Çarşamba

 

“Siyon önderlerinin

(Hahamlarının, Bilgelerinin)

Protokolları”

kitabı hakkında hayli reddiye okudum. “Bu kitap düzmecedir, uydurmadır, Çarlık Rusyası polisinin bir fabrikasyonudur” diyorlar. İddialar doğru olabilir. Ancak ortada dikkati çeken bir husus var:

Kitap uydurma ve düzmece de olsa, içinde yazılanlar gerçekle yüzde yüz uyuşmaktadır.

Bunları, Siyon hahamları ve bilgeleri yazmamış bile olsa,

yazan kişi sanki onların beyinlerini okumuş,

emellerinin neler olduğunu açık ve seçik şekilde kaleme almıştır.

Paraya hâkim olacaklar; altın gümüş, dolar euro, millî paralar vasıtasıyla dünyayı idare edeceklerdir. Medyaya hâkim olacaklar, milyarlarca insanın beynini yıkayacak, onları koyun sürüsü gibi güdeceklerdir. Futbolla, sinema ve televizyon ile insanları oyalayacaklar, yığınları şartlı refleksli mahlûklar haline getireceklerdir.

Hahamların hikmetli/bilge kişiler olması gerekir. Acaba öyle mi?

Siyonizme ve İsrail’e karşı olan Naturei Karta ve onlar gibi düşünen küçük bir azınlık dışında bugünkü Siyonist ve militan hahamlara bilge demek mümkün müdür?

Tevrat İsrail devletine izin vermez. Tevrat Siyonizme izin vermez. Beklenen Mesih zuhur etmedikçe Yahudilerin yeryüzünde dağınık olarak yaşamaları ve bulundukları ülkeye sâdık olmaları gerekir. İsrail devleti kurulmadan önce Filistin boş bir ülke değildi; orada büyük kısmı Müslüman, bir kısmı Hıristiyan Filistin halkı yaşamaktaydı.

İran’ın nükleer enerji konusundaki küçük çalışmalarından son derece tedirgin olanlar, İsrail’in büyük bir nükleer bomba ve füze deposu olduğunu niçin gündeme getirmiyorlar?

Biz söylesek kıymeti yok, lakin Naturei Karta hahamları feryat ediyor, haykırıyor:

Siyonizm küfürdür… diyorlar. İsrail devleti küfürdür…

diyorlar. İsrail ve Siyonizm, Tevrat’a ve Musevî şeriatına aykırıdır… diyorlar. Tanrıya ve Tevrata sâdık ve bağlı bir Yahudi İsrail’e itaat etmemeli, Siyonizmi kabul etmemelidir… diyorlar.

Allah, Yahudileri cezalandırmış, yeryüzüne çil yavrusu gibi dağıtmıştır. Bu kadere ve kazaya razı olmak, bulunduğu ülkede namuslu bir hayat sürmek, oradaki hükümete itaat etmek, cumartesi günleri ülkenin selâmetine dua etmek gerekir… diyorlar.

Naturei Karta hahamları bu lâfları kendi kafalarından söylemiyor, Tevrattan ve Musa şeriatından çıkardıkları hükümlere dayandırıyorlar.

Almanya’da ırkçı Hitler rejimi 1933 ile 1945 arasında 12 sene yaşadı. Sovyetler Birliği, 1916 Oktobr ihtilâlinden sonra 70 küsur yıl ayakta durabildi, 80 milyon insanın kanına girerek, milyarlarca insana büyük acılar çektirerek yıkıldı. Güney Afrika’da bir ırkçı beyaz rejim vardı. Ne oldu? 28 sene zindanda çile çeken

Mandela

o ülkeye demokrasi ve eşitlik getirdi, faşist rejim sona erdi.

Dünyada hangi ırkçı ideoloji sürekli olarak ayakta ve hayatta kalmıştır? İsrail devleti kurulmadan önce ve kurulduğu sırada bazı Yahudi aydınları

“Biz dünyaya ve insanlığa örnek bir nizam kuracağız…”

diyorlardı. Bunu yapabildiler mi?

Filistin acılar, zulümler, gözyaşı, kan, ıstırap ülkesi oldu. Siyonistler, “Biz Tevrat’taki bazı hükümleri uyguluyor ve goy’lara
(Yahudi olmayanlara)
hakkettikleri muameleyi yapıyoruz” diyebilirler. Ancak, düşünsünler ki, bir gün o goy’ların ellerine fırsat geçerse, Siyonsitlere Tevrat’ın hükümlerini tatbik edebilirler. Men dakka dukka… Etme bulma dünyası…

Filistin ve Kudüs 400 sene Osmanlı hakimiyetinde kaldı. O dört asır içinde orada bugünkü acılar çekildi, zulümler yapıldı mı? Siyonizmin ve İsrail devletinin fikir kurucusu

Theodor Herzl Yahudilere çok büyük bir kötülük yapmıştır.

Yahudi olmayanların Siyonizmi ve İsrail’i tenkit etmelerinin ve yerden yere vurmalarının büyük bir kıymeti yoktur mu diyorlar? O halde hâlis kan Yahudi olan nice aydının, nice hahamın, nice İsrail Oğlu’nun tenkitlerine, tel’inlerine (lanet etmesine), uyarılarına kulak versinler. Filistin boş bir ülke olsaydı ve gidip orada bir Yahudi devleti kurmuş olsalardı bir şey denilemezdi.

Bir ülkeyi, üzerinde bin yılı aşan bir müddetten beri yaşamakta olan halkını kovarak ele geçirmek; ne ahlâkın, ne hukukun, ne de bilgeliğin kabul edebileceği bir şey değildir.

Bütün çanlar İsrail ve Siyonistler için çalıyor. Uyanıp akıllarını başlarına toplayacaklar mı? Ne gezer… aksine her geçen gün daha da sertleşiyorlar. Bu gidişle bir gün gelecek ve büyük patlama olacak. Üçüncü dünya savaşı mı? Muhtemeldir…

Nükleer silahlar mı kullanılacak? Muhtemeldir. Sovyetler Birliği yıkıldıktan sonra 400 atom bombası veya füzesi kayb olmuş. ABD’de 4 bomba aynı akıbete uğramış. Bu bombalardan biri, kayb edecek hiçbir şeyi kalmamış bir mazlumun (zulme uğramışın) veya bir grubun eline geçecek ve atıp patlatacak…

Kaybedecek hiçbir şeyi kalmayan fertler ve gruplar her çılgınlığı yapabilir

. Nükleer savaşta kitlevî ölümler olacak…

Anında ölmeyenler feci şekilde hastalanacak ve bir müddet sonra kıvrana kıvrana can verecek. Siyon hahamları ve bilgeleri gerçekten vicdanlı ve hikmetli insanlar olsaydılar bu korkunç senaryoları düşünürler ve daha vicdanlı olurlardı.

Hitler 1939’da, 40’ta, 41’de ne kadar güçlüydü. Sonra talihi döndü ve Nazi Almanyası 1945 Mayıs’ının başında kayıtsız şartsız teslim oldu. Hitler Almanyası çöktüğüne göre, ırkçı İsrail devleti niçin çökmesin? Böyle giderse kolay çöker ve yıkılır. Beraberinde insanlığı ve dünyayı da çökertir.

Filistin meselesine âdil, hakkaniyetli, gerçek, kalıcı bir barış bulunamaz mı?


Bulunur, elbette bunun bir çaresi vardır.

Lakin istemiyorlar.

Sonuç korkunç olacak. Üçüncü dünya savaşı nükleer silâhlarla yapılacak. Dördüncüsü, Einstein’ın dediği gibi sopalarla ve taşlarla…

14 Haziran 2007