Fırka-i Nâciye Ehl-i Sünnet ve Cemaat İslâm’ında

itaat kültürü

vardır.

Kur’ân

“Allah’a, Resulüne, sizden olan emir sahiplerine itaat ediniz”

buyurmaktadır. Bu itaat farzdır.

Allah’a nasıl itaat edilir

?… Hükümleri Kur’ân ve Sünnetten çıkartılan Şeriate uyarak… Peygamberi en büyük lider, rehber, örnek, model kabul edip yolundan giderek… Kur’ânı kitab ve düstur kabul ederek, ahkâmına uyarak…

Şeriatı nizam olarak kabul ederek… İslâm ahlâkı ile ahlâklanarak… İslâm hikmetini dinleyerek… Dünya vazifelerini yapar olduğu halde, ahirete dönük olarak.

Ülü’l-emr kimlerdir:

a) Müslüman devlet reisleridir… b) İlimleriyle ‘âmil icazetli zahid muttaqi muhlis ulemadır…

Zâlim İslâm sultanlarına itaat edilir mi?…

İslâm’a, Kur’âna, Sünnete, Şeriata aykırı bir şeyi emrederse o emrine itaat edilmez ama genelde itaat edilir.

Müslüman zulmü beğenemez.

Zulmü beğenmek de bir tür dolaylı zulümdür.

Halifenin zulmü varsa, o zulme razı olmamak şartıyla kendisine yine de itaat edilir.

En kötü Müslüman Halife, halifesizlikten yeğdir.

Ehl-i Sünnette zırt bırt isyan etmek yoktur.

Saddam Hüseyin zalimdi ama o şehid edildikten sonra Irak beter oldu,

Cehenneme döndü. Beterin beteri varmış…

Sultan Abdülhamid’in hataları olabilir ama onun zamanında gerçek Hilafet vardı, Şeriat vardı, namaz oruç vardı, kadınların tesettürü ve hicabı vardı.

O gitti, Müslümanlar zillet ve esaret altına düştü.

Ehl-i Sünnet dışı bütün İslâmî aktivist cereyanlar ve felsefeler yanlış ve bozuktur.

Çocuk marufla emr, münkerden nehy eden

anne babasına itaat etmelidir.

Müslüman kadın, Müslüman kocasına itaat etmelidir.

Dine aykırı bir şeyle emr ederse, mesela açılıp saçılacaksın, namazı bırakacaksın derse elbette itaat etmez.

Öğrenciler, Müslüman hocalarının Kur’âna, Sünnete, Şeriata uygun emirlerine itaat ederler.

Müslüman halk icazetli gerçek ulemaya itaat etmelidir.

İcazeti olmayan, din sömürüsü yapan sahte ulemaya, şarlatanlara itaat edilmez.

Tarikat mensupları, dervişler gerçek kâmil mürşidlere itaat etmelidir. Onlar Resulullah Efendimizin (Salat ve selam olsun onlara) vekilleri, varisleri, halifeleridir.

İcazeti olmayan, müridlerinden nefsleri için para toplayan, kendilerinde Şeriata aykırı haller bulunan sahte şeyhlere, şeyh taslaklarına, soytarılara itaat edilmez.

İslâm’da esas olan

Kur’ân, Sünnet, Şeriat, Ümmet birliği, Hilafettir.

Demokrasi İslâmî bir değer değildir.

Demokrasi, İslâm nizamına geçiş için bir köprüdür.

Demokrasi amaç değil, araçtır.

Osmanlı Devleti Ehl-i Sünnet, ülü’l-emre itaat, Halifeye biat, tasavvuf ve tarikat kültürü ile üç kıt’ada hükümran olmuş,

Viyana’yı iki defa kuşatmış, nice zaferlere ve fütuhata nail olmuştur.

Osmanlılarda itaat kültürü olmasaydı, Söğüt ile Domaniç’ten öteye gidemezlerdi.

Allah’a, Resulüne, gerçek ulemaya, gerçek şeyhlere, İmam-ı Kebire, Emîrü’l-mü’minîne itaat kalkınca anarşi ve kaos olur; Müslümanlar rezil, zelil, esir vaziyete düşer. Bugün olduğu gibi.

Sultan Abdülhamid, ölümüne kadar on sene daha tahtında kalmış olsaydı,

Osmanlı Devleti daha az kötü tasfiye edilirdi.

Dört büyük müctehid efendilerimiz,

zalim de olsalar, (İslâm’a, Kur’âna, Şeriata açıkça zıt olan bir şeyle emr etmeyen)

sultanlara itaat edilmesini tavsiye buyururken büyük ve geniş bir hikmet sergilemişlerdir.

Onları tenkit etmek, yermek yersizdir, haddini aşmaktır.

İsyan kültürü, 19’uncu asırda Müslüman aktivistlerin başı

Cemaleddin Afganî

tarafından uydurulmuştur.

Bu adam yalancı, taqiyyeci, kitmancı bulaşık bir kimsedir.

Kendisini, İranlı iken Afgan, Şiî iken Sünnî göstererek

Müslümanları aldatmıştır.

Browne isimli bir İngiliz ajanı ile birlikte Sultan Abdülhamid’i düşürmek için planlar yapmıştır.

Bahailikle acayip ve esrarlı ilişkileri vardır.

“Siz ne halde iseniz öyle idare olunursunuz”

hadisini bilen Sünnî Müslüman’da itaat kültürü olur.

Hurucal’es-sultanın şartları vardır.

Bu şartlar olmadan huruç olmaz.

Yirminci asırdaki Mısırlı, Pakistanlı ve diğer ülkelere mensup aktivist, isyancı bütün cereyanlar başarısız olmuştur.

Mârufa itaat rahmanî, mârufa isyan şeytanîdir.

İtaat kültürü konusunda Ümmet içinde ihtilaf çıkarsa,

Fırka-i Nâciye, Sevad-ı Âzam ulemasına tabi olmak gerekir.

Bozuk cereyanlar, sapık fırkalar, sahte şeyhler, bazılarının cehaleti, din sömürüsü; itaat kültürünü zemmetmek için delil olamaz.

Ümmet birliği, ilahî Tevfiq ve rabbanî Nasr,

İttihad-ı İslâm, itaat kültürü ile olur ve gelir.

Bozuk bir fırka olan

Neo-Haricîlikte

itaat kültürü yoktur, isyan kültürü vardır.

İbn Teymiyye, Muhammed ibn Abdilvehhab,

Selefiler, Mezhepsizler, Aktivistler, militan İslâmcılar isyan kültürlüdür.

İnternette Ehl-i Sünnet sitelerinde /ZALİM SULTANA İTAAT/ ve benzeri kelimelerle arayıp, sahih hadîslerin ışığında yazılmış açıklamaları dikkatle okuyunuz.

Ehl-i Sünnet düşmanı isyankâr reformcuların bozuk ve yanlış görüşlerine ve yorumlarına kulak asmayınız.

Sultan Abdülhamid’e zalim diyerek onu devirenlerin azlem (en zalim) olduklarını tarih bize öğretti.

İtaat konusunda rabbanî rasih âlimlerin, kâmil şeyhlerin nasihatlerini dinleyelim. Dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan olmayalım. Yağmurdan kaçarken doluya tutulmayalım.

Mehdi’nin zuhuru yaklaşmıştır.

Ona bile bazı beyinsizlerin, dar görüşlülerin karşı geleceği

1400 yıl önce haber verilmiştir.

Cenab-ı Hak cümlemizin aklını Nebevî nur ile aydınlatsın,

Kur’ân ve Sünnetin ana caddesinde yürütsün. 09.12.2017