İsrail’e Yapılan Kıyak
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 14 Şubat 2019
Salı
İsrail Filistin’e bıraktığı toprakları işgal etti; yaktı, yıktı, katletti, dehşet saçtı. Filistin Lideri Yasir Arafat’ın bürolarını sardı, suyu ve elektriği kesti, yapmadık zulüm bırakmadı. Şimdiye kadar az veya çok, İsrail’e sempati besleyenler bu zalim devletten nefret ettiler, yaptığı terörist hareketleri lanetlediler. ABD dışında bütün medenî ülkelerin hükümetleri protesto notaları verdi, işgal ettiği topraklardan derhal çekilmesini istedi. Birleşmiş Milletler Teşkilatı’nın Güvenlik Konseyi de çekilmesi için karar aldı.
İsrail aleyhinde bütün dünyada nefret, lanet, öfke fırtınaları eserken Türkiye akıl almaz bir iş yaptı. Bu hengâme içinde 170 M-60A1 tanklarımızın modernleştirilmesi işi yüklü bir meblağ karşılığında İsrail’e verildi. Bu “işte” çok acayip taraflar var. Umur Talu Star gazetesinin 1 Nisan 2002 tarihli nüshasında “Tank Soruları” başlıklı bir yazı kaleme aldı. Kendisini tebrik ediyorum. Ondan öğrendiğim bazı önemli bilgileri siz okuyucularıma duyurmak istiyorum:
1. İsrail’e verilen bu tank işinde ihale yapılmamıştır. Niçin? Böyle büyük meblağlı ve çok önemli konuda ihale yapılması gerekmez miydi?
2. ABDşirketi General Dinamics’in mâkul ve ehven fiyatla son derece kaliteli yeni tank verme teklifi de kabul edilmemiştir. Niçin?
3. Modernizasyon dairesi başkanı Sadık Yamaç bu “işe” karşı çıkmış ve görevinden alınmıştır. Niçin?
4. Onun yerine gelen Sezai Öztürk de bu işe sıcak bakmamış, razı olmamıştır. Bu yüksek bürokratın da itirazları kabul edilmemiş ve istifa ettirilmiştir. Niçin?
5. 170 tank için İsrail’e 668 milyon dolar ödenecektir.Bu para ile yeni ve modern tanklar alınmaz mıydı? Niçin alınmamıştır?
6. İsrail, tankların tamir işini bize verirseniz, biz de sizden 350 milyon dolarlık Manavgat suyu alacağız demiş, fakat sonra bu vaadinden dönmüştür. Bu karışık işlerin içyüzü nedir?
7. Türkiye’nin tank tamiri için ödeyeceği büyük para ile İsrail’in batık devlet şirketi IMI (Israel Military Industries) kurtarılmış olmaktadır. Türkiye’de bu kadar millî şirket ve işletme can çekişirken bir İsrail’in şirketi niçin kurtarılmıştır?
Millet Meclisimizde 550 vekil var. İnşaallah bunların bir kısmı bu karışık tank işinin üzerine dikkatle, titizlikle eğilir ve hesap sorar.
Birçok Batı ülkesi, PKK’ya karşı kullanacağımızdan korkarak bize helikopter ve sair modern silâh ve vasıta satmıyor. Türkiye, bu tank tamiratı işiyle İsrail’in Filistin’deki kıyımına niçin yardımcı olmuştur?
Ankara’dan bir iktidar büyüğü Arafat’a telefon etmiş, “Vah vah çok üzüldüm. Oralarda ne var ne yok, inşaallah İsrail sizi öldürmez…Sayın Arafat geçmiş olsun, iyi günler…” demiş. Bu çok candan ve samimî telefon görüşmesi yapılırken de bizim tankların tamir işi İsrail’e havale edilmiş.
Tarihin çok acı ve sıcak günlerini yaşıyoruz. Kudüs üç büyük dinin kutsal şehridir. Yahudilerin bu kutsal şehirde tekel kurmaya, tek başlarına hükmetmeye hakları yoktur.
Biz Müslümanlar barış istiyoruz. İslâm’da cihad vardır ama İslâm önce barış demektir. Filistin’in ve Kudüs’ün bir Arap meselesi olduğunu iddia etmek yanlıştır. İran, Arap değildir ama Filistin meselesinde başı şimdi o çekmektedir. Müslüman Türklerin kalbi de şu anda Kudüs’te atmaktadır.
Filistin ve Kudüs meselesi sadece Müslümanların değil, bütün insanlığın dâvâsıdır.
ABD, Ortadoğu meselesinde tek taraflı hareket etmekle kendi istikbalini tehlikeye atmaktadır. Mutlak, gerçek, kalıcı âdil bir barış olmadığı takdirde Filistin ve Kudüs meselesi Üçüncü Dünya Savaşı’na, Melhame-i Kübraya, Armageddon savaşına yol açabilir.
Dindar ve Ortodoks Yahudilere sorunuz: Siyonizmin Yahudilere faydası mı çok, zararı mı çok olacaktır? Mev’ud Mesih (Beklenen vaad edilmiş Mesih) çıkmadan Yahudilerin devlet kurmaları Museviliğe uygun mudur? Siyonizm ve İsrail devleti dünya Yahudiliği için büyük felâketler getirecektir. Dindar Yahudilerin nicesi böyle söylemektedir.
Türkiye’nin millî menfaatleri Arap ve İslâm dünyasıyla ticaret ve işbirliği yapmaktadır. Yazık ki, şu anda Arap ve İslâm dünyasından çok uzağız. Sınır komşusu olduğumuz kardeş ülkelerle doğru dürüst ticarî, iktisadî, turistik, kültürel ilişkilerimiz yoktur. Yemeklik sıvı yağımızı bile ta Amerika’lardan ithal ediyoruz.
İran’la, Irak’la, Suriye ile, diğer Arap ve İslâm ülkeleri ile sıkı ticaret ve iktisat ilişkileri içinde olsak birkaç sene zarfında düze çıkarız. Ancak birtakım güçler bizim kuvvetlenmemizi, selamete çıkmamızı istemiyor.
Amerika’dan, Arjantin’den, çok uzak ülkelerden pirinç satın alıyoruz da kapı komşumuz ülkelerden niçin almıyoruz?
Şaron, milyonlarca Yahudi’nin bile sevmediği, siyasetinden tedirgin olduğu bir şahsiyettir.Bu adam burnunun ucunu göremiyor. İsrail bu savaşı kazanamaz. Çünkü bu öyle bir savaştır ki, Filistinlilerin kaybedecek hiçbir şeyleri yoktur, İsrail ise neticede her şeyini, varlığını kaybedebilir.
İsrail, zulüm ve kıyımlarını Amerika’ya güvenerek yapmaktadır. Amerikan idarecileri iyi bilsinler ki, Allah Amerika’dan daha güçlüdür. İlâhî sille geldiği vakit ne Amerika kalır, ne İsrail.
Arafat büyük bir lider olduğunu gösterdi. Onun prensibi şudur: Ölmek var, dönmek yok…
Yetmiş küsur yaşındaki bu kahraman lider şehit edilirse yerine binlerce, onbinlerce genç Arafat çıkacaktır.
Yahudilerle Sabataycıların araları pek iyi değildir ama konu İsrail’e gelince bir ve beraberdirler. Türkiyeli Sabataycılar İsrail vatandaşı değil, Türkiye vatandaşıdır. Türk devletinin, Türkiye halkının, ülkenin menfaatlerini birinci planda tutmak ve gözetmek zorundadırlar. İkili oynayarak kimseyi kandıramazlar. Bu millet ahmak değildir.
Filistinli intihar komandolarının yaptıklarını elbette tasvib etmiyorum (doğru bulmuyorum). Sivil insanların, kadın ve çocukların öldürülmesi yanlıştır. Ancak Filistinliler çaresiz kalmışlardır. Seslerini duyuramamaktadırlar. Vatanları ellerinden gitmiştir, onlara hayat hakkı tanınmamaktadır.
Ya kalıcı, gerçek, âdil bir barış, yahut Üçüncü Dünya Harbi, yâni kıyamet. Seçim Amerikan idarecilerine ve İsrail’e aittir. 03 Nisan 2002