İman ve İslâm hizmetleri
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 17 Kasım 2018
Ulemanın fetvası, Diyanet’in kararı var, haram ve kirli para ile cami yaptırılamaz.
Karı satarak, içki ve uyuşturucu satarak, kumar piyango faiz riba yoluyla büyük servet edinmiş; günahlarını afvettirmek için cami yaptırmak istiyor, böyle bir şey olmaz.
İman İslâm Kur’ân Sünnet Şeriat hizmetleri de helal parayla yapılır, haram parayla yapılmaz.
İslâma göre para, servet, kazanç ikiye ayrılır:
İmanî İslâmî Kur’ânî hizmetlerde kirli, bulaşık, şüpheli paralar, gelirler de kullanılamaz.
Hizmet kurumları banka, holding, anonim şirket gibi çalışamaz.
Saf, cahil, bilgisiz Müslüman halkı aldatarak, dolandırarak, soyup soğana çevirerek, mallarını elinden hile ve ikrah ile alarak, kaz gibi yolarak, inek gibi sağarak hizmet yapılamaz.
İman İslâm Kur’ân Şeriat hizmetleri ihlasla, sırf Allah rızası için yapılır. Hizmetkarlar Kur’ân ve Peygamber (Salat ve selam olsun ona) ahlâkına uymakla yükümlüdür.
İman İslâm Kur’ân hizmetleriyle birlikte kimsenin zengin olması, malı götürmesi, köşeyi dönmesi caiz değildir. Böyle bir şey münafıklıktır, hıyanettir.
Mafya, eşkıya, eşirra şeytanî metodlarıyla ve kötü ahlâkıyla İman ve İslâm hizmetleri yapılamaz.
Zekat parasıyla İman İslâm Kur’ân hizmetleri yapılamaz. Zekat, Kur’ânda açık ve seçik bildirildiği üzere sekiz sınıf Müslümana verilir.
İçinde bid’at olan, Fırka-i Nâciye Ehl-i Sünnet ve Cemaate aykırı bozuk fikirler ve görüşler bulunan kitaplarla, broşürlerle, yazılarla, konuşmalarla hizmet olmaz.
İslâmcılık(lar)la İslâma hizmet edilemez.
Cemaat, tarikat, hizip, fırka, grup, klik, parça holiganlığı, asabiyeti, militanlığı ile hizmet olmaz.
Ruhbanları ve din baronlarını erbab (rabler haline getirerek), neredeyse te’lih ederek, putlaştırarak, uçurarak hizmet edilmez.
İman İslâm Kur’ân hizmetleri Kur’ânın, Sünnetin, Şeriatın, İslâm hikmetinin temel prensiplerine, hükümlerine uygun olarak yapılır.
Şazz fikir, görüş, kanaat ve fetvalarla hizmet olmaz. Kur’ânı re’y ve heva ile tefsir ederek hizmet olmaz.
Gerçek hizmet erbabı, hizmete bir ceketle başlar, yıllar sonra öldüğünde geriye eski bir ceket kalır.
Gerçek hizmet erbabı, lüks israflı tantanalı debdebeli ihtişamlı bir hayat süremez. Hikmetsiz, adaletsiz, insafsız hizmet olmaz.
Hizmet edenler hizmet görürken hizmet mumunu yakar; özel işlerine görürken kendi şahsî ve özel mumunu yakar.
Hizmet eden şahıslar ve kurumlar, İslâmın ve Kur’ânın kötü gördüğü günah ve fuhuş mekanlarında israflı gururlu kibirli iftarlar veremez.
Hizmet erbabı böyle mekanlarda konaklayamaz.
Hizmet erbabı Resulullahın (Salat ve selam olsun ona) Sünnetine uymaya, yolundan gitmeye mecburdur.
Fahr-i Kâinat Seyyid-i Beni Âdem Resul-i Kibriya aleyhi ekmelüttahaya efendimiz, borç ödemek için alıkoyduğu bir dinardan başka parayı nezdinde bir gece bile muhafaza etmez, Uhud dağı kadar altın olsa hepsini tasadduk eder; bazen yiyecek bir şey bulamayıp aç kaldığı olurdu.
Âdil ve sâlih Sultan Salahaddin vefat ettiğinde dokuz on ülkenin hükümdarıydı ama terekesinden cenazesini kaldıracak parası çıkmamış, masrafların bir kısmını dostları karşılamıştı.
Âdil ve sâlih
yamalı elbise ile gezerdi.
Muttaqi Halife Ömer bin Abdülaziz’in hanımına, zevcine temiz bir gömlek giydirmesi söylendiğinde, yedeği yok ki, giydireyim cevabını vermişti.
Mevlana hazretleri dokuz lokmadan fazla yiyemezdi. Onuncu lokmayı yediğinde kusardı.
Zülcenaheyn
yaralandıktan sonra uzun süren bir müddet komada kalmış, ayıldığında ilk sözü şu olmuştu:
İman İslâm Kur’ân Sünnet Şeriat Tarikat-ı Muhammediye hizmetleri; ihlasla taqva ile, firasetle, akl-ı selimle, ilimle, irfanla yapılır.
Hizmet erbabının akılları başlarındadır; apış aralarında, cüzdanlarında, masalarında, kasalarında, işkembelerinde değil!
Allah bu dini fasık ve facirlerle de te’yid eder ama onlarınki hizmet değildir.
Bir eli yağda bir eli balda hizmet olmaz.
Hizmet ateşten bir gömlektir.
Dünya bir imtihan yeridir.
buyurulmuştur. (Belânın en şiddetlisi Peygamberlere gelir, sonra derece derece…)
Bu Ümmetin en şereflileri ilimle, irfanla, ihlasla, taqva, hikmet ile İman İslâm Kur’ân Şünnet Şeriat hizmetleri yapanlardır.
Onlar ücretlerini halktan değil, Haliq’tan bekler. Dünyada değil, âhirette verilmesini ister. Ne mutlu onlara, ne mutlu onların peşinden gidenlere.
Sahte hizmetkârlara, münafıklara, fasık ve facirlere, din ve mukaddesat sömürücülerine destek veren cahiller ve gafiller dinî hizmetleri dinamitlemiş olur. 02 Ağustos 2017