İslâm’ı Nasıl Anlıyorum
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 21 Aralık 2018
1. Ben bir mü’min ve müslimim. Mü’min olduğumda tereddüt ve şüphem yoktur.
2. İslâm’ı din ve dünya nizamı olarak kabul etmişimdir.
3. İslâm Allah katında tek hak dindir. Başka hak din yoktur. İslâm, hak din olmakta ortaklık kabul etmez.
4. İslâm’ın tarifi şudur: Allah’ın Resulü, Peygamberlerin sonuncusu ve en büyüğü olan
‘in (Salat ve selâm olsun ona) Allah katından getirip hiç eksiksiz bütünüyle insanlığa bildirmiş olduğu dindir, dünya nizamıdır.
5. İslâm’ın temel kaynağı Allah’ın kitabı Kur’ân’dır. Peygamber Kur’ânın tamamını (bir harf bile eksik olmaksızın) insanlığa bütünüyle tebliğ etmiştir ve günümüze kadar korunarak gelmiştir.
6. Kur’ânı Kitabullah, düstur ve imam olarak kabul ederim.
7. İslâm’ın ikinci kaynağı Peygamberimizin sünnetidir.Sünnet de bir tür vahiydir. Kur’ân, Peygamber hevasından konuşmaz buyurmaktadır. Sünneti bütünüyle inkâr eden dinden çıkar. Sahih hadîslerin bir kısmını inkâr eden bid’atçi olur.
8. İslâm’ı anlamak, yorumlamak ve öğrenmekte, kendi re’yim ve hevam ile Kur’ândan ve Sünnet’ten hüküm ve anlam çıkartmam. Bu konuda, Peygamberin vârisleri, vekilleri, halifeleri olan icazetli ulemâya, fukahaya, din imamlarına (önderlerine) tâbi olurum.
9. Halktan bir kimsenin, nass ile fukaha beyanı ve hükmü arasında (kendine göre) bir aykırılık görürse, fukaha görüşüne tâbi olması gerektiğini bilirim. Çünkü cahil mukallidin aykırılık ve uyuşmazlık gibi gördüğü şey aslında
olabilir. Her Müslüman dini öğrenmek ve uygulamak konusunda dört hak mezhepten birini bütünüyle kabul etmelidir.
Telfik-i mezahip dini oyuncak etmektir.
10. İslâm’ı anlamak ve uygulamak konusunda, Ümmetin büyük kısmını oluşturan
11. Ümmet içinde ihtilâf çıkarsa, ulemâ ve fukahanın cumhurunun ve onları tâkip edenlerin oluşturduğu
12. Kur’ânın tercüme, meâl ve yorumunu;
ehliyetsizlerden ve icazetsizlerden okumam.
13. Kur’ânı kendi re’yiyle yorumlayanların
bilirim.
14.
Ben bu ikincisini imam kabul etmişimdir. İmamı Eş’arîyi de hak imam kabul ederim.
15.
16. Allahü Teâlâ hazretlerinin
vardır ve her Müslüman bunları ezbere bilmelidir.
17. Yüce Allah zaman, mekân, şekil ve cihetten münezzehtir. İnsanlar gibi eli, ayağı, yüzü yoktur.İnmez ve çıkmaz. Müteşâbihat lügavî ve zahirî manasına alınmaz.
18. Kur’ânın bazı ayetleri ve hükümleri
19. Zaruriyat-i diniyeyi inkâr eden İslâm’dan çıkar.
20. Beş vakit namaz farzdır. Münkiri mürted olur. Kılmamak büyük günahtır.
21. Hür ve mukim
Cemaat farza yakın bir vacib veya müekked sünnettir. Cemaat ihtiyarî değildir, mecburîdir. Şer’î özürsüz terk eden günahkâr olur.
22. Her Müslüman zekâtını, fıkhın ve Şeriatın anlattığı ve bildirdiği şekilde yerli yerinde, doğru dürüst vermelidir.
(derneklere, vakıflara, cemaatlere, tarikatlara…)
23. Zekât öncelikle Müslümanların gerçek fakirlerine ve miskinlerine verilmelidir.
24.
Meselâ Müslüman bir yazar, bir tür cihad yaptığı iddiasıyla zekât alamaz. Müslüman politikacı ben de cihad yapıyorum bahanesiyle zekât alamaz.
25. İslâm kadınları ve büluğa ermiş kızları Şeriatın emrettiği şekilde tesettüre girmelidir.
farz olduğunu kabul ederek yerine getirmeyen büyük günah işlemiş olur.
26.
27. Başını rengârenk bir örtüyle örten,
28. Şeriat, İslâm’ın Kur’ândan, Sünnetten ve icma-i ümmetten çıkartılmış hükümlerinin tamamına verilen isimdir. Namaz, oruç, zekât hükümleri Şeriat hükümleridir. Şeriat kutsaldır.
29. Peygamberimizin Ehl-i Beyti mübarek ve muazzezdir.
İtikadı bozuk olan, namaz kılmayan, büyük günahları açıkça işleyen, Şeriat dairesinden çıkan,
30. Müslümanlar tek bir Ümmet oluştururlar.
Ümmet şuurunu ve birliğini yitirip hizip, fırka, cemaat, tarikat, grup asabiyetine kapılanlar bid’ate düşmüş olur.
31. Her devirde Müslümanların (Ümmetin) başlarına ehliyetli ve liyakatli bir
seçmesi, ona biat ve itaat etmesi vacibtir. “Zamanındaki İmam’a biat etmeden ölen kimse sanki cahiliyet ölümüyle ölmüş olur”
(Hadîs-i Şerîf meâli)
32.
Bunları öğrenmek, kabul etmek ve hayata uygulamak gerekir.
Müslüman yalan söylemez, Müslüman sözünden dönmez. Vaadini yerine getirir. Müslüman emanetlere riayet eder, hıyanet etmez. Müslümanda
(infak)
vardır.
Müslüman gıybet ve diğer lisan afetlerinden uzak durur.
Müslüman komşularını korur ve gözetir. Müslüman lüks ve israftan kaçar, o mütevâzı ve alçak gönüllüdür.
Müslüman her türlü beyinsizlikten ve azgınlıktan kaçınır.
İslamî hizmet ve faaliyetleri, rastgele sıradan Müslümanlar değil, vasıflı ve ahlâklı Müslümanlar yapmalı ve yürütmelidir. Bunların başlıca özelliklerini sayıyorum:
1. Sahih itikatlı olacak,
2. Musalli, yani beş vakit namazı kılan olacak.
3.
4.
(büyük günahları açıkça ve küstahça işleyen)
5. Arivist (ikbal avcısı) olmayacak.
6. Mürüvvetli bir Müslüman olacak.
7. Kin tutmayacak, intikam almayacak.
8. Haram yemeyecek, haram yollarla zengin olmayacak.
9.
(yakın, akraba ve yaranını korumak, gözetmek, makam ve mevkileri onlara vermek) yapmayacak.
10.
sahip olacak.
11. Geniş bir din ve dünya kültürüne sahip olacak.
12.
13. Lüks ve israftan kaçacak, mütevâzı olacak.
14.
15. Riyasete ve vazifeye talip olmayacak, matlub olacak.
16. Ehliyet ve liyakati olmayan işleri,
17. Cemaat fanatizmine sahip olmayacak,
18. Hanımı, oğulları, kızları, akraba, hısım ve taallukatı onun hizmet ve faaliyetlerine zarar veremeyecek.
19. Riyasetleri, hizmet ve faaliyetleri
olarak görecek.
20. Sadece doğru ve dürüst değil,
21. Gerçek bir
olacak. 23 Mayıs 2010