Perşembe

 

SORU: 1-Varlık meselesi ne demektir?

CEVAP: İnsanoğlu, şöyle sorular sorar, cevaplarını araştırır. Ben kimim? Üzerinde yaşadığım dünya, o dünyanın içinde bulunduğu kâinat nedir? Nereden geliyorum? Nereye gidiyorum? Öldükten sonra ne olacağım? Benim varlığımın kaynağı nedir?.. Çeşitli dinler, felsefeler, doktrinler bu sorulara cevap aramışlardır.

SORU:2- Varlık meselesine en doğru cevabı hangi din veya felsefe vermiştir?

CEVAP: En doğru, en gerçek, en eksiksiz ve hatasız cevabı İslâm dini vermiştir.

SORU: 3- İslâm dini ne zaman ortaya çıkmıştır?

CEVAP: Temel ve asıl olan inanç hükümleri itibariyle İslâm dini ilk insan ve ilk peygamber Hazret-i Âdem Safiyullah zamanında ortaya çıkmıştır. Daha sonra birçok peygamberler gelmiş, inanç hükümleri ve esası bakımından hepsi İslâm dini üzerinde olmuş; sadece uygulamaya ait füruat hükümlerinde, Şeriatlarında değişiklikler olmuştur. Son peygamber Muhammed aleyhisselâtü vesselâm ile İslâm dini son şeklini almıştır. Hükümleri Kıyamete kadar bakî olacak, yürürlükte kalacaktır.

SORU:4- İslâm’dan başka şu anda hak din var mıdır?

CEVAP: Yoktur.Kur’ân-ı Kerîm’de “Allah katında din, İslâm’dır” buyurulmaktadır.

SORU: 5- İslâm’ın, Allah inancının esasları nedir?

CEVAP: Tevhid ve tenzihtir. Tevhid, Allah’ı eşten, ortaktan, şirkten, benzerden, oğuldan, kızdan müberra ve münezzeh bilmektir.Allahü Teâlâ kemal sıfatlarıyla sıfatlıdır. Diğer dinlerdeki Allah inancı, yüzde yüz Tevhide ve tenzihe uygun değildir.

SORU: 6- Hıristiyanlık dininin ana inancı olan Teslis, yâni Hazret-i İsâ’nın Allah’ın oğlu olduğu, uluhiyetin üç uknumdan meydana geldiği inancı Tevhid’e uygun mudur?

CEVAP: Değildir.

SORU:7- Müslümanlar Hazret-i Muhammed’den önce gönderilmiş peygamberleri kabul ederler mi?

CEVAP: Hepsini kabul ederler. Bunlardan birini inkâr eden kimse Müslümanlıktan çıkmış olur.

SORU:8-Hıristiyanlar, Hazret-i İsâ’yı inkâr ve tekzip ettikleri (Yalanladıkları) için Yahudileri kınarlar mı?

CEVAP: Kınarlar.

SORU: 9- Hazret-i İsâ’ya iman etmedikleri için Yahudileri kınayan Hıristiyanlar, Hazret-i Muhammed’in risaletini (peygamberliğini, Allah elçiliğini) kabul etmedikleri için aynı duruma düşmüş olmazlar mı?

CEVAP: Tabii ki, aynı duruma düşerler.

SORU: 10- Müslümanlar Allah’ın, Kur’ân’dan önce Tevrat ve İncil adında kutsal kitaplar gönderdiğine iman ederler mi?

CEVAP: Ederler. Ancak, bugünkü Tevrat ve İncil metinlerinin tahrife uğramış metinler olduğunu söylerler. Bugün Hıristiyanların muteber kabul ettiği dört İncil vardır. İznik Konsilinde alınan karar gereğince diğer İncil nüshaları toplatılıp imha edilmiştir. İnciller Hazret-i İsâ Aleyhisselâm’dan çok sonra yazılmış kitaplardır. İlaveler, çıkartmalar, tahrifler yapılmıştır. Bu hususu bizzat Batılı Hıristiyan alimler ve araştırıcılar da itiraf etmektedir.

SORU:11- Bugünkü Kitab-ı Mukaddes metninde peygamberlere yakışmayacak birtakım rivayetler ve hikâyeler var mıdır?

CEVAP: Vardır. Meselâ, Lût Aleyhisselâm’ın iki kızının, babalarını sarhoş edip kendisiyle yattıkları ve ondan hâmile kaldıkları yazılıdır ki, böyle haller peygamberlere yakışmaz ve biz Müslümanlar bu gibi rivayetleri doğru olarak kabul etmeyiz. Peygamberler, Allah’ın insanları müjdelemek, uyarmak, irşad etmek için vazifelendirdiği temiz, yüksek ahlâklı, faziletli, şerefli şahsiyetlerdir.Allah onları günahlardan, çirkin hallerden her türlü rezillikten korumuştur.

SORU:12- Hazret-i Muhammed’den sonra peygamber gelecek midir?

CEVAP: Gelmeyecektir. O âhir zaman peygamberidir, getirdiği din Kıyamete kadar yürürlükte olacaktır.

SORU:13- Diyalog ve hoşgörü ideolojisi taraftarları Musevîliğe, Hıristiyanlığa ve İslâm’a “İbrahimî Dinler” diyorlar ve bunlardan birine mensup olanın kurtulacağını söylüyorlar. Bu iddia doğru mudur?

CEVAP: Köken itibariyle üç dinin de İbrahimî menşeli olduğu doğrudur.Ancak, Musevîlikte ve Nasranîlikte birtakım sapmalar olmuştur. Atamız İbrahim Aleyhisselâm’ın inancı Tevhid idi. Hazret-i Üzeyir’e ve Hazret-i İsâ’ya Allah’ın oğlu diyenler, İbrahimî yoldan çıkmışlardır.

SORU:14- İslâm dar mânâda, Yaratan ile yaratık arasında bir bağ mıdır?

CEVAP: İslâm, Batılıların anladığı şekilde dar mânâda bir din değildir.İslâm hem dindir, hem medeniyettir, hem dünya nizamıdır.

SORU:15- İslâm’ın reforma, yeniliğe, değişikliğe ihtiyacı var mıdır?

CEVAP: Kesinlikle yoktur.Vardır denildiği takdirde, İslâm dinini göndermiş olan Allah’ın yanılmış olduğu mânâsı çıkar ki, kişiyi küfre götürür.İslâm’ın kesin ve müttefakun aleyh olan muhkem hükümleri evrenseldir, Kıyamete kadar geçerli olacaktır.

SORU:16- İslâm düşmanları, dinimizin kadınlara gereken hakları, hürriyeti vermediğini, tanımadığını iddia ediyor…

CEVAP: Yanlıştır. Kadınları öncelikle bir seks vasıtası olarak gören; birtakım bedbahtların, yasal şekilde fâhişelik yapmaları için üzerinde resmî arma bulunan vesikalar veren bir zihniyetin, kadın haklarından, hürriyetinden, haysiyetinden bahsetmeye hakkı yoktur.

SORU:17- İslâm’da tesettür var mıdır?

CEVAP: Kesin Kur’ân âyetiyle, hadîslerle ve icmâ-i ümmetle tesettür vardır, farzdır. Hem, tesettür sadece İslâm’a mahsus değildir, bütün dinlerde ve medeniyetlerde görülmektedir.Medeniyet örtünmektir, bedevîyet ise soyunmak ve çıplaklıktır. Dünyada sayıları az kalmış, taş devri medeniyeti seviyesindeki ilkel kavimlere aborijenlere bakınız, çıplaktırlar.

SORU: 18-Kaç türlü Müslümanlık vardır?

CEVAP: Bir, Kur’ân-ı Kerîm’de, Peygamberin Sünnetinde açıklanan ve belirtilen gerçek İslâm vardır. Bir de, Müslümanların çeşitli zamanlarda ve coğrafyalarda uyguladıkları İslâmlar vardır.Allah katındaki İslâm’a yüzde yüz uygun İslâm uygulaması Peygamberin Asr-ı Saadetinde olmuştur. Ondan sonra Hulefa-i Raşidîn devrinde, daha sonraları yeryüzünün çeşitli mekânlarında; Emevîİslâm uygulaması, Abbasî İslâm uygulaması, Mısır’da Fatımî İslâm uygulaması, Endülüs İslâm uygulaması, Hindistan Delhi Sultanlığı İslâm uygulaması, Orta Asya’da Herat İslâm uygulaması gibi uygulamalar görülmüştür.

SORU: 19- Hulefa-i Raşidin devrinden sonra aslına en uygun ve en başarılı İslâm uygulaması hangisidir?

CEVAP: Osmanlı İslâm uygulamasıdır. (Devam edecek) 24 Aralık 2004