İç Barışı Dinamitleyenler
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 05 Ocak 2019
Pazartesi
Bu ülkeye, bu halka, bu devlete yapılan en büyük kötülüklerden biri de:
– Türklerle Kürtlerin,
– Sünnîlerle Âlevîlerin,
– Dincilerle çağdaşların,
– Sağcılarla solcuların… aralarına düşmanlık, kin, nifak, fitne, fesat tohumları ekilmesi ve bunların birbirleriyle çekişip tepişmesine yol açılmasıdır.
Türkiye bir çeşitlilikler ülkesidir. Çeşitli unsurların birbirlerine düşmanlık etmeleri, birbirlerine düşman gözüyle bakmaları büyük bir felakettir.
Hangi gruba mensup olursa olsun bu ülkeyi, bu halkı, bu devleti seven herkesin genel bir toplumsal barış, sosyal uzlaşma, dirlik, birlik, sulh içinde birlikte yaşama şuuru için çalışması gerekir.
Sünnîlerle Alevîleri ele alalım: Biz hepimiz Türkiyeli, vatandaş, kardeş değil miyiz? Aramızda ayrılıklar, farklılıklar, ihtilaflar, başkalıklar olabilir; bunları mı esas almalıyız, yoksa bizi bir arada tutan müşterek değerlerimizi mi?
Dış düşmanlarımız ve onların içimizdeki yardakçı ve işbirlikçileri Sünnîlerle Alevîlerin kardeş değil, düşman olmalarını istiyor.
Türkiye halkının büyük kısmı Müslümandır. Müslümanlıkta ırkçılık, menfi kavmiyetçilik yoktur. Ben Müslüman bir Türk olarak, takvalı ve salih bir Kürdü, dinsiz ve bozuk bir Türke tercih ederim. Çünkü İslâm böyle emr ediyor. Salih bir Kürt de Salih bir Türkü gayr-i salih bir Kürde tercih eder.
Birtakım Yahudiler, Ermeniler yıllardan beri Türklerle Kürtlerin aralarına fitne ve fesat ekiyorlar.
Fesatçılar Sünnîlerle Alevîleri karşı karşıya getiriyor.
İş o hale geldi ki, hem Alevî olduklarını, hem de Müslüman olmadıklarını iddia edenler bile ortaya çıktı. Gazetelere, televizyonlara beyanat veriyorlar, basın toplantısı tertipliyorlar ve “Biz Aleviyiz ama Müslüman değiliz” diye bağırıyorlar. Bu ne korkunç bir mantıksızlıktır.
Alevî asıllı olmayan biri kalktı ve kocaman bir kitap yazdı: “Alisiz Alevilik…” Allah Allah! Olacak iş midir bu?
Avrupalılar ülkemizdeki Alevileri bir azınlık haline getirmek istiyorlar. Bu maksatla on milyarlarca Euroluk bir tahsisat (ödenek) ayırmışlar deniliyor.
Moiz Kohen Tekin Alp Türkçülüğünün Türklere faydası mı oldu, zararı mı, manzara ortada.
Siyonistlerin ve Ermenilerin fitillediği Kürtçülük hareketinin Kürtlere hiçbir yararı olmadığını, aksine çok büyük, çok dehşetli zararları olduğunu ve olacağını söylüyorum.
Yarın ABD emperyalizmi yıkılacak, İsrail ortadan kalkacak. O zaman onlara dayanan Kürtçüler ne yapacaklar? Kaç ateş arasında kalacaklar.
– Türkiye onlara düşman olacak,
– İran onlara düşman olacak,
– Arap dünyası onlara düşman olacak,
– Siyonistlerle ve ABD ile işbirliği yaptıkları için İslâm dünyası onlara düşman olacaktır.
Türkiye’nin genelinde Türk ile Kürt içiçe yaşamaktadır. İstanbul ülkemizin en büyük Kürt şehri haline gelmiştir. İzmir öyle, Adana, Mersin, Tarsus öyle… Türklerle Kürtlerin birbirlerinden ayrılmaları mümkün değildir.
Diyelim, Avrupalıların, Siyonistlerin, Amerikalıların, Ermenilerin istediği oldu ve bağımsız veya özerk bir Kürdistan kuruldu. Peki, bunun dışındaki Kürtler ne olacaktır?
Diyarbakırlı kardeşlerim İstanbul’a pasaportla mı gelecektir? Ben oraya pasaportla mı gideceğim?
PKK terör hareketi tamamen planlı, programlı, maksatlı bir fesat hareketidir.
(1) 1984’te Ermeni ASALAhareketi durdurulmuş, onun yerine sözde Kürt PKK hareketi başlatılmıştır.
(2) İsrail 50 küsur yıldan beri Kürt meselesini kurcalamakta ve planlamaktadır.
(3) Bir kısım Ermeniler Türkiye’yi parçalamak, toprak almak, bu topraklara Ermeni nüfusu getirmek için Kürt terörist hareketini taşeron olarak kullanmaktadır.
Yakın tarihimizde Kürtler ezilmiş, zulme uğramış… Bunu kimse inkâr edemez. Ancak, ezilenler sadece Kürtler değildir.Türkler de ezilmiştir. Çerkezler de, başka kavimler ve unsurlar da.. Asıl ezilenlerTürk olsun,Kürt olsun Müslümanlardır.
Tekrar Sünnilere ve Alevilere dönelim:
Tarihte çok acı hadiseler cereyan etmiştir. Bunları inkâr etmiyorum ama aradan şu kadar asır geçtikten sonra bunları esas kabul etmek bize hiçbir şey kazandırmaz.
1930’lu yıllarda İspanya’da bir iç savaş yaşandı ve ülke de, halk da perişan oldu.
Sünnîler Sünnî kalsın, Alevîler de Alevî kalsın. Lakin iki farklı cemaat barış içinde, uzlaşma ve anlaşma içinde bulunsun, birbirlerine asla düşmanlık etmesin.
Türkiye ülke olarak, devlet olarak, halk olarak iç barışa, millî ve sosyal mutabakata muhtaçtır.
Türkle Kürdün kardeş olması,
Sünnî ile Alevînin kardeş olması,
Dindar ile çağdaşın barışık olması… gerekmektedir.
Birtakım DERİN ve GİZLİ güçler bunların barışık değil, düşman olmalarını istiyormuş. Bu istek varlığımızı tehlikeye düşürmektedir.
Beş vakit namaz kılan, Ramazanda oruç tutan, hacca giden Alevî vatandaşlarımız vardır.
“Aleviler Müslüman değildir, Alisiz bir Alevilik çıkartılmalıdır” diyenlerin maksadı nedir?
Bu memleketi içten yıkmak isteyenler, doğudaki ve güneydoğudaki PKK terörünü gizlice, sinsice desteklemektedir.
Terörün tozdumanı içinde korkunç çapta uyuşturucu kaçakçılığı yapılmıştır. Uyuşturucu helikopterlerle taşınmıştır.
Onbeş sene önce onbeş parası olmayan birtakım sefiller bugün uyuşturucu kaçakçılığından edindikleri yüz milyonlarca dolarlık servetlerle karun gibi hayat sürüyorlar.
Sadece uyuşturucu değil, terörün tozdumanı içinde silah ve cephane kaçakçılığı da yapılmıştır.
Uyuşturucu ve silah kaçakçılığından yekun olarak on milyarlarca dolar kazanmışlardır. Kimler? Yazamam. Uğur Mumcu gibi havaya uçmak istemiyorum.
Son söz:
Bu memleketi, bu devleti, bu halkı perişan etmek için Türkle Kürdü, Sünnî ile Alevîyi, dindar ile çağdaşı birbirine düşman etmek isteyenler en büyük düşmanlarımızdır. Lânet olsun onlara! 29 Ağustos 2006