enbiya) masumdur. Onlardan da zelle sadır olabilir.

Şii kardeşlerimizden adil ve insaflı olmalarını dileriz.

Vehhabi inançlarını ve görüşlerini
Ehl-i Sünnet olarak göstermek adalete ve insafa sığmaz.

Ehl-i Sünnet ulema ve fukahası

Vehhabiler aleyhinde, onların yanlış inançlarını çürüten binlerce kitap ve risale yazmıştır.

Yine İbn Teymiyye ve takipçilerine karşı da hayli reddiye yazılmıştır.

Sünni ulema ve Şii ulema birbirlerine karşı ilmi tenkit, cerh, red kitapları yazabilir ama

bu konuları avamileştirip ayağa düşürmek

, ucuz mezheb propagandası ve demagoji yapmak doğru olmaz. Çünkü böyle bir şey mü’minler arasında tefrikaya, fitne ve fesada sebebiyet verir. Şii Şiiliğini bilsin, Sünnî Sünnîliğini… Lakin fitne, fesat, nifak ve şikak çıkmasın.

Şiilik mi haktır, Sünnilik mi haktır, bu mesele elbette Ruz-i Mahşer’de Mahkeme-i Kübra’da açığa çıkacaktır. Allah cümlemizi ilahi rızasına ve Resulünün sünnetine uygun doğru yolda toplasın. Bu duaya kim amin demez?.. 1 Nisan 2011