Salı

 

İslamcılık hareketi bir ideolojidir, ilm-i kelâm terimiyle bir fırkadır. Bu hareket yakın tarihimizde Yüce İslam dinine ve Muhammed Ümmeti’ne en büyük hıyaneti yapmış, korkunç zararlar vermiştir.

Bütün İslamcıları kasd etmiyorum. Benim kasd ettiklerim şunlardır:

Ülkedeki kötü düzeni değiştireceğiz diye yola çıkmışlar, sonra kötü düzene entegre olmuşlar ve onun haram, zehirli, necis, kara, uğursuz “nimetlerini” ve rantlarını yemeye başlamışlardır.

Bu şerir, kötü, fâsık ve fâcir tâife İslam dininin ve Şeriatının kesin şekilde yasaklamış, kötülemiş olduğu her fenalığı yapmıştır.

Devamlı olarak yalan söylemişler ve Müslüman halkı aldatmışlardır.

Emanetlere hıyanet etmişlerdir.

Vaad etmişler, sözlerini tutmamışlardır.

Hizmet perdesi altında bazıları milyarlarca dolarlık kara servetlere sahip olmuşlardır.

Müslümanların paralarını, enerjilerini, fırsatlarını, imkanlarını, ümitlerini boşa harcamışlardır.

Küfre, dalâlete, şirke dolaylı olarak en büyük hizmeti etmişlerdir.

Devlete ve ülkeye büyük zararlar vermişlerdir.

Pis emellerine ulaşmak için halkın bir kısmının beynini yıkamışlar, yığınları şuursuz robotlar haline getirmişlerdir.

Kur’an ve Peygamber ahlakına aykırı her türlü fezahat ve rezaleti irtikab etmişlerdir.

Tek kelimeyle hem Türkiye’ye, hem İslam Alemine, hem de bütün insanlığa büyük kötülük etmişlerdir. Çünkü, İslam tek kurtuluş yolu ve ümittir, onlar bu yolda eşkıyalık yapıp tıkanmaya yol açmışlardır.

İslam’ın kesin şekilde yasakladığı ribayı onlar teşvik etmiş ve akıl almaz boyutlara ulaştırmışlardır. Böylece Allah’a ve Peygamber’e savaş ilan etmişlerdir.

Allah Kur’an’da takvayı kesin şekilde emr ediyor, onlarda ise takva yoktur.

Kur’an ve Peygamber israfı, lüksü, gösterişi, gururu, kibri, aşırı tüketimi, Nemrudluğu, Firavunluğu yasak ediyor. Bu habîsler bütün bu kötülükleri sergiliyor.

Gizli efsanevî servetler… Gizli hesaplar… Gizli havuzlar… Bir sürü gizli vekilharç… Bunlar gerçekten gizli midir? Hayır hayır… Allah biliyor, Kiramen Kâtibîn melekleri hepsini yazıyor…

Hortumlama hortumlama hortumlama…

Bunlar, İslam’ın temel emirlerinden olan istikamete/doğruluğa dürüstlüğe aykırı ne varsa hepsini de yapmışlardır.

Dindarlık, Müslümanlık postuna bürünerek bilcümle habaset ve hıyaneti irtikâb etmişlerdir.

Bu bir kısım bozuk İslamcılar İslam’a çok büyük zararlar vermiştir, Müslümanları mağdur etmiştir.

İslamcılık iflas etmiştir.

Aldatılmış, beyinleri yıkanmış, afyonlanmış Müslümanları bu konuda uyarmak gerekir.

Hırsızlıkla, talanla, yolsuzlukla, hortumlama ile kokuşmayla, ribayla, açık fısk ve fücurla, makyavelist politika dolapları çevirmekle, Kur’an’a ve Sünnete kesinlikle aykırı işler ve metodlarla, haram yemekle, saçı bitmedik yetimlerin haklarını yemekle ne İslam’a, ne ülkeye, ne halka, ne de gerçeğe hizmet edilebilir.

İslam yüksek ahlak, fazilet, hikmet (bilgelik), doğruluk, adalet dinidir.

Müslüman yığınları bu konularda uyarmak zaruret derecesinde gereklidir. Kolay uyanırlar mı? Uyanmazlarsa gelecekleri çok kötüdür.

Kur’an “Ey iman edenler!.. Allah’tan korkunuz ve iyilerle birlikte olunuz” buyuruyor.

Amerikalı Turist Kadın

BİR hafta kadar evvel ikindi sıralarında bizim apartmanın önünde orta yaşlı turist bir hanımın sokak kedilerine mama verdiğini gördüm. Nereli olduğunu sordum. Biraz sıkılarak “Amerikalıyım, California’da yaşıyorum…” dedi ve hemen ilave etti. “Bush’u desteklemiyorum, ondan nefret ediyorum…” Bizim sokaktaki küçük otellerden birinde kalıyormuş. Kadıncağızın kedileri, hayvanları çok sevdiği belli idi. Ona “Siz çok iyi kalplisiniz… Allah size yardım edecektir…” dedim. Sevindi, teşekkür etti. Bir turistin sokak kedilerimize yiyecek vermesi beni duygulandırdı… Allah’ın o hanıma hidayet vermesini niyaz ederim.

Kadıncağızın Amerikalı olmaktan utanması adeta ayrı bir ibret konusudur. Birkaç sene önce yazmıştım. Kapalıçarşı’da Afgan Türkmenlerinden birinin dükkanında gördüğüm diğer bir Amerikalı hanım, “ABD’li olduğumuzu söylemeye utanıyoruz da, Kanadalıyız diye yalan söylüyoruz…” demişti.

ABD elbette hatalı ve günahkâr bir ülkedir ama bu hallere düşeceğini rüyamda görsem inanmazdım. Adalet de, demokrasi de, insan hakları de ve sonra Irak’ta, Afganistan’da en barbarca ve zalimce işkenceler yap, sivil halkı katlet, toplu ölümlere sebebiyet ver. Bu ne korkunç tezattır. ABD’yi bugünkü hale kimler düşürdü? Siyonistler ve onların peşine takılanlar. Küçük ve gelip geçici İsrail devletini ayakta tutmak için bütün insanlığın sonunu getirecek 3’üncü Dünya Savaşı yangınını körüklüyorlar. ABD bu yanlış siyaseti ile kendisini yakacak ve yıkacaktır. Amerikan halkının çoğunluğu bunu biliyor ama Başkan Bush takımına anlatamıyor.

Birinci Dünya Savaşı’nda İngilizler Irak’a General Townshend kumandasında 15 bin kişilik bir askerî kuvvet çıkartmışlardı. Bu kuvvet biraz ilerledi ve sonra Osmanlı birlikleri tarafından Kutülamare’de kuşatıldı. Uzun süren kuşatmadan ve çarpışmalardan sonra İngiliz birlikleri başlarındaki general ile birlikte teslim oldular.

Osmanlılar, General Townshend’i esir alınca ona gereken hürmeti gösterdiler, İstanbul’a yolladılar, Heybeliada’da bir köşkte ikamet ettirdiler, bir Türk zabitini de kendisine yaver olarak verdiler, kelimenin tam anlamıyla paşalar gibi yaşattılar YAŞA… Osmanlı ve Müslüman asaleti ve necabeti…

Amerikalıların Iraklı subaylara neler yaptıklarını gördük. Yüksek rütbeli bir Iraklıyı vahşice asarken zavallının başı koptu. Neron bunları görseydi, ne yamyam adamlar derdi!

Zalim bir rejim, batmadan önce zulmünü çok arttırırmış…

ABD, savaşın da bir hukuku ve kuralları olduğunu unutuyor.

Nerede Selahaddin, nerede Bush ve avanesi.

Türkiyemizde de birtakım Bush hayranları ve bendeleri var.

Zerre kadar imanı ve iz’anı olan bir Müslüman böylesine bir zalime dost olmaz, hele bende hiç olmaz.

Bu bendeler, bizim evin önündeki sokak kedilerine yiyecek veren iyi kalpli ve vicdanlı Amerikalı kadın kadar olamıyorlar. Ne demişti? “Amerikalıyım ama Bush’tan nefret ediyorum.” 18 Temmuz 2007