Perşembe

İlk Müslümanlar on yıl, yirmi beş yıl gibi küçük zaman dilimleri içinde büyük zaferler kazanmışlar, büyük fütuhata nail olmuşlar, büyük destanlar yazmışlar, tarihe altın sayfalar eklemişlerdi. İran’daki Sasanî imparatorluğunu yıkan Müslümanlar ilim, fen, askerlik, strateji, teşkilât bakımından üstün oldukları için mi başarılı oldular? Hayır, onlar medeniyet bakımından hasımlarından ve karşıtlarından üstün değildi. Onların tek üstünlüğü İslâm’dan, imanlarından, Allah’ın dinine, Hazret-i Peygamber’in dâvâsına hizmet etmekten aldıkları güçtü. İslâm dinine göre başarı, zafer, üstünlük Allah’tandır. İlk Müslümanlar, ilahî yardım ve başarıya liyakat ve ehliyet kesbettikleri için aziz ve üstün olmuşlardır.

İslâm’ın doğuşundan altı yüz küsur yıl sonra Anadolu’da, iki beldeye, Söğüt ile Domaniç’e sahip Müslüman bir aşiret akıl almaz bir şekilde büyümüş, gelişmiş, tarihte kendisine benzer olarak ancak Roma cihan-devletinin gösterilebileceği muazzam ve harika bir devlet-i ebed-müddet kurmuştu. Onlar bu fütuhata ilimde, fende, askerlikte, stratejide üstün oldukları için mi nail olmuşlardı? Hayır. Onların üstünlüğü iman güçlerinde, ihlaslarında, istikametlerinde, cihad ruhlarındaydı.

Kur’ân-ı Kerîm’de “Nice küçük topluluklar vardır ki, Allah’ın izniyle büyük topluluklara galip gelmiştir” mealinde bir âyet bulunmaktadır.

Bir ilk Müslümanlara, bir ilk Osmanlılara bakınız, bir de bugünkü İslâm dünyasına, Arap âlemine, Türklük camiasına bakınız.

İsrail nüfusça, yüzölçümü itibariyle küçük bir devlettir. Arap âlemi ise çok büyüktür. Fas’tan Umman Krallığı’na kadar uzanan geniş bir coğrafyada kalabalık bir Arap nüfusu var. Bir yığın Arap devleti; onların orduları, kara, hava, deniz kuvvetleri, uçakları, harp gemileri, denizaltıları… Bunlar İsrail karşısında bir işe yaramıyor. Niçin? Çünkü bugünkü Araplarda ilk Müslümanlardaki iman kuvveti, aşk, şevk, heyecan, cihad ruhu yok.

Türklük dünyası, Arap dünyasından çok daha perişan vaziyettedir. Çin işgalinde bulunan Doğu Türkistan’daki kardeşlerimizin büyük kısmı Uygur Türküdür. Orada az miktarda Kazak Türkü de var. Çinliler iki boyun arasını açmışlar; Kazaklara makam, mevki, imkan vermişler, Uygurları onlara ezdiriyor.

Türkiye ile Özbekistan’ın araları, Yıldırım Bayezid ile Timur zamanındakinden daha açıktır Özbekistan’da Müslümanlara zulm ediliyor. Türk dünyası Sovyet ve Rus emperyalizminden kurtuldu ama kendi içindeki birtakım bozuk adamların ve zümrelerin esiri oldu.

İslâm dünyası hastadır. İliklerine kadar hastadır.

Son elli yıl içinde İslâm ülkelerinden trilyonlarca dolarlık petrol çıkartıldı. Bu gelir Allah’ın Kitabına, Resûlün Sünnetine, akla, hikmete uygun bir şekilde Müslüman ülkelerin kalkınması, Müslüman halkların yetiştirilmesi, ilâ-i kelimetullah yapılması, insanlığın irşadı için harcanmış olsaydı hem İslâm âlemi hem de insanlık şimdiye kadar defalarca kurtulmuş, selâmete çıkmış olurdu.

Müslümanım demekle, abdest alıp namaz kılmakla iş bitmiyor. Müslümanların kaliteleri, dereceleri, rütbeleri vardır.

– Sâlih, kâmil Müslümanlar vardır.

– Orta Müslümanlar vardır.

– Bir işe yaramaz moloz, vasıfsız, kötü Müslümanlar vardır.

Kötü Müslümanlar da din kardeşimizdir ama onlar bir işe yaramaz. Aksine bir sürü işi ve hizmeti berbat ederler. Müslümanlık sadece kuru bilgiden, nazariyeden ibaret değildir. Müslümanlık bir aksiyondur. Yaşanarak, tecrübe edilerek hayata uygulanabilir.

Dünyada hiçbir din Müslümanlık kadar akla önem ve değer vermez. İslâm akılcılığı (rasyonalizmi), pozitivizmi reddeder ama akıllı olmayı tavsiye eder. Müslüman dünyası, nice yüzyıllardan beri akılca zayıflamış, gerilemiştir.

İyi Müslüman olmak için sadece akıl da yetmiyor. Aklın yanında ahlâk, fazilet, yüksek karakter de gerekiyor. Aklı var, ilmi, irfanı, tahsili var; fakat o derecede ahlâkı, karakteri, fazileti yok. O adam bir canavardır. Akıl var, ahlâk da var… O ikisi de yetmez. Onların yanında, sacayağın üçüncü ayağı olarak güzellik, estetik, sanat da olacaktır.

Bugünkü İslâm dünyası,

– Hem akıl, ilim, fen, irfan, kültür,

– Hem de ahlâk, karakter, fazilet,

– Bunlar yetişmiyormuş gibi bir de sanat, estetik, güzellik konusunda İslâm’dan, ilk örnek Müslümanlardan çok uzak kalmıştır.

Şu zengin Müslüman petrol ülkelerine bakınız. Nemrud ve Firavun saraylarını andıran muazzam, şaşaalı, müzeyyen, debdebeli, şatafatlı meskenler… Lüks, pahalı, gösterişli binitler… Kitabullaha, Sünnet-i Resûlullaha, Şeriata aykırı yemeler, içmeler, giyim kuşamlar… Fuhşiyata, nefsanî arzu ve ihtiraslara, gösterişe, ten zevklerine harcanan yekûn olarak milyarlarca dolar. Gurur, kibir, nifak, şikak, fitne, fesat, fısk, fücur, günah, isyan, tuğyan… Gelişmiş mideler, işkembeler, sindirim sistemleri… Seks ve şehvet için harcanan efsanevî meblâğlar… Bir sürü beyinsizlik, sefihlik, hıyanet, ihanet…

Beride kurtuluş ve selâmet için yapılmış, fakat Kitab’a, Sünnet’e, ilk Müslümanların metodlarına uymayan, bid’ate dayalı ucuz kurtuluş reçeteleri… Coca Colalar, Mercedesler, soğutma cihazları, kalın enseler, şişkin göbekler, cebânet, zillet, nifak, meskenet, mağlubiyet, hezimet…

İlk Müslümanlar kızgın çöllerde yaya yürüyerek günlerce süren seferlere çıkarlar, yiyecekleri bitince dikenli ağaçların yapraklarıyla karınlarını doyuruyorlar, yine de kendilerine verilen vazifeleri yapar, Allah’ın yardım ve izniyle galip gelirlerdi. Şimdi bunca para, bunca imkân, bunca silâh, âlet, edevat var ama zafer yok, başarı yok, izzet yok.

Allah, dini imanı para olanlara izzet ve zafer vermez. Allah nefs-i emmârelerine put gibi tapan gizli müşrikleri üstün kılmaz. Allah karılarını kıble yapanlardan hoşnut olmaz.

Dünyayı kendileri için yalancı ve sahte bir cennet haline getirmek isteyenler hem bu dünyada, hem de âhirette zarar ve ziyana uğrayacaklardır. Yol, metod, strateji arayanlar Resûlullah’ın ve ilk Müslümanların nasıl çalıştıklarına, nasıl yaşadıklarına, nasıl cihad ettiklerine baksınlar.

Ebedî kalınacak yurt âhirettir. Âhireti bırakıp bütün güçleriyle dünya için çalışanlar iyi Müslüman olamaz. Din ticareti, din rantı yiyenler iyi değil kötü Müslümandır. En büyük cihad kendi nefs-i emmâresiyle yapılan savaştır. Cihadı terk eden zelil, zebun ve mağlup olur.

Paraya tapan müşriktir, nefsine tapan müşriktir. Müslümanları aldatan, oyalayan, afyonlayan hâindir, merduttur. 26 Temmuz 2002