İslam Lisesi Galatasaray
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 25 Kasım 2018
Bugünkü İmam-Hatip okulları mı, yoksa Osmanlının Batıya açılmış penceresi Galatasaray Lisesi mi, daha dindardı Hiç şüphe yok ki, eski Galatasaray daha dindardı, daha fazla İslam okuluydu.
Niçin .. Gerekçelerini sıralayayım:
1. Galatasaray Lisesinde, Müslüman öğrencilerin beş vakit namazı çinili mihraplı, minberli altı yüz kişilik okul camiinde, okulun resmî imamının ardında cemaatle kılmaları mecburî idi. (Bu cami 1924te kapatılmıştır, şu anda kapalı spor salonu olarak kullanılmaktadır. Minberi parçalanmıştır ama çini mihrabı üzeri kapatılmış olarak hâlâ durmaktadır.)
2. Galatasaray Lisesinde, Osmanlının son devir büyük İslam âlimlerinden Hacı Mehmed Zihni Efendi sarığı ve cüppesiyle ve başka nice kıymetli ulema din dersi okutuyordu.
3. Galatasaray Lisesi, Amerikan misyonerlerinin Osmanlı Hilafetini ve devletini yıkmak için kurmuş oldukları Robert Koleje karşı, İslamı ve Osmanlıyı ayakta tutmak için kurulmuştur.
Galatasaray Lisesinin İslama karşı olduğu iddiası, Dönmeler Kriptolar tarafından uydurulmuş mesnetsiz bir yalandan ve iftiradan ibarettir.
Vaktiyle Galatasaray Lisesi, edebiyat ve sosyal kültür sahasında üniversitelerle boy ölçüşecek yüksek bir seviyede idi.
Nihat Sami Banarlı, Orhan Şaik Gökyay gibi edebiyat öğretmenlerine sahipti.
Galatasarayın orta kısmında coğrafya öğretmenliği yapan Ferruhzat Turaç bey, Fransanın Grenoble Üniversitesinde tahsil görmüş müstesna bir öğretmendi.
İstanbul Ankara şehir rehberlerini hazırlayıp yayınlamış Ernest Mamboury, Galatasarayın orta kısmında matematik öğretmenliği yapardı.
23 Nisan 1923te açılmış ilk Büyük Millet Meclisinde Aydın mebusu (milletvekili) olan Enver Tekand bey Galatasarayda tarih hocası idi. Yakın tarihi, kitaplardan değil, yaşadığı canlı tarihten anlatırdı. Hiç unutmuyorum, bir gün millî mücadele günlerini anlatırken Çocuklar, ben Büyük millet Meclisi üyesi iken bazı aylar, aylıklarımızı çil çil Rus altınlarıyla alırdık demişti.
Ortaokulda tarih öğretmenliği yapan, eski Osmanlı nazırlarından (bakanlarından) Râşid Erer bey başlı başına bir derya idi. Birgün, dersin ortasında sınıfı terk etmek istemişti, öğrencilerin hocam ne oldu, niçin gidiyorsunuz sözlerine, Ben buraya Galatasaray efendilerine ders vermeye geliyorum, tulumbacılarla (sokak serseriyle) işim yoktur cevabını vermişti. Meğerse arka sırada oturan görgüsüz ve terbiyesi kıt bir arkadaşımız sesli şekilde parmaklarını çıtlatmış ve hoca da buna çok üzülmüş.
Fransız felsefe hocalarımız papaz Dubois ve mösyö Larroumets dört dörtlük hocalardı.
Osmanlılar zamanında Galatasarayda hat icazetine sahip kudretli hat muallimleri varmış.
Galatasaray talebeleri (öğrencileri) birkaç istisna dışında küçük beyefendilermiş.
Şimdi bazı densizler kalkmışlar böyle bir okulu İslam düşmanı olarak göstermeye yelteniyor. Fesubhanallah!
Osmanlının Galatasarayı, İngilizin Eton Koleji ayarında güçlü bir mektepti.
Türkiye İslamdan nasıl kopamazsa, İslam Türkiyeden nasıl kazınıp atılamazsa, Galatasaray mektebi de İslamdan kopartılamaz.
1980de olacak, o yıl mezuniyet töreninde Galatasaraylı başları örtülü beş dindar kızımız diploma almışlardı.
Sonradan okulda dinsizlik terörü kasırgaları estirildi, namaz kılmak bile suç sayıldı.
Galatasarayda dinsizlik mayası tutmaz.
Türkiyedeki dinsizlik zorlamaları tarihî bir ârızadan, kopukluktan ibarettir ve mutlaka tâmir edilecektir.
Bu satırları o muazzez okulda on iki sene ara vermeden okumuş olan kıdemli ve gerçek bir Galatasaraylı olarak kaleme almış bulunuyorum. Gerçek, doğru ve dürüst, vatansever, bilgili, kültürlü, görgülü, efendi, ahlak ve karakter sahibi, İslama düşmanlık etmeyen, haram yemeyen, millî kimlik ve kültüre bağlı bütün saygıdeğer Galatasaraylılara samimî hürmetlerimi ve sevgilerimi takdim ederim. 18.06.2016