İçimizdeki Gizli Yahudiler ve Haçlılar
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 02 Aralık 2018
Koyu genel yoğun cahilliği ve gafleti gördükçe, Allah’tan hiç ümit kesmemek şartıyla, çoğunluktan ümit kesesim geliyor. Belki de kestim bile…
Tek kimlikli Yahudi ve Ermeni, diğer Müslüman olmayan vatandaşlarımıza hiçbir şey demiyorum ama milyonlarca Kripto içimize sızmış ve bizi sımsıkı bağlamış.
Sadece Türkiye’de değil, bütün İslam dünyasında gizli Yahudiler kasırgalar estiriyor.
Kriptolar, gerçekten İslam dünyasının büyük problemidir.
Şu gazetecilere, yazarlara, okumuşlara, elitlere, güçlü ve etkili insanlara bakınız. İsimleri Müslüman, öldüklerinde tabutları camiye getirilecek, İslam kabristanına gömülecek ama İslam’a ve Müslümanlara korkunç bir kin ve düşmanlık besliyorlar. Çünkü iki kimliklidirler.
Yirminci asrın ilk çeyreğinde doğu Akdeniz’de bir Yahudi Cumhuriyeti kurmuşlar ve çoğunluktaki Müslüman halka çok ağır zulümler yapmışlardı.
Yüzeysel de olsa bir İslam’a dönüş var, memlekette yarım yamalak da olsa din ve inanç hürriyeti rüzgarları esmeye başladı ve onlar bunu hazmedemiyor.
Mısır’daki Kriptolar gibi, siyasal İslamcı hükümeti devirip eski kanlı diktatörlük devrine dönmek istiyorlar.
Bendeniz de muhalifim ama onlar alabildiğine yıkıcı ve olumsuz muhalefet yapıyor.
Kırsal kesim, taşra, şifahî kültürlü Müslüman çoğunluğu planlı ve programlı şekilde bölmüşler, din konusunda cahil bırakmışlar, bu yüzden kendileri ile baş edilemiyor.
On milyonlarca Türkiye Müslümanı içinde, iki kimlikli Pakraduniler hakkında birkaç sayfalık derli toplu sağlam bilgisi olan kaç kişi çıkar?
İslamî hareketin, siyasal İslam’ın içine sızmış Kriptolar var mıdır? Bunu bilen varsa bizi aydınlatsın.
Mısır bu hale nasıl geldi?
Şu siyasal İslam denilen hareketin içyüzü nedir? Bunun planlarını, projelerini kimler yapmıştır? Müslümanların işi midir, yoksa Kriptoların ve emperyalistlerin işi mi?
İslam dünyasını bırakalım, Türkiye’ye bakalım. On milyonlarca Müslüman niçin birleşemiyor, tek bir Ümmet haline gelemiyor, teşkilatlanamıyor, güç birliği yapamıyor, planlı ve programlı bir şekilde çalışamıyor?
İslamî kesimde ne kadar çok arivist var… Bunlar samimî ve ihlaslı Müslümanlar olamayacağına göre, kökenleri nerelere dayanıyor?
İslam’ın ilk asrında bir tek iki kimlikli İbn Sebe’ zuhur etmişti, günümüzde ne kadar çok İbn Sebe’ faaliyet gösteriyor.
Tek kimlikli Musevî vatandaşlarımıza elbette bir şey demeyeceğiz, vatandaşlık haklarına riayet edeceğiz ama en az bir milyon oldukları tahmin edilen ötekiler ne olacak?
Dıştan Müslüman görünen, islamî faaliyet ve hareketlerin içine sızan Kriptoların dinde reform, yenilik ve değişim, light ve ılımlı İslam, dinin içini boşaltmak faaliyetlerine karşı susacak mıyız?
Müslümanları bin parçaya ayıran, Ümmet birliğini berhava edenler Müslüman mıdır, yoksa Kripto mudur, yahut Kriptoların yardakçısı hain ve gafiller midir?
Kripto Yahudilere paralel bir de Kripto Haçlılarımız var. Kürt hareketinin içinde bunlardan ne kadar eleman vardır? Terör Kürt milliyetçilerinin eseri midir, Kripto Ermenilerin ve Yahudilerin işi midir?
İki milyon, belki daha fazla Kripto… Atsan atamazsın, satsan satamazsın… Bunun âdil ve insaflı bir çaresi çözümü var mıdır?..
Müslüman çoğunluğun hali ne olacak?
Bu Kriptolar Türkiye’yi parçalayacaklar mı?
Dağdaki silahlı terörist Kriptolar tesirsiz hale getirilse bile şehirdekileri ne yapacağız?
Ellerinde büyük ve tesirli gazeteler, büyük tv’ler olduğu müddetçe onlarla başa çıkılabilir mi?
Onlar ev sahibini bastıran yavuz hırsızlardır.
Müezzin Efendi hazretlerine: Selam ve hürmetlerimi sunduktan sonra… Zat-ı âlinizin sesi müsaittir, yeterli musiki kültürünüz de vardır. Zaman zaman kulak veriyorum, hicazdan, rasttan, nihaventten güzel ezanlar okuyorsunuz ama şu baş belası mâdenî sesli hoparlörler yüzünden kendi ezanınızı kendiniz mahv ediyorsunuz.
Akustik=ses bilim diye bir ilim ve teknik dalı vardır. Güzel ezan okuyan biri hoparlörleri 110 küsur desibel şiddetinde açarsa, ezanı mahv ve perişan eder. Galiba zat-ı âlinizin bundan haberi yok.
Evet çok güzel ezan okuyorsunuz ama bendeniz siz okurken pencereleri kapatmak zorunda kalıyorum. Ezandan dolayı değil tabiî, hoparlörler yüzünden…
Bir Müslüman güzel okunan ezandan rahatsız olmaz, lakin sonuna kadar açılan hoparlörden rahatsız olur.
Pek ümidim yok ama yine de istirham edeceğim:
Lütfen hoparlörleri 80 desibelden fazla açarak kendi okuduğunuz ezanı kendiniz katl etmeyiniz.
Biliniz ki, ses kirliliği 65 desibelden sonra başlar.
Ezan kutsaldır ama hoparlör kutsal değildir.
Lütfen ezanlara eza etmeyelim…
Bed sesliler ezan okurlarsa lüfen hiç hoparlör kullanmadan çabucak okusunlar.
Hoparlör bed sesi on misli bedleştirir.
(İlâve: Sabahleyin camideki 8 kişilik cemaat imamlık yaparken, önündeki sâbit mikrofon yetişmiyormuş gibi, yakasına bir de kablolu seyyar mikrofon mandallayan zata: Namaz kutsal bir ibadettir. Onu gülünç düşürmeye hakkımız yoktur.) 20.08.2015