Hz. İbrahim
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 12 Ocak 2019
Pazartesi
Kur’an-ı Kerim’den, Hazreti İbrahim Aleyhisselam ile ilgili 6 âyetin meâllerini sıralamak istiyorum. Bunları merhum Hasan Basri Çantay hocanın “Kur’ân-ı Hakîm ve Meâl-i Kerim” adlı eserinden almış bulunuyorum.
(Yahudi ve Hıristiyanlar, Müslümanlara:)
“Yahudi veya Nasranî olun ki doğru yolu bulasınız” dediler. De ki (Habibim): “Hayır,
(biz)
muvahhid (Allah’ı bir tanıyarak ve Müslüman)
olarak İbrahim’in dini
(ndeyiz).
O, Allah’a eş tutanlardan değildi”,
(Bakara, 134)
Yoksa siz,
“Gerçek, İbrahim, İsmail, İshak, Yakub ve oğulları Yahudi, yahut Hıristiyanlar idi” mi diyorsunuz? De ki: -(Bunu) siz mi daha iyi bileceksiniz, yoksa Allah mı? Nezdinde Allah’tan (gelen) bir şahitliği (insanlardan) saklayanlardan daha zalim kimdir ki? Allah, sizin yapmakta olduklarınızdan gafil değil.” (Bakara, 140)
* İbrahim ne bir Yahudi ne de bir Hıristiyandır. Fakat o, Allah’ı ‘bir’ tanıyan dosdoğru bir Müslümandı. Müşriklerden de değildi o, (Âl-i İmran, 67)
– Hakikaten İbrahim (başlı başına) bir ümmetti; Allah’a itaatkardı, (bâtıl dinlerden uzak ve) muvahhid bir Müslümandı» O, (hiçbir zaman) müşriklerden olmamıştır (Nahl, 120)
– Sonra (Habibim) sana, “Muvahhid bir Müslüman olarak İbrahim’in dinine uy. O, (hiçbir zaman) müşriklerden olmadı” diye vahyettik. (Nahl, 123)
– İbrahim’de ve onun maiyetindekilerde (beraberindekilerde) sizin için hakikaten güzel bir örnek vardır. Hani onlar kavimlerine, “Biz, sizden ve Allah’ı bırakıp da tapmakta olduğunuz nesnelerden kat’iyen uzağız. Sizi inkâr ettik. Siz, Allah’a bir olarak iman edinceye kadar bizimle aranızda ebedî düşmanlık ve buğz belirmiştir” demişlerdi… (Mümtehine, 4)
Bu altı âyetten sonra bir de Âl-i Îmran suresinin 85’inci ayetinin mealini okuyalım;
“Kim İslâm’dan başka bir din ararsa ondan (bu din) asla kabul olunmaz ve o, ahirette de en büyük zarara uğrayanlardandır.”
Kur’ân apaçık ve kesin bir şekilde Hazret-i İbrahim Efendimizin ve atamızın:
– Yahudi olmadığını,
– Hıristiyan olmadığını,
– Müşrik olmadığını,
– Tevhide inandığını,
– Mümin ve müslim olduğunu… beyan etmektedir.
Diyalog ve Hoşgörü ideolojisi taraftarları dillerine, kalemlerine bir “İbrahîmi dinler” lafını dolamışlardır. Ne demek istiyorlar.
Yahudilik, Hıristiyanlık, Müslümanlık, kaynağını Hazret-i İbrahim’den alan üç hak dindir mi demek istiyorlar?
Kur’ân böyle bir şeyi kabul etmiyor. İbrahim Aleyhisselâm ne Yahudi, ne Hıristiyandı diyor.
Diyalogcular, Tevhid ile Teslis’i bir mi tutuyorlar?
Kur’ân, Hazret-i İbrahim müşrik değildi diyor. Hazret-i Üzeyir’in ve Hazret-i İsa’nın Allah’ın oğulları olduğunu iddia edenler ile Hazret-i İbrahim’in ne alakası olabilir?
Yine Kur’ân, Allah’ın İslâm’dan başka bir dini kabul etmediğini açıkça bildiriyor.
Doğrusu birtakım Diyalogcular ve Hoşgörücüler herkesi sersem, alemi kör zannediyorlar. Bunca âyat u beyyinat varken, Kur’ân’a aykırı iddialarını nasıl hak ve doğru olarak göstermeye yelteniyorlar?
Bendeniz din alimi değilim, okur-yazar bir Müslümanım. Diyalog ve Hoşgörü ideolojisine saplanmış kimseleri açık oturuma, münazaraya, tartışmaya davet ediyorum. Yanıma iki Sünnî din alimi alayım; onlar da üç kişilik bir heyet oluştursunlar ve bir televizyon programında tartışalım. Ancak usul (metod) hakkında bazı şartlarım olacaktır:
1. Oturumu idare edecek sunucu taraf tutmayacak; âdil, objektif, bîtaraf, insaflı hareket edecektir.
2. Hiçbir şekilde saldırgan ve tahkir edici bir ifade ve üslup kullanılmayacaktır.
Birbirleriyle bağdaşmayan, uyuşmayan, birbirlerine zıt olan fikirler, inançlar, görüşler, akideler nasıl olur da bir araya gelir? Muvahhidlerin (Tevhid ehlinin, Allah’ı bir bilenlerin) atası olan İbrahim Aleyhisselam nasıl olur da, hem Yahudi, hem Hıristiyan, hem Müslüman olur? Şu Diyalogcular mantık da bilmiyorlar.
Hıristiyanlar, Hazret-i İbrahim’e sahip çıkabilirler… Onlar Hazret-i İsa’ya da sahip çıkıyorlar. Ama nasıl çıkıyorlar? “O Allah’tır” diyorlar “Allah’ın oğludur” diyorlar, “Teslisin üç uknumundan biridir” diyorlar. Böyle bir sahip çıkma, Yüce Allah katında makbul olur mu? Hazret-i İsa Efendimizin ruhaniyeti böyle bir şeyden razı mıdır? Onların, Hazret-i İbrahim’e sahip çıkmaları, Hazret-i İsa’ya sahip çıkmaları gibidir.
İbrahîm’i dinler yoktur!.. İbrahîmi din vardır, o da İslâm dinidir.
İslâm dini hangi dindir?
– Hazret-i Adem Safiyullahtan itibaren, usûl kuralları ve hükümleri olarak İslâm vardır,
– Muhammed Aleyhisselatü vesselam ile, uygulamaya ve füruata ait son şeklini bulmuştur. Bundan sonra Kıyamete kadar başka bir din ve Şeriat gelmeyecektir.
Hazret-i İbrahim’in, İbrahîmiliğin temel özellikleri nelerdir?
1. Tevhiddir, şirkten kesinlikle uzak olmaktır.
2. Yüce Allah’ı kemal sıfatlarıyla sıfatlandırmak ve noksan sıfatlardan münezzeh bilmektir.
3. Allah’ın göndermiş olduğu bütün hak Peygamberleri ve hak Kitabları kabul etmektir. (Bunlardan bir Peygamberi ve bir Kitabı inkar edenler, mesela Hazret-i Muhammed’i ve Kur’an-ı Kerim’i yalanlayanlar kesinlikle İbrahîmi olamaz.)
4. Tevhid konusunda İbrahim Aleyhisselam kesin olarak en ufak bir ödün bile vermemiştir. Bu ihlası dolayısıyla da “Halilullah” (Allah’ın dostu) yüce unvanını kazanmıştır.
Birtakım Müslümanlara ne oldu ki, akıllarını Diyalog, Hoşgörü, İbrahîmi dinler, dinde reform, dinde değişiklik, dinde yenilik gibi şeytanî kuruntulara taktılar,
Yahudiler ve Hıristiyanlar:
– Sizin Peygamberiniz, peygamber değildir, yalancıdır,
– Sizin Kur’ân’ınız, Allah’ın Kitabı değildir, uydurmadır,
– Sizin dininiz, hak din değildir… diyorlar ve bizim çokbilmiş Diyalogcular terter tepinerek, ille de Diyalog, ille de Hoşgörü demeye devam ediyorlar.
Ayaklarını denk alsınlar, yanılttıkları kimselerin veballeri onların üzerine olacaktır.
Müslümanların vazifesi, diyalog miyalog değil; tebliğ, dâvet ve irşaddır. 12 Nisan 2005