Cuma

 

Hrant Dink’in cenazesinde

“Türkiye Devleti”

düşmanlığı yapılmıştır. Böyle bir şey hoşgörü ile karşılanamaz. Rejime, düzene, sisteme muhalif olunabilir ama devlet yıkıcılığı büyük hıyanettir.

Bir şehirden veya bir vilayetten bir katil çıktı diye, bütün şehir ve vilayet suçlanamaz, suçlu olarak gösterilemez.

Böyle bir zihniyet medeniyete, ceza hukukuna, ahlâka, bilgeliğe, sağduyuya aykırıdır.

Hrant’ın cenazesinde

tertip

vardır. Olup bitenler önceden planlanmıştır. Sahnelenen kışkırtmaların kendi kendine âniden oluştuğunu iddia etmek mümkün değildir.

“Biz hepimiz Ermeniyiz…”

diye haykıranlar, Türkiye ile Ermenistan arasında çözümü çok zor anlaşmazlıklar olduğunu bilmiyorlar mı? İsmi Türkiye olan bir ülkede böyle feryatların yükselmesi son derece dikkat çekicidir. Türkler ve Müslümanlardan cinayete kurban gidenler, şehid olanlar hakkında böyle heyecanlı çıkışlar ve törenler yapmayanlar acaba Hrant Dink vak’asında niçin bu kadar coşkulu olmuşlardır?

Orhan Pamuk bir İsviçre gazetesine verdiği demeçte,

“Türkler bir milyon Ermeni, 30 bin Kürt öldürdü…”

dedi. Ardından Nobel aldı. Bir başka romancı PKK silâhlıları için

“Onlar terörist değil, gerilladır…”

dedi. Bütün bu olup bitenler hep tesadüf müdür acaba?

Fransa’nın tanınmış fikir ve siyaset adamlarından

Jacques Attali
“Dictionnaire du XXIe Siécle”

adlı kitabında (S. 326-7),

21’inci yüzyılda Türkiye’nin üçe bölünme ihtimali

bulunduğunu yazıyor. Acaba, son hadiseler bu bölünme (veya bölme) işinin bir parçası mıdır? Türkiye durup dururken bölünmeyeceğine göre, bu işi gerçekleştirmek için bir şeyler yapılması gerekir.

* Türklerle Kürtler çatıştırılacak…

* Sünnîlerle Alevîler çarpıştırılacak…

* Dindarlarla sekülerler karşı karşıya getirilecek…

* İrtica kara bulutları gezdirilecek…

* Böylece Türkiye’nin temelleri dinamitlenip millî yapı sarsılacak.

Bütün bunları kimler yapıyor? İsrail… ABD… Bazı Avrupa ülkeleri… Agresif ve militan Evangelistler… İçte de bu maksatla çalışanlar var:

  • Kripto Yahudiler…
  • Öteki kriptolar…

    Türkiye üçe ayrılınca Batı bölgesine Sabataycılar hâkim olacak ve

    “Küçük Türkiye”

    kısa zamanda ABüyesi yapılacak.

  • Ermeniler Anadolu’ya tekrar dönecekler.
  • Pontus bölgesine Rumlar.
  • İsrail himayesinde ve Kürt Yahudileri idaresinde sözde bağımsız bir Kürdistan…

    İslâmcılara ve Türkçülere kin kusan birileri ne kadar kolay bir şekilde “Biz hepimiz Ermeniyiz…” diye coşup bağırdılar. Ermenistan daha çok yakın bir mazide Azerbaycan’a saldırdı ve ülkenin yüzde 16’sını işgal edip 800 bin Türkü ve Müslümanı kovdu.

    Hrant Dink’in öldürülmesi elbette çok kötü bir olaydır. Bunu hiç bir medenî insan hoşgöremez. Lakin bu cinayete tepki olarak

    “Biz hepimiz Ermeniyiz”

    demek,

    başta Trabzon olmak üzere Müslüman Anadoluyu tahkir etmek ve hedef göstermek gibi dengesizlikler

    de asla kabul edilemez.

    Türkiye Ermeni cemaati vatandaşlarımızdır, çoğunluktaki Müslümanların koruması altındadır. Onlara bir fiske vurulmasını, birinin burnunun kanamasını bile istemeyiz.

    Lakin… Lakin…Lakin… “Biz hepimiz Ermeniyiz…” gibi sloganları da asla kabul etmeyiz. Bu adamlar yarın bir Rum gazetecinin başına bir iş gelse

    “Biz hepimiz Rumuz!.

    .” diye mi bağıracaklar?

    Kasıtsız ahlâksızlıklar, salaklıklar, beyinsizlikler affedilebilir ama kasıtlı hıyanetler affedilemez. Son bir buçuk asırlık tarihimizde bir kısım Ermeniler büyük hatâlar yapmışlardır. Sayayım:

    (1) Emperyalist ajanı agresif misyonerlerin oyunlarına gelmişlerdir.

    (2) Vatandaşı oldukları Türkiye devletini destekleyeceklerine ona isyan etmişler, onu yıkmaya ve parçalamaya çalışmışlardır.

    (3) İçlerinden bir kısmı kendi millî ve meşru kiliselerini bırakmış, kimi Katolik, kimi Protestan olmuştur.

    (Hrant Dink Protestan Ermeni idi.)

    (4) Varlıkları ile kumar oynamışlar ve kumarı kaybetmişlerdir.

    (5) Doğu Anadolu’ya giren düşman ordusunu kurtarıcı gibi karşılamışlardır.

    Ermenilerin selâmeti, varlığı Türkiye’ye sâdık kalmak, Türkiye Müslümanları ile dost olmak ve iyi geçinmekti. İçlerinden çıkan beyinsizler böyle yapmamışlar, birtakım hayaller uğrunda Türkiye’ye düşmanlık etmişler ve sonunda kumarı kaybetmişlerdir. Türkiye şartsız olarak Ermenistan’la asla dost olamaz.

    Şartların bazılarını sayıyorum:

    (1) Azerbaycan’dan zorla alıp işgal ettiği

    Aşağı Karabağ

    ve diğer yerler iade edilecek.

    (2) 800 bin Müslüman Azerî vatanlarına dönecek.

    (3)

    Türkiye’nin toprak bütünlüğü

    uluslararası bir andlaşma ile kabul edilecek.

    “Yooo biz Van’ı istiyoruz ve bu isteğimizden asla vaz geçmeyiz” mi diyorlar? O halde biz de Erivan’ı istiyoruz. Vaktiyle bir Türk ve İslâm şehri olan Erivan’ı… Onlar Van’ı ve başka şehirlerimizi isterken doğru ve haklı oluyorlar da biz Türkler Erivan’ı isteyince haksızlık mı etmiş oluyoruz?

    Belki bazıları Ermeni olabilir ama biz hepimiz Ermeni değiliz.

    27 Ocak 2007