İmam-Hatiplerde Beş Vakit Namaz Mecburî Olmalıdır
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 10 Aralık 2018
Bütün İmam-Hatip okullarında, bütün öğrencilerin vakit namazlarını okul camiinde,
hep birlikte cemaatle kılmaları mecburî olmalıdır.
Günde beş vakit namaz kılmak, Kur’anla, Sünnetle, icmâ ile farzdır. İmam-Hatip okulları, isimlerinden de anlaşılacağı üzere dinî okullardır ve öğrencilerinin namaz kılmalarından daha tabiî bir şey olamaz.
Osmanlı devleti zamanında bütün okullarda, medreselerde, kışlalarda cemaatle namaz kılınırdı. Bırakın medreseleri,
Hiçbir öğrencinin, şimdi biraz başım ağrıyor, sonra münferiden tek başıma kılarım demeye hakkı yoktur. Sen İmam-Hatip mektebi aç ve orada bütün talebelerin cemaatle namaz kılması mecburî olmasın. Olur mu böyle şey?
İngilterenin değil, dünyanın en vasıflı koleji olan
ve talebelerin buna katılması mecburî.
Onların istediği olsa, İslamın ismi ve resmi kalır ancak.
Sultan İkinci Mahmud Han’ın valilere irade göndererek, bütün
Sultan Abdülhamid namaza çok önem verirdi. Hem kendisi kılar, hem de halka kıldırırdı.
Sultan Reşad, Harem-i hümayunda muallimelik=öğretmenlik yapan
hanımı huzuruna çağırtmış,
demiş.
Resulullah Efendimizin
namaz konusunda ısrarlı emirleri,
Başta İmam-Hatipliler olmak üzere bütün çocuklarımıza beş vakit namazı sevdirmeli ve kıldırmayız. İslam dini
Müslümanlar namazı yitirir ve şehvetlerine uyarlarsa
zillete düşerler, hürriyetlerini kaybederler, rezil ve rüsvay olurlar. Bülûğa ermiş oğullarına ve kızlarına namaz kıldırmayan anne ve babalar dinen suçludur ve evlatlarına kötülük etmektedir.
Antalyada ve başka yerlerde yan yana cami, kilise ve sinagog yaptıran, nice kilise harabesini restore ettiren iktidarın, İmam-Hatip mekteplerine de,
İtiraz eden olursa İngiltere kolejlerinin kiliselerindeki sabah ayinlerini örnek gösteririm.
Açık alanda bir grup vatandaş, on beş yirmi kişi, bağırarak ellerinde beyaz bir yazılı bez taşıyor. Ne yazıyor bezin üzerinde?..
Bizim malûm ve mahut medya, bu resmi ve haberini haberini basarak
diye feryat ediyor.
Erdoğan gerçekten diktatör olsa, onlar bunu serbestçe söylebilir, bez üzerine yazarak teşhir edebilir mi?
Millî Şef İsmet Paşa diktatörlüğü zamanında yapılabilir miydi?
Açık konuşuyorum,
27 Mayıs 1960’dan sonra
denilebilir miydi?
Diktatörlük Mısırda var, Suriyede var, Kuzey Korede var… Diktatörlük rejimlerinde baştaki şef diktatör kutsaldır; ona bırakın diktatör ve katil demek, en ufak ve yumuşak muhalefete bile izin verilmez.
Damdan bir muhalif düşer ölür, yaygarayı basarlar,
Kalbine pil takılmış bir barmen nümayişe gider, kalbi dayanamaz yıkılır ölür, bizimkiler yaygarayı basar,
Polis kanunsuz nümayiş yapanların üzerine
, bizim
Senelerce yazıp durdum, Türkiyede çoğunluğu oluşturan Müslümanlar medya konusunda birinci olmazlar, en etkili gazeteleri yayınlamazlar, en güçlü tv kanallarına sahip olmazlarsa iktidarı alsalar bile çok zorlanırlar dedim.
, büyük ve tesirli tv sahibi olmak çok zordur. Müslümanlar son elli küsur yıl içinde en
Yetmiş altı milyonluk şu Türkiyede,
niçin günde
güçlü ve tesirli gazeteleri yok? Niçin en az beş milyon vatandaşa hitap eden tv kanallarımız yok? Eğitim, okul, öğretmen konusunda neler yaptık, neler yapmadık? Şu
Artık o eski
Hürriyet var,
Niçin bunlardan yararlanmıyoruz? Sanırım aklımız, kültürümüz, vicdanımız, gücümüz, ahlâkımız, karakterimiz yeterli değil. 20.09.2013